Bu kış turşuların sarımsağı Çin’den!

YUSUF YAVUZ / AÇIK GAZETE – Türkiye’nin 8 ayda 1 milyon dolara yakın sarımsak ithalatı yaptığı belirtilirken, hükümet yükselen fiyatları düşürmek için gümrük vergisinde ton başına 1000 dolarlık indirime gitti…

Türkiye’nin geçtiğimiz ay en çok konuştuğu konuların başında gelen sarımsak, 50 liraya ulaşan fiyatıyla Eylül ayının zam şampiyonu oldu. Turşu ve konserve mevsiminde Türk halkının vazgeçilmezlerinden biri olan sarımsağı tüketiciler artık kilo ile değil, tane ile almaya başladı. Sel ve dolunun vurduğu ürünün zarar görmesi, sarımsak fiyatlarındaki artışın en önemli nedeni olarak gösteriliyor. 2019’un ilk 8 ayında Çin ve İran’dan ithal edilen sarımsak için Türkiye 950 bin dolar ödedi. Ancak hükümet sarımsak üretimini desteklemek ve verimi artırmak yerine çözümü ithalatın önünü açmakta buldu. Ticaret Bakanlığı ithal sarımsak için uygulanan gümrük vergisini 4 bin dolardan 3 bin dolara düşürdü. Sarımsak üretimiyle ilgili bir rapor yayınlayan Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) ise sarımsak üreticilerine devlet desteği sağlanması gerektiğinin altını çizerek, “Tarımsal yatırımlar için hibe verilmesi, sarımsak tarımında iyi tarım ve organik tarım uygulamalarının başlatılması, fiyat istikrarının sağlanması gibi uygulamalar verim ve kaliteni artması için önemlidir” görüşünü paylaştı.

Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO), Türkiye’nin gündeminden düşmeyen ve TÜİK verilerine göre yüzde 42, 58’lik fiyat artışıyla Eylül ayının zam şampiyonu olan sarımsakla ilgili bir rapor hazırladı. Türkiye’de yaklaşık 130 bin dekarı kuru, 20 bin dekarı ise taze olmak üzere toplam 150 bin dekarı aşan alanda sarımsak üretimi yapıldığı kaydedilen ZMO’nun raporunda, 2018 yılında kuru sarımsakta dekara ortalama verim 882 kg olarak gerçekleştiği belirtildi.

Rapora göre sarımsak dendiğinde akla ilk gelen il Kastamonu olmasına karşın, 2018 yılında en fazla sarımsak üretimi Gaziantep’te gerçekleştirildi. Türkiye’nin yıllık sarımsak üretimi 140 bin tonu geçerken, bu üretimin yaklaşık yüzde 25’lik kısmı taze olarak tüketiliyor. Sarımsak veriminin en yüksek olduğu iller ise 1.397 kg ile Konya, 1.374 kg ile Edirne ve 1.192 kg ile Kahramanmaraş olarak sıralanıyor. Sarımsak üretiminde dekar başına verimde dünya ortalamasının 1.788 kg. (2017) olduğu göz önüne alınırsa Türkiye’deki verimin düşük olduğu ortaya çıkıyor.

Ziraat Mühendisleri Odası’nın raporuna göre Türkiye 2018 yılında 408 ton sarımsak ihracatı yaptı. Bunun karşılığında elde edilen gelir ise 526 bin dolar. Ancak 2019’un ilk 8 ayında bu gelirin yaklaşık iki katı kadar sarımsak ithal edildi. 2019 yılının ilk sekiz ayında 1.500 ton sarımsak ithalatı için 950 bin dolar ödenirken bu yıl en fazla sarımsak ithal edilen ülke İran oldu.

Türkiye’de kişi başı sarımsak tüketiminin 1.5-2 kg arasında değiştiği kaydedilen raporda, dünya sarımsak üretimi ve ticaretine ilişkin bilgilere de yer verildi. Buna göre 2017 yılında dünyada 6 milyon hektar alanda 28 milyon ton sarımsak üretilmiştir. Üretimin yaklaşık yüzde 80’i Çin tarafından gerçekleştirilirken, Çin aynı zamanda dünyada en fazla sarımsak ihracatı yapan ülke. Yıllık 1.5 milyon ton ile Çin dünyanın toplam sarımsak ihracatının yüzde 78’ini tek başına gerçekleştiriyor. Dünyada en fazla sarımsak ithalatı yapan ülke ise, 444 bin ton ile toplam sarımsak ithalatının yüzde 22’sini gerçekleştiren Endonezya.

Türkiye’deki sarımsak üretim alanlarında artış olduğu kaydedilen ZMO’nun raporunda şu bilgilere yer verildi:

TÜİK verilerine göre tüketici fiyatları bazında sarımsakta fiyat artışı, Eylül 2019’da bir önceki aya göre yüzde 42,58 olarak gerçekleşmiştir. Hasattan itibaren sarımsak fiyatlarında haftalık periyodlarda hızlı bir artış gözlemlenmiştir. Dolu zararı bu artışta en önemli etken olarak karşımıza çıkmaktadır. Dolu zararına bağlı olarak oluşan rekolte düşüklüğü nedeniyle görülen fiyat artışları yanında sarımsak ürünü üzerinde yapılan spekülasyonlar da fiyat artışında etkin bir rol oynamıştır. Sarımsakta görülen anormal fiyat artışı üreticiyi memnun etmekle birlikte tüketici sarımsağı pazardan tane ile almak zorunda kalmıştır.

