Hayatımızda olmayan ama her zaman dilimizde olan evrensel değerler yeniden keşfediliyor. Daha doğrusu keşfetmek zorunda kalıyoruz. Çünkü pek çok problemin çözümü için bu değerlerin yaşanması ve diriltilmesi zorunlu hale geldi.
Farkındalığımızı arttırmaya mecbur kaldık. Samimiyet, güven, sevgi, şefkat, cömertlik, dayanışma, hoşgörü, barış, affedicilik, dürüstlük, doğruluk, özveri gibi değerler ön saflara geçti.
Değişmeye mecbur kaldık… Başka şansımız kalmadı. Hayatta kalmak için sevmeyi, gülmeyi, hoş görmeyi öğrenmek zorunda kaldık.
İnsanı insan yapan değerleri yeniden keşfediyoruz.
İnsani değerlerdeki çözülme, çürüme bizi buna mecbur bıraktı. Sistemdeki rastgelelik ve düzensizlik hayatımızı doldurdu, çıkış noktası bırakmadı bize.
Biz değişiyoruz, bize yol gösteren, öncülük eden liderlerimiz de değişecek. İyi ve erdemli olmayı hedefleyecekler, pozitif değerleri temsil etmeyi hedefleyecekler.
Alçakgönüllü, dürüst, erdemli, evrensel değerleri temsil eden ve yaşayan, insani değerlere sahip çıkan, kurumsal değerleri yeşerten liderlere ihtiyacımız var.
Onlar da değişecek. Ya değişecekler ya gidecekler. Hiç şansları yok… Direnmeye direnmek, sırat köprüsünden düşmek demek. Düşmek istemiyorlarsa değişecekler.
Çünkü dünya değişiyor.
Paraya dayanan, maddiyatı öne çıkaran ilişkiler mutluluk getirmedi. Tersine yolsuzluklar, skandallar, ahlaki çöküntüler getirdi. Kapitalist düzen insanlığa zarar verdi.
Şimdi topluma faydalı, insanlığa yararlı, idealist olma zamanı… Hizmet eden, fayda üreten, etik ilkelerle karar veren, başkalarının sınırlarına saygılı olan insanlara ihtiyaç var.
Bunun için hizmetkar liderlere ihtiyaç var ve onlar yoldalar, geliyorlar.
Vee insanlar derinleşiyor, kendini aşma arzusu, dünyaya geliş amacını bulma isteği derinleşerek artıyor. Manevi boşluklar, psikolojik problemler, bunalımlar, yalnızlık, anlamsızlık ve tabii ki vahşi kapitalizmin getirdiği belirsizlik ve kaos ortamı insanları değiştiriyor, dönüştürüyor. Tevazu ve sevgi bir arada geliyor. Duruluk, içtenlik, derinlik geliyor, şişik egolar sönüyor. Sözle değil kalple iletişime geçiyor insanlar.
Kısa vadeli hareket etme dönemi bitti. Artık büyük resmi görme zamanı.
