Danıştay ‘yağma’ kararını iptal etti!

Mülk güvenliğini ortadan kaldıran uygulamanın güçsüzlerin malını mülkünü sorgusuz sualsiz firmaların kullanımına sunan bir tür yağma olduğunu söyleyen Ustaoğlu, “Savaş gibi olağanüstü durumlarda kullanılmak için düzenlenmiş bir hükmün Bakanlar Kurulunca alınan kararla, üstelik dileyen firmanın başvurusu üzerine, yurttaşlar aleyhine kullanılması kişi hak ve hürriyetlerinin ihlalidir” dedi.

BAKANLAR KURULU HES İÇİN ARAZİLERE ‘EL KOYMA’ KARARI ÇIKARDI
Giresun’un Espiye ve Güce ilçelerinde yapılmakta olan Çay Regülatörü ve HES projesi için 09. 08. 2014 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan Bakanlar Kurulu Kararı’yla bölgede bulunan toplam 47 parsel araziyi acele kamulaştırma kapsamına alındı. Ancak savaş koşulları ve ülke savunması gibi olağanüstü hallerde uygulanan ve ‘el koyma’ anlamına gelen acele kamulaştırma kararına karşı dava açan Giresunlu emekli bankacı İbrahim Feyzi Ustaoğlu, 30 dönümlük arazisi için alınan acele kamulaştırma kararının iptalini istedi.

DANIŞTAY DAVA AÇAN YURTTAŞI HAKLI BULDU, KARARI İPTAL ETTİ
Ustaoğlu’nun, Başbakanlık ve Maliye Bakanlığı aleyhine açtığı davayı gören Danıştay 6. Dairesi, hukuka aykırı bulduğu acele kamulaştırmayla ilgili Bakanlar Kurulu Kararı’nın önce yürütmesini durdurdu, ardından ise iptal etti. Danıştay’ın iptal kararında, söz konusu Bakanlar Kurulu Kararı’nda aceleliği gerektiren hiçbir unsurun yer almadığına hükmedilirken, ilgili idarelerin savunmalarında da gerekçe raporundaki genel ifadelerin dışında projeye ilişkin somut bir nedenin bulunmadığının altı çizildi. Oy çokluğu ile alınan Danıştay kararında, “dava konusu Bakanlar Kurulu Kararının davacı taşınmazına ilişkin kısmında hukuka uyarlık görülmemiştir” ifadelerine yer verilerek kararın iptal edilmesine hükmedildi.

DAVACI USTAOĞLU: ‘YAĞMA İLE AÇIKLANABİLECEK BİR UYGULAMA’
Davayı açan İbrahim Feyzi Ustaoğlu, “Dileyen firmanın Bakanlar Kurulu’nu aracı kılarak bir ay içinde, sahibinin dahi haberdar edilmediği bir süreç sonunda malını, mülkünü kullanma, ondan yararlanma hakkını firmalara geçiren bu uygulamanın hukukun hangi evrensel ilkesi ile açıklanabileceğini hukukçulara bırakıyorum. Ama kişisel olarak ‘acele kamulaştırma’ müessesinin; mülk güvenliğini ortadan kaldıran, güçsüzlerin malını, mülkünü sorgusuz sualsiz firmaların kullanımına geçiren, hukuk ile değil ama ‘yağma’ ile açıklanabilecek bir uygulamaya döndüğünü tecrübe ettim. Sahiplerinin söz konusu toprak parçalarına bağlılığını sorgulamadan, manevi yanları düşünülmeden sorgusuz sualsiz hatta haberdar bile edilmeden metrekaresine 3-5 TL değer biçerek mülkünün elinden alınmasının başka türlü bir izahı da olamaz. Savaş gibi olağanüstü durumlarda kullanılmak için düzenlenmiş bir hükmün Bakanlar Kurulunca alınan kararla, üstelik dileyen firmanın başvurusu üzerine, yurttaşlar aleyhine kullanılması kişi hak ve hürriyetlerinin ihlalidir” diye konuştu.

BAKANLAR KURULU’NUN GEREKÇESİ: ‘ENERJİ SIKINTISI VAR’
Bakanlar Kurulu’nun ilgili HES projesinin yapılabilmesi için aldığı acele kamulaştırma kararı, “Taşınmazların normal izleğe göre kamulaştırılması işlemlerinin yapılmasının ve böylece yapılacak enerji yatırımının tamamlanmasının uzun zaman alabileceği, enerji sıkıntısı çeken ülkemizde bu tür yatırımların mümkün olduğu kadar hızlı şekilde tamamlanmasında kamu açısından yarar bulunduğu ve bu şekilde taşınmazların acele kamulaştırmasında kamulaştırma işlemlerinin yaklaşık 2 yıl daha erken tamamlanabileceği” gerekçesine dayanıyordu.

USTAOĞLU: ‘MÜLKİYET HAKKI VATANDAŞIN ELİNDEN ALINAMAZ’
Ancak Danıştay bu gerekçeyi yeterli bulmadı. Kendi hazırladığı dilekçeyle davayı açan Ustaoğlu, Başbakanlığın Danıştay’a yaptığı itirazına verdiği cevabi yazıda, mülkiye hakkının anayasal bir hak olduğunun altını çizerek, “Anayasa’nın tanıdığı mülkiyet hakkı, vatandaşın elinden alınamaz” ifadelerine yer verdi.

‘BİR DEREYE 3-4 BARAJ KURULARAK KAMU YARARI OLMAZ’
Başbakanlığın itirazına, “Bir dere üzerinde 3-4 tane baraj kurularak, kamu yararı olamaz” yanıtını veren Ustaoğlu, “Düşünün 40 kilometrelik dere üzerinde 3-4 tane baraj var. Bu baraj da sonuncusu. 30 Mart 2014 tarihinde don meydana gelmiştir. Bence sebebi barajdır. Bölgemizin geçim kaynağı olan fındık ve meyveler dallarında dondan yanarak, yok olmuştur. On binlerce insan mağdur olmuştur ve de İstanbul, Bursa ve büyük kentlere iş aramaya gidilmiş ve de çoğu insan mağdur durumda göç etmiştir. Bu zararı da görmekten gelmemeliyiz. Hal böyle olunca da davalı idarenin cevabının, reddi gerekir” görüşünü savundu.

İbrahim Feyzi Ustaoğlu

Giresun’daki Galevera deresi üzerinde yapılmakta olan HES inşaatı

Karadoğa ve Galevera derelerini birleştiği alanda kurulan HES şantiyesi

Galevera Deresi

1571780cookie-checkDanıştay ‘yağma’ kararını iptal etti!

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.