Tandoğdu, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde tüm kadın çalışanların “ücretli izinli” sayılmasına ilişkin yasa teklifi gerekçesinde, 8 Mart’ın tarihçesine değindikten sonra, “Dünya genelinde kadın haklarında son yıllarda meydana gelen artış dahi bir çok gerçeği değiştirebilecek nitelikte değildir. Dünyadaki en fakir insanların büyük çoğunluğu kadın, dünyadaki eğitim almamış insanların büyük çoğunluğu yine kadınlar. Kadınlar bugün ülkemizde de erkeklere göre, yüzde 25-50 oranında az ücretle çalıştırılmaktadır” dedi.
YÜZDE 40 GÖRÜCÜ USULÜYLE EVLENİYOR
Türkiye’de kadınların yüzde 40’ının görücü usulüyle evlendiğini, yüzde 20’sinin nikahsız yaşadığını, 100 kadından 2’sinin yüksek öğrenim gördüğünü belirten Tandoğdu, şunları kaydetti:
“Türkiye’de 8 milyon kadın okuma yazma bilmiyor. Kadınların yüzde 30’u dini nikahla yaşarken, yüzde 20’si ise nikahsız yaşıyor. Kadınların yüzde 55’i doğum kontrolü uygularken, yüzde 64’ü hamilelik döneminde doktor yüzü görmüyor, yüzde 65’i eve gelen konuğa görünmüyor ki bu özellikle kırsak kesimde çok yaygın. Anne olmak için ülkemizde yılda 2 bin 500 kadın yaşamını yitiriyor. Berdel, başlık parası, töre ve namus cinayetleri, dayak, baskı ve gelenekler kadını hedef almaya devam ediyor.”
Türkiye’de çalışan kadına yönelik korumacı kanunların, “doğum ve doğum sonrası izin, süt emzirme izni, kreş ve yuva sağlanabilirlikle sınırlı bulunduğunu” ifade eden Tandoğdu, evlilik ve doğumun, kadınların işten ayrılma nedenlerinin yüzde 70’ini oluşturduğunu, işverenin işten çıkarma nedenlerinin de yüzde 20’sini oluşturduğuna dikkat çekti.
Ücretli çalışan 1.5 milyon kadının 400 binden fazlasının SSK’lı, 500 bine yakın kadının memur olarak çalıştığını söyleyen Tandoğdu, “Kentlerde kadının ücretli olarak istihdamında eğitim durumunun yükselmesi, doğurganlık oranının azalması, sosyal değerlerdeki değişme gibi nedenlerle artış gözlenmesine karşın, kadınlar ücret karşılığı çalışanlar içinde yüzde 18’lik pay alıyor” dedi. ANKA
