Cemevleri ve ‘imam dede’lik

Bizim bildiğimiz bu şekilde…


Tanrı’yı gökte değil, insanda aramak da alevi felsefesi içerisinde yer alan bir inançtır… Alevilikte namaz ve haç gibi Müslümanlığa özgü dini görevler ve ibadet biçimleri yoktur…  Camiler, aleviler için ibadet yerleri değildir.


Pir Sultan Abdal Derneği Eski Genel Başkanı yazar Sayın Ali Balkız’la, bundan iki buçuk yıl kadar önce Kocaeli’de bir yerel televizyonda canlı olarak yayınlanan söyleşimiz sırasında, bu bilgileri kendisinden öğrenmiştik.
Eğer yanlış bir değerlendirmede bulunuyorsak, gerekirse ve “doğru olan” açıkça ve tartışmasız ortaya konulursa düzeltebiliriz.


Gelelim bugün neden bu konuya girdiğimize…
Basında yer alan haberlere göre Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından, ( kimi cemevlerinden talep geldiği gerekçesiyle) İstanbul’da Cemevlerine kuran kursu eğitimi için imam gönderilecekmiş. Eğer haber doğruysa, neden Aleviler için kuran eğimi için yola çıkıldı? Böyle bir adım atılmasına niçin gerek duyuldu? Bunlar tepki ve merak konusu oldu. Nitekim bu yönde ki girişimlere yönelik alevi kesiminden itiraz anlamında yoğun tepkiler gelmeye başladı.


Öncelikle şunu açık yüreklilikle tartışalım.
Aleviler Müslüman mıdır? Alevilik,  yoksa inanç ve ilkeleri kendine özgü başlı başına bir din midir? Alevi olup da, kendilerinin Müslüman ve namazında niyazında insanlar olduklarını söyleyen ve ileri sürenlere de, tanık olduğumuzu burada altını çizerek belirtmek isteriz.


Kocaeli’de ki yerel televizyonda, Sayın Ali Balkız’la Aleviliğe dair yaptığımız ve yukarıda sözünü ettiğimiz söyleşi sırasında; canlı telefon bağlantılarıyla programımıza katılıp, bu yönde yani kendilerinin Müslüman oldukları yönünde açıklamalarda bulunan alevi kökenli izleyicilerimiz oldu. Program sonrasında ise kimi alevi kardeşlerimizden Müslüman olduklarına dair açıklamalar alırken, bunun tam aksi, yani Aleviliğin Müslümanlıkla ilgisi olmadığı yönünde ısrarlı görüş ve iddialar ortaya koyan, çok sayıda alevi kökenli kardeşimiz oldu.


Bu satırların yazarı alevi değildir.
Öncelikle bunu belirtmiş olalım.
Allah’ın varlık ve yüceliğine yürekten inanan, ancak din sömürüsü içerinde olmayan, din bezirganlığına ve dinsel şovlara son derece karşı olan, ibadetlerini büyük ölçüde tam olarak yerine getiremeyen bir kişidir.
Ancak, herkesin inancına saygılı, inanç taşımayanlara da tepkisel yönde yaklaşmayan bir kimse olarak; Alevi kardeşlerimize ve önderlerine yönelik insani açıdan sempati ve saygı duymakta olan bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız…


“Benim kâbem insandır” diyen;
Yücelmeyi ve güzelliği insanda, insan ruhunda, temizlik, dürüstlük ve saflıkta arayan öğreti; her zaman içimizde coşkulu hümanist duygularla yer bulmuştur!..
Ömrümüz boyunca çevremizde ne denli hoşgörülü, insanlara güler yüzlü ve sevecenlikle yaklaşan güzel insan görmüşsek ya da tanımışsak, eğer önceden tanımıyorsak, sonradan çoğunlukla alevi kesiminden kardeşlerimiz olduğunu öğrendik..


Başlangıçta da belirtmeye çalıştığımız gibi, Aleviliği; felsefi, dini, inanç ve akideler yönünden kesin çizgilerle tanımlayacak ve bu konuda tartışmaya girebilecek ölçüde bilgi ve birikim sahibi değiliz.


Ancak, istiyoruz ki alevlikle ve Müslümanlık arasında bir ilgi var mı, ya da Alevilik kendi akideleri doğrultusunda tanımlanabilecek başlı başına bir “din” sayılacak inanç sistemimidir? Bunu kafa karışıklığına neden olmayacak, duru ve inandırıcı bir anlatım ve gerekçelerle ortaya koyacak açıklamaya, ya da bilgi kaynağına son derece gereksinimiz duyduğumuzu da dürüstçe ortaya koymak isteriz.


Diyanet İşleri Başkanlığı’nın söz konusu yukarıda sözünü ettiğimiz son kararı ile ilgili birkaç gün önce yapılmış olan ve basında yer alan iki açıklamayla yazımızı noktalamak istiyoruz.


Gerekirse yeni yazılarımızla konuyu irdelemeyi sürdürmek istiyoruz.


“SHP MYK üyesi Bedri Demir, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın cemevlerine kadrolu imam atamasına ilişkin çalışmalarına tepki göstererek, cemevlerinin ibadethane saymayan AKP Alevilere gölge etmesin… Düne kadar, cemevlerini ibadet yeri saymayan AKP, ne oldu da şimdi cemevlerine kadrolu imam tayini düşünüyor. Demek ki, iktidarın kadrolaşacak alanı kalmadı. Bu ikiyüzlü tutum seçim yılında ‘oy avcılığı’ndan başka bir şey değildir…” (www.alevihaber.org-  7 -Şubat 2007)


“Dedelerimiz ‘imam dede’ olmayacaktır… AKP iktidarı yapmış olduğu bu atraksiyonlarla, “İmam dede” yaratmak istemektedir. Dedelerimizin, özgür ve özgün dünya görüşleri ile imam olmayacakları çok açıktır. Nasıl ki, Pir Sultan’ın itleri, Hızır paşanın ekmeğini yemedilerse, dedelerimiz de, Alevileri asimile ederek Aleviliği yok etmek isteyen zihniyetin ekmeğini yemeyecektir. Bu yola gidenler belki olacaktır ama, onlar bizden olmayacak ve “düşkün” sayılacaklardır. Tarihsel süreç içinde de “düşkünler” olarak anılacaklardır. Alevileri asimile ederek, Aleviliği yok etmeye yönelik AKP’nin bu kirli politikasına karşı küm canları dikkatli olmaya ve karşı durmaya davet ediyoruz Av. Kazım Genç PSAKD Genel Başkanı”(www.alevihaber.org –  7 Şubat 2007)  


[email protected]

697290cookie-checkCemevleri ve ‘imam dede’lik

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.