Biz hazırız

Güney Kıbrıs’ın, BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un Münih’te Kıbrıs sorunuyla ilgili yaptığı açıklamalar Rumları çılgına çevirdi. Bilindiği gibi, Barış Gücünün görev süresini uzatma raporunda Moon Kıbrıslı Rumlar kelimesini kullandı. Bunun anlamı Kıbrıslı Rum varsa Kıbrıslı Türk de var demek ve Rumların “Cypriot” tanımına ters düşmekti. Rumları öfkelendiren ikinci konu ise, Moon’un, Güneydeki cumhurbaşkanlığı seçimleri nedeniyle müzakerelerin başlayamadığını söylemesiydi.

Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’in başkan seçildiği günden itibaren masaya oturmamaktaki inadını ve mecburi yemek masasına oturmadan evvel söylediği, “asla müzakerelerle ilgili bir şey konuşulmayacak” ifadelerini unutmuş görünen Rumlar, her zaman olduğu gibi çözümsüzlüğün nedenini Türk tarafına yükleyeceklerdi ki, BM Genel sekreteri, kendilerinin ağırdan aldığını açıkladı kibar bir dille…

Adanın tek hakimi olduklarına inanan ve hep “sen haklısın” sözleriyle sırtı sıvazlanan Rumlar, Moon’un bu sözlerine pek öfkelendi. Moon’un söylediğinin doğru olduğunu bildikleri halde, Dışişleri Bakanlığı, Ban Ki Moon’un, müzakerelerin Kıbrıs Rum toplumundaki Başkanlık seçimlerinden ötürü kesildiği yönündeki açıklamalarından sonra protesto girişiminde bulundu. ”Simerini Gazetesi “Ban’ın devlet varlığımıza darbesi” başlıklı haberinde “Müzakerelerin kesilmesini bizim tarafa yükledi. BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon, Hükümetin ve partilerin tepkisine neden olan büyük bir münasebetsizlik yaptı. Hükümet protesto girişiminde bulundu ve siyasi güçlerin neredeyse tümü BM Genel Sekreterinin açıklamalarını kınadı” ifadelerini kullanırken, Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis daha da ileri giderek, ‘bir Genel Sekreterin BM’nin üye devletinin kimin olduğunu bilmesi için ne kadar görev süresine ihtiyacı olduğunu’ sordu.

***

FİLELEFTHEROS GAZETESİ olayı “Türklere Ban Arkası” HARAVGİ GAZETESİ, “BM Genel Sekreterinin benzeri görülmemiş hatası”, “Ban Ki Moon’a karşı pür ateş”, ALİTHİA GAZETESİ, “Ban Ki Moon kelimelerde hata yaptı” başlıklarıyla verirken, Simerini Gazetesi yazarı Mikaella Loizu, makalesinde şu ifadelere yer verdi: “BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un doğrudan müzakerelerin ne zaman ve neden kesildiğini hatırlamamasının ve Örgütün bir üye devletini ‘toplum’ diye adlandırmasının ardından Kıbrıs sorunu ile ilgili yaptığı açıklama çıralar yaktı. Genel Sekreter, ‘ne yazık ki müzakereler, Kıbrıs’ın Kıbrıs Rum toplumundaki Hükümet değişikliği nedeniyle askıya alındı’ dedi. Ban, müzakerelerin kesilmesini ekonomik krizin izlediğini ve siyasi ve ekonomik durumun müzakerelerin başlamasına yardımcı olmadığını kaydetti.

Çevreciler Basın Sözcüsü Eleni Hrisostomu da “Mevcut Hükümetin, Ban Ki Moon’un açıklamalarına sert bir şekilde tepki göstermesini bekleyeceğiz ve bir kez daha başımızı kuma gömmeyeceğiz’ dedi.

Vatandaşlar İttifakı Başkanı Yorgos Lillikas, Genel Sekreterin açıklamasının Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı demek yerine Kıbrıs Rum Toplumu Cumhurbaşkanı şeklinde konuşarak Türk tezini kabul etmesinden ve dolaylı yoldan çıkmaza ilişkin sorumluluğu Kıbrıs Rum tarafına yüklemesinden ötürü kabul edilmez ve kışkırtıcı olduğunu kaydetti.”

***

Kıbrıslı Türklerin sorunun çözümünü istediklerinden kuşku olmadığı gibi, Kıbrıslı Rumların da bu sorunu çözme niyetleri olmadığına kuşku yok. Yukarıdaki tüm ifadeler klasik Rum anlayışını ortaya sererken, adanın tek hakimi oldukları düşüncesini ve Türklere ancak ve ancak kendi tebaları olan bir toplum statüsünü layık gördükleri apaçık ortada. Derviş Eroğlu’nun Cumhurbaşkanı seçildiği gün, bir günah keçisi bulmuş olmanın sevinciyle ellerini ovuşturan komşular, Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun uzlaşmacı kişiliği karşısında hayal kırıklığına uğradılar. Heyhat; Eroğlu uzlaşmazdı!, Eroğlu Talat ve Haristofyas’ın bıraktığı yerden başlamayacağını söylemeliydi! Eroğlu masaya oturmamak için bahane üretmeliydi!

Beklenen olmadı, Cumhurbaşkanı Eroğlu çözüm istediğini tüm parametrelerle ortaya koydu, son derece akılcı bir politika izledi. BM ve diğer paydaşlarla son derece uyumlu bir ortam yakalayan Türk tarafının bu tavrı, genelde Rumlardan yana bir tavır sergileyen BM’yi bile gerçekleri görmeye zorlayınca yukarıdaki komik ifadeler çıktı ortaya…
Çözüm mü? Biz hazırız. Onlar hazır mı, bekleyip göreceğiz…

1621520cookie-checkBiz hazırız

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.