Sararan yapraklar, kuruyan dallar…
Bulutun sevişme zamanı …
Yağmurun ağlama zamanı…
Hüzün…
Güneş….
batımı…
doğumu…
Yaz uğurlanıyor…
Artık yazdan çalınan günlere göz kırpacağız…
Yazın kıştan çalınan o serin günlere göz kırmak gibi…
Telaşlı mevsim geldi.
Sohbahar…
Yazarların hüzün diye bahsettiği mevsim…
Severim sonbaharı, sararan yapraklar yerlere dökülse de…
Ağaçlar cömertçe soyunsalar da…
Ürperti zamanı…
Güneşin göz kırptığı günler…
Bulutların deşarjlı günleri…
Telaşlı aydır, sonbahar..
Okullar açıldı bile…
Öğrenciler okul formalarıyla dolduruyor cıvıl cıvıl otobüsleri; sokaklarda ayak sesleri, konuşma sesleri…
Kitaplar raflarda…
Saklanma zamanı bitti…
Yakıt derdi kapıda…
Kış…
Yoksulun üşüdüğü uzun mevsim …
Yine göreceğiz, naylon poşetlerde kilo ile odun ve kömür alanları…
Çöp adamların çöp kutularındaki aş kavgalarını…
Kış şık mevsim oldu, artık…
Yoksulun yakıt derdine düştüğü, çocuğunun masrafını çıkaracağı sancılı aylar…
Oysa her mevsim ayrı bir güzeldir.
Her mevsimin tadı başkadır.
Beyaz gelinlikli dağımın kokuları esmeye başladı bile…
Kar…Beyazlık…Ağaçların beyaz tomurcuk güller verdiği mevsim…
Kardan adamlar, kardan yaşam…
Her ne kadar artık çatılardan buzlar sarkmasa da…
Karlı günler kapıda…
Bereket denilen Ramazan da davulunu çalmak üzere…
Bir ülkede yoksulluğun fotoğrafını çekmek için, ramazan ayına bakmanız bile yeter…
Ramazan aşevi çadırları kurulacak..
Siyasetçiler övünecek, ‘bu kadar aşevi kurduk, bu kadar kişi yemek yedi” diyerek..
Aşevleri ….Utanç çadırlarıdır, bence!…
Bir ay…
Doyuracak yaşam startında adı bile olmayan yoksuluğun insanlığını…
Bağışlar…
Gazetelerde boy boy yer alacak…
İftar sofralarının görüntüleri…
Başbakan oturacak yoksulların fotoğrafına…
Aşevi’nden bir görüntü…
Milletvekilleri hatırlayacak , milletin vekili olduğunu…
O da poz verecek ya bir varoş semtinde, ya da aşevinde….
Davullar çalacak…
İhale kavgası…Tokmakları davulcular birbirine vuracak…
Para kazanmak…
Bahsiş bile dilenciliğe dönecek, davulcunun manisizliğinde..
Sonhabar yaza veda…
Damlalar akar yanağımdan bülbüller saf tutmuş, yazı uğurluyorlar.
Neyleyim ki, ülkemde güneş hep yoksuldan yana…
Yağmur, rüzgar, bulut, kar da zenginden yana…
Ağaçların yapraklarını döktüğü bu ayda, bende de söz bitti, bugün…
Komşuda pişen paylaşılır düşüncesiyle,
Veda edelim sonbaharla güneşli günlere