Her yıl üretim sezonu başında yüksek fiyatla pazarda alıcı bulan sarımsak, 2-3 aylık dönem içerisinde düşerek değer fiyatına ulaşırken, 2019 yılı piyasa fiyatı için şimdiden üç haneli rakamlar telaffuz edilmeye başlanmıştır. Bu aşırı fiyat beklentisinin gerçekliği tartışılır durumdadır. Rekolte düşüklüğüne bağlı olduğu zikredilen sarımsak fiyat artışlarının, süreç içerisinde yapılacak spekülasyonlarla daha da yükselip yükselmeyeceği zaman içinde ortaya çıkacaktır.”

Devletin fiyatı yükselen her tarımsal üründe yaptığı gibi sarımsakta görülen fiyat artışının ithalatla sonlandırılması yolunu seçtiğine işaret edilen ZMO raporunda,  kuru sarımsak ithalatındaki gümrük vergisinin önce 3 bin dolar olarak belirlendiği ancak Ticaret Bakanlığı’nın 5 Ekim’de Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren tebliği ile bu oranın 2 bin dolara indirildiği kaydedildi. Diğer sarımsak türleri için ton başına 4 bin dolar olan gümrük vergisinin de 3 bin dolara düşürüldü belirtilen raporda, sarımsak üretimiyle ilgili yapılması gerekenlere de yer verildi.

Çiftçi kayıt sisteminin tam olarak işlemesinin kontrol sisteminin düzenli olması ve güvenirliğin artması açısından önemli olduğuna dikkat çekilen raporda, sarımsak üretici belgesinin verilmesi ile fiyat artışı olduğunda her isteyenin sarımsak üreticisi olmasının da engelleneceği kaydedildi.

Üretim miktarının kayıt altına alınmasıyla kayıt dışı üretimin önleneceği ve sarımsak üretiminin planlı ve kontrollü olması sağlanacağı belirtilen raporda, sarımsak üreticilerine devlet desteği sağlanması gerektiğinin altı çizilerek, alınması gereken önlemler şöyle sıralandı:

“Sarımsak borsasının kurulması: Fiyat istikrarsızlığı pazarlamanın önündeki engellerden birisidir. Üreticiler bir yıl yüksek fiyatla ürününü satabiliyorken diğer yıl hiç satamamaktadır. Üretim alanları ve miktarlarındaki dengesiz artış ve azalışlar sarımsak üreticilerini zor duruma düşürmektedir. Fiyat istikrarının sağlanması ve pazarlamanın kolaylaşması için üretim planlamasının yapılması ve sarımsak borsasının kurulması beklenmektedir.

Örgütlülüğün sağlanması: Aile işletmelerinin ürettikleri ürünlerin pazarda fiyatı belirleyebilir miktarda olmaması, bu işletmelerin yapısal olarak değişimden ziyade birleşerek güçlü hale gelmelerini zorunlu kılmaktadır. Böylece fiyat dalgalanmalarına ve fiyat politikalarına karşı dirençli yapıya sahip aile işletmeleri etkin hale getirilecek, yeni pazar arayışlarına da olanak sağlanacaktır. Aile işletmelerinin örgütlenmesi; pazarlama kooperatifleri, girdi kooperatifleri ya da üretici birlikleri şeklinde olabilir. Böylece üretim maliyetleri düşürülerek, piyasa fiyatlarından üyelerin etkilenmeleri en aza indirgenecektir. Küçük aile işletmeleri için ürünlerini pazarlama kanalları oluşturulması, danışmanlık, eğitim, depolama-nakliye hizmetleri gibi destekleyici hizmetler verilmesi, üretici pazarlarının faaliyete geçmesi gerekmektedir.

Çin sarımsağına karşı yerli üretimin teşvik edilmesi: Son yıllarda özellikle Çin sarımsağına rağbet görülmekte bu yüzden ihracattan çok ithalat oranlarının yüksekliği dikkat çekmektedir. Çin sarımsağı, coğrafi işaret belgesine sahip olan Taşköprü sarımsağının geleceğini tehdit etmektedir. Düşük maliyeti nedeniyle tercih edilen bu sarımsakların piyasaya girmesiyle birçok üretici zor durumda kalmakta, rekabet gücü zayıflamaktadır.

Pazarla ile ilgili sorunların çözülmesi:  ithalatçı ülkelerdeki yüksek gümrük tarifeleri, ihracat belgeleri konusundaki bürokratik engeller, vize almadaki zorluklar, nakliye ile ilgili sorunlar, yabancı dil eksikliği ve ‘Türk Malı’ imajının istenen düzeyde olmaması nedeniyle pazarlama konusunda sorunlar bulunmaktadır. Verim ve kaliteyi artırmak için üreticilere uzmanlar tarafından eğitimler verilmesi: Bilinçli üretimin yapılması sarımsak üreticilerinin bilinçlendirilmesi ile mümkündür.”

2340860cookie-checkBu kış turşuların sarımsağı Çin’den!
Önceki haber63 bin çocuğa bozuk aşılar mı uygulandı?
Sonraki haberMUTSUZLUĞUMUZ SÜRPRİZ DEĞİL
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.