Bombalar…

Bombaların tarihi eskidir, fakat günlük yaşantımıza girişi yenidir. Bombalar bir çağı kapatıp açmaya kadar etkisi büyük savaş araçları olmuştur. Fakat bombaları daha büyük tehlike olarak ortaya çıkaran havadan yeryüzüne bırakılan halini alması ile olmuştur.

İnsanoğlu uçmaya hep merak salmıştır, gökyüzünde özgürce kendisini boşluğa bırakması hayalini görmüştür, fakat bu düşünce yakın bir zaman dilimi içinde kavuşmuştur. Teknolojinin gelişimi ve bilimin insanlık amacı doğrultusunda kullanımı sonucu, insan bu büyük düşünü gerçekleştirmiştir. Düşünü gerçekleştirirken, yayılmacı duygularına da yeni bir araç eklemiş oldu. Gökyüzünü gezi ve taşıma amaçlı değil, savaş aracı olarak kullanacaktır.

1783 yılında balonların gökyüzüne doğru çıkışından kısa bir süre sonra, havadan aşağıya bırakılan bombaların kullanımı başlamıştır. Çünkü o güne kadar savaşlar hep karadan olmuş ve şehirler ona göre korunaklı yapılmıştır. Gökyüzüne karşı savunmasızdır. Gökyüzü ile buluşan insan savaşta üstün olmak için yeni bir kapı bulmuş oldu. O güne kadar gerçekleşmeyen bir savaş yöntemi, insanlığın hizmetine girmiştir. 1849 Avusturya Venedik savaşında, Avusturyalılar, küçük bombalarla doldurdukları kağıttan yapılmış ve sıcak havayla uçurulan balonları, rüzgarla Venedik üstüne gönderdiler. O zaman alınan haberlere göre, bu bombalar, maddi açıdan çok, manevi açıdan zararlı olmuştu. İlk olarak kullanılan bu yöntem büyük bir yankı uyandırmıştır. Orduların ve savaş çığırtkanlığını yapanların gözleri gökyüzüne doğru döndermiştir. Gelecek gökyüzüne yazılıyordu!

Bu korkunun yaratmış olduğu tepki ve daha sonra kullanılanlar üzerine 1899 La Haye konferansında yasaklandı. Çünkü gökyüzünden bırakılan bombalar masum insanların üzerine gidiyordu, o güne kadar görülmeyen bir sivil halk katliamı ile karşı karşıya kalınacağı görüldü. Bu yasak elbette bir süre sonra ortadan kaldıracak sebebi yaratacaktır. 1903’de Wright Kardeşler, ilk kez ağır bir araçla uçmayı başarınca, havacılık gelişmeye başladı ve 1907’de La Haye anlaşması iptal edildi. Ülkeler silah taşıyan uçakları geliştirmek için büyük yatırımlar yapmaya başlamıştır. Bu yarışın sonucu bir istila bahane edilerek kullanılmıştır.

Kuzey Afrika topraklarında en son parçaları kalan Türkleri oradan atıp, yayılmacı amacına hizmet etmek için İtalyanlar Libya üzerine doğru saldırıya geçmiştir. O topraklarda yeterli gücü bulunmayan Osmanlı imparatorluğunun fazla direniş göstermeden çekileceği kabul edilmiştir. Fakat Osmanlı içinde Enver paşa önderliğinde oluşturulan ve askerler tarafından geliştirilen Teşkilat-ı Mahsusa ilk eylemlerini ve direnişini İtalyanlara karşı geliştirecektir. Gönüllü birlikler ile halkı örgütleyenler göreceli olarak başarı sağlamlarına rağmen, İtalyanların düzenli ve üstün gücü karşısında boyun eğecektir, çünkü İstanbul’u daha fazla tehdit eden balkanlardan başlayan yeni bir ayaklanma ile karşı karşıya kalmıştır.

Yazımızı ilgilendiren tarafına baktığımızda bir ilk ile karşılaşırız. İlk uçak ile yapılan bombalama, 1 Kasım 1811 tarihinde İtalyan teğmeni Gavotti, İspanyol el bombalarından yapılmış, her biri 2 kg ağırlığındaki dört bombayı, Libya’daki Ayn Zara Türk kampına attı. Bu bilgiden anlaşılacağı üzerine ilk uçaktan atılan bomba Türklere karşı kullanılmıştır.

Mustafa Kemal, 3 Kasım günü Libya’ya ulaşmıştır ama bombaların etkisini gözlemlemiştir. (belki orada gördüğü dehşet görüntüler üzerine, ‘istikbal göklerdedir’ sözünü söylemiştir.) İtalyanlar masum ve savunmasız halkın üzerine bombaları bırakmıştır ama bu suçu hiçbir zamanda kabul etmemiştir. Bombalar savaşın kaderini değiştirecek konuma gelmiştir ve artık hiçbir yasa bu bombaları insanların üzerinde alıkoyamamıştır.

Birinci dünya savaşında başlayan uçaklardan bombalamalar, ikinci dünya savaşsı sırasında devam etmiş ve soğuk savaş döneminde de haklar üzerinde acımasız olarak kullanımına devam etmiştir. Soğuk savaşın bitimi ile uçaklardan atılan bombalar ve uçaklar o kadar geliştirilmiştir ki, bugün Afganistan’da yapılan savaşa insansız uçaklar savaşları aşağıya bırakmaktadır. Amerika’dan yönetilen bu uçaklarda artık insan yoktur. Bilgisayarda oyun oynar gibi savaş bir bürodan yönetilmektedir. Savaşı görmeyen kumanda odasındaki kişi, hiç gitmediği ve tanımadığı insanları öldürmekten dolayı suçluluk duygusu bile duymamaktadır.

Uçaklar bombasız halinde bile silah olarak kullanılabileceğini ikiz kulelerin yerle bir edildiğinde göstermiştir. İçinde hiç bomba olmadan dahi uçaklar savunmasız ve korumasız insanların üzerinde ölüm topuna rahat bir şekilde dönebilmektedir.

Savaş yeni araçlarını hep geliştirecek ki, ülkeler bir başkası üzerinde üstünlüğünü ilan edebilsin, fakat bütün geliştirilen bu savaş araçlarına rağmen dünyayı hükmedenler tarih içinde var olmuşlar ve sonra yok olmuşlardır. Çünkü gelişim sonsuzdur ve bu sonsuzluk içinde insan önce yıkımı ve yok etmeyi geliştirmiştir.

http://www.cemoezkan.de
http://cemoezkan.blogcu.com

1584690cookie-checkBombalar…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.