Bu yazıyı bayrama saklamıştım

Orta yaş ve üstü eski bayramları ve bayramlardaki bayramlık yerlerini unutmazlar… Ahhh nerede o eski bayramlar…

Bu bayram gününde hoş şeyler yazmak, restoran sektöründe bayrağı zirveye taşımayı başaran, kazancını toplumla paylaşan işadam Önder Şahan’ı sizlere anlatmak istiyorum…

Önder Şahan, yeni nesil restoran sektöründe marka bir isim. Shakespeare Globe ve British Museum’un yanıbaşında kurduğu Londra genelinde sayıları 20’yi bulan restoran zincirlerinde gönüllü bir kültür elçiliği yapıyor. Dostlarının “toplumun en çalışkan ve en beyefendisi” diye nitelendirdiği Şahan, geldiği topraklarda ilkokul yapacak kadar yardımsever, kâr amacı gütmeyen üniversite “Docklands Academy London”ı açacak kadar aydınlanmacı, restoranına dev Atatürk’ün portresi asacak kadar cumhuriyetçi… Önder Şahan ile restoran zincirinin amiral gemisi sayılan Canary Wharf’taki kanal manzaralı TAS restoranda söyleştik.

Şahan 1966’da Kars Kağızman’a bağlı Paslı köyünde 10 kardeşin 6’ncısı olarak doğar. Zorlu bir çocukluk yaşamı olur. “Köyde yapacak bir şeyin olmaması”ndan dolayı bütün aile 1979’da Ankara’da çalışan babanın yanına göçer. Sıkıyönetim ve hava kirliliğinin damgasını vurduğu Ankara’da da yaşam kolay değildir. Nato Yolu’nda bir gecekondu evinde otururlar. Şahan Tuzluçayır Lisesine başlar, bir taraftan da aile bütçesine katkıda bulunmak için pidecide çalışır, atık toplayıcılığı yapar. AOÇ’de mevsimlik işçilik ve tencere pazarlamacılığı da yaptığı işler arasındadır.

“O yıllarda toplumsal bir karşı çıkış vardı. Bir itiraz vardı… Yoksul olsa da yaşamanın bir onuru vardı” diye anlattığı o dönemde daha iyi bir dünya kurmak için mücadele eden sosyalist harekete sempati duyar. Ankara Kurtuluş Lisesi’nden de mezun olur. 12 Eylül 1980 Darbesi sonrasında yoksulları daha da yoksullatıran Özal’ın 24 Ocak Kararları hayata geçirildiği o kara günlerde de Açık Öğrenim’de öğrencidir. En çok kitap okuduğu, sanatsal ve kültürel etkinlikleri izlediği o yıllarda Zafer Çarşısı’nda Doruk Kitapevi’nde çalışır. Sol bir gazeteyi okuyana 5 yıl hapis cezası verildiği o dönemde, sol bir kitapçıda çalışan Şahan da her yurtsever gibi karakolla tanışır.

Kitapevi’ne gelen bir arkadaşının önerisiyle 4 Temmuz 1990’da Londra’ya gelir… Pek çok toplumüyesi gibi o da tekstil atölyesinde ütücülükle işe başlar. “Dinlenilen arabesk beni öldürüyordu” dediği atölyeden 6 ay sonra ayrılıp bir câfede bulaşıkcılık yapmayı tercih eder. “Bir dakika bile boş durmuyorduk” diye anlattığı Kings Cross’daki Golden Câfe’de ise disiplinli ve temiz çalışmayı öğrenir. 1991’de Hakay ile tanışır ve evlenir… 1992”de Gizem Şeyda, 2005’te de Burcu Selin doğacaktır…

1992’de ise My Fair’de bir Türk restoranında komi olarak işe başlar. Çalışkanlığı ve yaratıcılığı ile çok kısa sürede restoranda menecerliğe kadar yükselir. Restoranın büyüyerek başka şubeler açmasında büyük katkıları olur… 1999’da işten ayrılır ve Waterloo’da 150 müşteri kapasiteli Tas restoranı açar. Tas ilk yıl, “En iyi vejeteryan restoran” ödülü alır ve İngiltere ulusal basınında övücü yorumlar yayınlanır. Ertesi yıl London Bridge’de, 2002’de Shakespeare Globe’da Anadolu yemeklerinin evrensel damak tadına sunan TAS’lar açılır. Merkez Londra’da Ev, HAS ve Hazev adlarıyla da devam eden ve 400 çalışanı olan restoran zincirinin sayısını 20’ye çıkarmayı başarır. Ayrıca restoranlarda Anadolu mutfağının otantik sos ve reçellerinin sunulduğu reyonlara da yer verir.

