D. Feneri’nde kimler yargılanmalı?

DENİZ FENERİNDE DAVASINDA KİMLER YARGILANMALI

Deniz Feneri davasında önemli gelişmeler yaşanıyor. Birincisi Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, davanın uluslar arası bir boyutu olması nedeniyle dava dosyasını Yargıtay Başsavcılığına gönderdi. Hukuksal olarak olması gereken budur. Çünkü dava dosyası, esasen iktidar partisi AKP’nin de içerisinde yer aldığı bir dolandırıcılık organizasyonudur. İkinci gelişme ise davanın ana sanıkları durumunda olan RÜTK Başkanı Zahid Akman ile Kanal 7’nin sahibi Zekeriya Karaman’ın mal varlıklarının mahkeme kararı ile doldurulmasıdır. Bunlar davanın seyri hakkında bize bir somut fikir vermekle birlikte nereye doğru evirileceği konusunda şimdiden bir şeyler söylemek epeyce zordur.

Savcılık soruşturma kapsamında adı geçen toplam 18 kişinin ortağı oldukları şirketlerde sermaye azaltma yoluna giderek mal varlığını kaçırdıkları iddia edilmişti. “Alınan bu tedbir kararı ile şirketlerin bu şekilde boşaltılmasının önüne geçilmiş olacağını” vurgulandı. Birincisi davada ismi geçen birçok şirketler sermayelerini önemli oranda azalttılar. Deniz Feneri ve Kanal ‘ üzerine yazdığım yazı da belirttiğim gibi örneğin Kanal 7 sermayesini 14 milyon 190 bin TL7den 403 bin TL’ye indirdi. Bu uygulama birçok şirketten gerçekleştirildi. Ayrıca kendi üzerlerindeki mal varlıklarının birçoğu satılmış gibi görünüyor. Örneğin Yargıtay Başsavcılığının Kanal 7’nin sermaye indirimini iptal etmesi gerekir. Bunun adı çok açıktır ki para kaçırmadır. Örneğin Kanal 7’nin sermaye indirimine gitmesi ile sermaye indiriminden Zekeriya Karaman’ın 5,1 milyon YTL, Mustafa Çelik 3,5 milyon YTL, İsmail Karaman ve Ahmet Hüküm de yaklaşık 2,8 milyon YTL’yi kendi hesaplarına aktardılar. Dosya’da çok açık olarak belirtildiği gibi Kanal 7’nin soygun merkezi olarak kullanılan yer Kanal 7’dir. Davanın gelişme seyrini takip eden Karaman, ani bir kararla Kanal 7 şirketinin sermayesini nerdeyse sıfırladı. Örneğin Kanal 7 Yönetim Kurulu üyeleri olan Mustafa Çelik, İsmail Karahan ve Ahmet Hüküm’ün de mal varlıklarının en azında mahkeme sonuçlanan kadar dondurulmalıdır. Mal varlıklarının kaçırılmasına izin verilmemelidir.

Deniz Feneri adına toplanan paralardan 4 milyon Euro aktarılarak kurulan, Zekeriya Karaman ve Zahid Akman’ın da ortak şirketler hakkında nasıl bir yasal işlem başlatıldı? Buna benzeri sorunlara çok açık yanıt verilmesi gerekiyor.
Zekeriya Karaman’ın bilgisi ve onayı ile Deniz Feneri paraları ile kurulan Çeşme Dalyan’da 3,3 milyon Euro’ya Kuşadası’nda ise Apart-Hotel için 2,5 milyon Euro ile satın alınan şirketlere el konulacak mı? Ya da bu şirketlerin akıbeti ne durumda? Yapılan bir araştırma söz konusu mu?

Deniz Feneri parası ile satın alınan ve Erdoğan’ın oğlunun da ortak olduğu 2,5 milyon Euro ödenerek satın alınan gemi’ye tedbir kararı konuldu mu veya böylesi bir çalışma var mı?

Ayrıca dava dosyası incelendiğinde kimler hakkında soruşturma açılması gerektiği çok net olarak ortaya çıkar. Bu bakımdan sorunu Zekeriya Karaman ve Zahid Akman ile sınırlamak davanın başından itibaren hedefinden saptırılması anlamına gelir. Şaibeye yer vermemek için soruşturmanın kapsamlı ve çok açık olarak yürütülmesi gerekir.
Dava dosyasına bakıldığından kimleri yargılanması gerektiğine dair çok somut isimler var. Bunlardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz:

Deniz Feneri Soygun Şirketine ilk elden organize edenler ve Derneğin banka hesabından 9.978.000 Euro çeken MEHMET GÜRHAN, 6.351.000 Euro çeken FİRDEVSİ ERMİŞ, ise 2.255.000 Euro çeken MEHMET TAŞKIN.

Deniz Feneri adına toplanan paralarla yurtdışında Şirket kurup ortak olan ve ayrıca Kanal 7’ye yaklaşık olarak 7 milyon Euro aktarmasını sağlayan ZEKERİYA KARAMAN, ZAHİD AKMAN, MUSTAFA ÇELİK, İSMAİL KARAHAN ve AHMET HÜKÜM.

Deniz Feneri tarafından çanta ile kendisine gönderilen ve bir biçimiyle kabul ettiği 2,5 milyon Euro için, ‘bana doğrudan verilmedi, başbakanlığın hesabına yatırıldı’ diyen TAYYİP ERDOĞAN.

Deniz Feneri parası ile satın alınan geminin yüzde 40’na ortak olan BİLAL ERDOĞAN.

Parlamento başkanıyken meclisten 7 tır eşyayı Deniz Fenerine aktarıp, başarı madalyası veren, bugünün Başbakan Yardımcı Bülent ARINÇ.

Deniz Fenerinde gönderilen 2 milyon Euro’yu uluslar arası İslamcı örgütleri Finanse etmekte kullanan Erdoğan’ın eski başdanışmanı bugünkü Dışişleri Bakanı AHMET DAVUTOĞLU.

Erdoğan’ın İstanbul Belediye Başkanı olduğu dönemde Belediye’ye bağlı 30 yakın şirketinin hesapları ile ve aynı zamanda Deniz Feneri’nin de hesaplarının bulunduğu Vakıflar bankasının Valide Sultan Şubesinin Müdür olan ve aynı zamanda Erdoğan tarafından Başbakanlığa bağlı devletin ’örtülü Ödeneğini’ kurumun başına getirilen MAKSUT SERİM.

SERİM’den sonra bankanın Valide Sultan Şubesinde Müdür olarak Deniz Feneri parasını değerlendirme yetkisine sahip olan ve 2005 yılında emekli olduktan sonra Erdoğan tarafından Vakıfbank Genel Müdürlüğüne getirilmesiyle, Almanya, Avusturya gibi Avrupa’nın farklı ülkelerinde Türkiye’ye Deniz Feneri’ne ait olan paranın transfer işini kontrol eden BİLAL KARAMAN.

Yetkisi olmadığı halde Deniz Feneri parası ile kurulan şirketlere usulsüz kredi veren, ayrıca Türkiye’ye para transferinde kilit rol oynayan, davanın Alman Federal Savcılığı tarafından açılması ile hemen apar-topar Türkiye getirilen dönemin Vakıfbank Frankfurt Şube Müdürü METİN ÖZETÇİ.

1606510cookie-checkD. Feneri’nde kimler yargılanmalı?

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.