Bush’un ‘haçlı seferi’ Hollywood’da

Ridley Scott’un, 12.yüzyılda Hristiyanların Kudüs’e yaptıkları haçlı seferini betimlediği ‘Kingdom of Heaven’ filmi bu hafta vizyona girdi.

Özellikle, imgelerin sözlerden daha güçlü olduğu günümüz  toplumunda, bir Hollywood versiyonu, insanların ‘haçlı seferi’ mirasını algılamasını şekillendirmede binlerce kitaptan daha etkili görünüyor. Bu nedenle de Scott’un filmi daha bitmeden ağır eleştiriye uğramıştı.

AĞIR ELEŞTİRİLER
Cambridge Üniversitesi Tarihçisi Jonathan Riley-Smith film hakkında, “Tarihin Osama Bin Laden versiyonu, bu film ancak daha fazla müslüman fanatikleri körükler” derken, UCLA’nın İslam Hukuku profesörü Khaled Abou El Fadl, “bu filmin insanlara, müslümanlardan nefret etmeyi öğretiyor” diye yaklaştı.

“Alien”, “Blade Runner”, “Thelma & Louise”, “Gladiator”, “Black Hawk” gibi klasik filmlerin yapımcısı olan Ridley Scott, ilk başta sadece sövalyelerle ilgili bir film yapmak istediğini, adını da, Bush’un ‘haçlı seferi’ sözüne gelen tepkilerden dolayı değiştirdiğini belirtti.


HANGİ HAÇLI SEFERİ GÜNÜMÜZE UYUYOR?
William Monahan’ın yazdığı senaryoda anlatılan haçlı seferi, tarihte yer alan bir çok haçlı seferi arasından seçildi.  Haçlı seferleri ilk defa, 1095 de Papa II. Urban’ın Müslümanların, Hristiyanlara uyguladıklarını iddia ettiği zulme karşı, Konstantinapol’daki kardeşlerine yardım etmek ve  Selçukluları  durdurmak için açıldı.  Bu ilk haçlı seferi 1099 da, Hristiyanların, 461 yıldır Müslümanların elinde bulunan Kudüs’ü almasıyla son buldu.

Mohanan ve Scott bu ilk seferi filminde işleyebilirdi. Ancak bir sorun vardı; Hristiyanlar Doğuya doğru giderlerken yolda, Avrupada bulunan Yahudileri de katletmişlerdi. Kudüs düştükten sonra da, oradaki Müslüman ve Yahudileri toptan kılıçtan geçirmişlerdi. İçinde bulunduğumuz politik gündemde  anlatmakta zorlanacaklarını hissetmiş olacaklar ki, yapımcıların bu dönemi seçmediği göze çarpıyor.

İngiltere Kralı Aslan Yürekli Richard’ın, Saladdin’e karşı yaptığı ikinci haçlı seferini de tasvir edebilirlerdi. Saddam Hüseyin’in kendine örnek aldığı, Kürt asıllı olan Saladdin o sıralarda Mısır ve Suriye’deki müslümanları birleştirmişti. Bunun da sonu ve Saladdinin tarihteki efsanevi kişiliği nedeniyle, Batılılar kendilerini tanımlamakta zorlanabilirlerdi.

Dördüncü Haçlı seferi ise tam bir felaketle biten bir maceraydı. Yola çıkan Hristiyanlar bu defa, Filistin’deki Müslümanlar yerine Konstantinapol’deki Ortodoks  Hristiyanlarla çarpışmışlardı.

Sonuçta üçüncü Haçlı Seferinden hemen önceki dönem seçildi. Bu dönem, Kudüs’deki Latin Krallığın, gücü ve etkisi gittikçe yükselen Salahaddin’le karşı karşıya kaldıkları çağ sayılıyor. İngiltere Kralı Richard, ancak filmin sonunda belirir. Filmin asıl kahramanı, çok az kimse tarafından tanınan, Kudüs’ü Salahaddin’e karşı savunan, Ibelin’li Baron Balian’dır.

TARİHİ BİRAZ DRAMETİZE ETMİŞ
James Reston Jr.’un “Warriors of Gods” adlı romanındaki kahramanını andıran bu tipleme nedeniyle de Reston, Scott ve Monahan aleyhinde dava bile açmıştır. Ancak, sonunda aklanan yönetmen ve senarist, böylesine az tanınan bir kahramanı istedikleri gibi değiştirebileceklerini düşüncesiyle bu dönemde karar kılmışlardır.

“Yüzükleri Efendisi”ndeki Orlado Bloom’un oynadığı Balian’ın bu değişen kişiliği hakkında da tarihçiler pek tatmin olmadı.

Scott sonunda, tarihle biraz oynadıklarını, biyografileri de biraz  dramatize ettiklerini itiraf etti. Niyeti ne olursa olsun, Ridley Scott’un şövalyeleri, ne içinde yaşadıkları tarihsel dönemi ne de bugün, içinde yapıldığı dönemin gerçeklerinden kurturamadı.

ABD nin dış politikaları, Orta Doğudaki politik gelişmeler nedeniyle bazı çevreler bu filmi, tehlikeli bir provokasyon, içindeki bulunduğumuz hassas dönemin bilinçli olarak ihlali olarak yorumlayabilir. Tarafsız olanlar da, filmde hiç bir “anti” görmediklerini öne sürebilir. Hatta, filmi gören insan sayısı kadar bu filmin farklı yorumları olacağı bile söylenebilir. Sonuçta bu bir belgesel değildir. Bir sanat yapıtıdır. Ancak, zıtlar arasındaki farkların belirsizleştiği günümüz dünyasında, bir sanat yapıtını “ciddiye” aldıkları için insanları kim suçlayabilir ki.

Dünya Ticaret Merkezine saldırıdan 5 gün sonra ABD başkanı Bush, terörizme karşı “haçlı seferi” ilan etmişti. Bush’un daha sonra düzeltmek istediği bu potu, İslam dünyasında Müslümanlara karşı yeni bir haçlı seferi olarak yorumlayanlar olmuştu.

1105120cookie-checkBush’un ‘haçlı seferi’ Hollywood’da

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.