Şahan, Kurtuluş Savaşı ve sonrasında Mustafa Kemal’in önderliğindeki devrimleri Türkiye’nin en önemli aydınlanma dönemi olarak niteliyor. “O topraklara borcumuz” var diye konuşan Şahan, her yıl Türkiye’de 14 öğrenciye burs veriyor. 2005’te Sarıkamış’ın Güllüce Köyü’ne kedi adına bir ilk okul yaptıran işadamı çıtayı daha da yükselterek, 2011’de lisans ve lisans üstü eğitim verecek kâr amacı gütmeyen özel üniversite “Docklands Academy London”ı kurar. 2012’de Tower Hamlet’te satın aldığı kütüphaneyi de, doğu yemekleri kursları düzenleyen uygulamalı bir hotele dönüştürmeyi planlıyor… Topluma yardım eden gizli ellerden olan Şahan, 2013’de ekonomik sıkıntıya düşen geleneksel Londra Türk Film Festivali’ne de elini uzatarak “Festivalin Patronu” ödülünü almıştı.

Eğitime olan ciddi yatırımlarını Hacı Bektaşi Veli’nin “Soyumdan gelen değil, yolumdan gelen benimledir” sözüne dayandıran işadamı, vicdanına dayanarak iş yaptığını söylüyor.

Kaya Mar’ın dünya üzerine şef önlüğüyle sürekli koşarken karikatüre ettiği Şahan, başarısının sırrını, “Az uyuyacaksın, az dinleneceksin, çok şefkatli, sabırlı, anlayışlı ve sakin olacaksın” diye açıklıyor ve “Bu iş bir ekip işidir. Ben gönül oldum, onlar benimle gönül yoldaşı…” diyerek de çoğu Türkiye kökenli çalışanlarını da başarısına ortak ediyor.

Bu tür iyi haberleri o kadar az ki… Olanları da ne yazık ki bayramlara saklar olduk dostlar… Bayramınuz eski bayramlar gibi olsun…

1084310cookie-checkBu yazıyı bayrama saklamıştım
Önceki haberAnastasiadis’in şımarıklığını Eroğlu yapsaydı ne olurdu
Sonraki haberZarif, güzel, farklı ve çok yönlü…
FARUK ESKİOĞLU
Faruk Eskioğlu, (1958, Akşehir) gazeteci ve yazar. 1985'ten bu yana yaşadığı Londra'dan Türkiye'deki ulusal medyaya yönelik muhabirlik, temsilcilik yaptı. Londra'da yayınlanan Türkçe toplum gazetelerinde çalıştı ve bazı gazetelerin kuruluşunda yer aldı. Halen sosyolojik değeri olan haber ve araştırmalara ağırlık veren yazar, halen 2004'te kurduğu Açık Gazete'yi (acikgazete.com) yönetiyor ve köşe yazarlığını sürdürüyor.Eskioğlu, 13'üncü yüzyılın sonunda Horasan'dan Akşehir Maruf köyüne yerleşerek tekke kuran Hasan Paşa soyundan geliyor. Hasan Paşa'nın oğlu Şeyh Hacı İbrahim Veli Sultan'ın "Mülk Allahındır" felsefesiyle Anadolu'da bir ilk sayılan kendine adına kurduğu yoksullara yardım vakfı ise halen faaliyettetir.Eskioğlu, ilk ve orta öğrenimini Akşehir'de tamamladıktan sonra 1979’da AİTİA Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu’nu bitirdi. 1984’te Gazi Üniversitesi Ekonomi Fakültesi’nde "master" yaptı. THA’da gazeteciliğe başladı. Aralık 1985’te kendi deyimiyle "siyasi sürgün" olarak geldiği Londra’da ilk 2 yıl baba mesleği kasaplık yaptı. İngilizce öğrendikten sonra medya okudu. Uzun yıllar Nokta dergisi İngiltere Temsilciliği, Hürriyet Londra bürosunda habercilik yaptı. Gazeteciliğin yanısıra 1986-98 arasında grafiker tasarımcı olarak çalıştı. Ayrıca pek çok siyasi afiş ve logo tasarladı.1998’de Türkiye’ye döndü. Hürriyet Gazetesi Ekonomi Servisi’nde haberci ve star.com.tr’de ekonomi editörü olarak görev yaptı. “Basında etik ve toplam kalite yönetimi” üzerine araştırmalar yaptı, bu konudaki konferans ve panellere katıldı.Türkiye’deki 2001 ekonomi krizinde Londra’ya dönerek grafiker tasarımcılık ve gazeteciliği sürdürdü. Toplum gazetelerinden Olay’da genel yayın yönetmenliği yaptı. Londra’da ilk Türkçe internet gazetesini çıkardı ve toplum gazetelerine ilk ajans hizmeti sundu. 2004’te dünya haberleri veren acikgazete.com’u kurdu. İki ayrı toplum gazetesini yayına hazırladı. Türkiye’deki bazı tv kanallarına haber geçti, uzun süre Akşam Londra Temsilciliği’ni üstlendi.Londra'da 2004’te "İçimizden Birisi: Vanunu" başlıklı bir kısa film çekti. Londra'daki toplumu anlatması açısından bir ilk sayılan "Aşkolsun! Adı Aşkolsun" başlıklı belgesel romanı 2007’de Türkiye’de yayımlandı. Türkiye'den 150 ve Kıbrıs'tan 100 yıllık İngiltere'ye göçün anlatıldığı 3 ciltlik "Londra'da Bizim'Kiler" başlıklı araştırması 2019 sonunda çıktı. Eskioğlu’nun Su ve Defne (2004) adlı ikiz kızları bulunuyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.