Darbe-camii …

Ben galiba bazı konuları ya yeteri kadar açık yazamıyorum…Ya da beni okuyanlar, deneyim ve gözlemlerime dayanarak orta koymaya çalıştığım gerçekleri içlerine sindirmek istemiyorlar. Anlamak istemiyorlar veya anlamak işlerine gelmiyor.

Hemen konuya gireceğim.
Bu yazı burada yayınlanan bir önceki yazımın devamı mahiyetinde olacak.

Türkiye çok partili döneme geçtiğinden bu yana “darbeler ülkesi” olarak zihinlere kazındı mı, kazınmadı mı?
Ben henüz yetmişime gelmedim ama üçü büyük (27 Mayıs 1960-12 Mart 1971- 12 Eylül l980) ve biri postmodern denilen (28 Şubat 1997) biri e-mail muhtıra (27 Nisan 2008) olmak üzere dördü gerçekleşen, biri teşebbüs halinde kalan beş darbe gördüm.
Çocuklarım darbelerle büyüdü. Herkesin çocukları gibi.
Üstelik benim darbelerim sade vatandaşın ki gibi de değildi.
Gazeteci olarak bizzat içinde yaşadım, soludum ve olayları mesleğim gereği incelemek, araştırmak ve yazmak zorundaydım.
Tabii darbe öncesi yaşananlara da bizzat tanık olmak, somut olayları görmek, bazı gerçekleri bilmekle birlikte yasaklar nedeniyle yazamamak gibi olayların da içinde bulundum.
Gelelim son darbe planlarına.
Plan veya planlardan değil de en son ortaya çıkarılan Balyoz darbesi kayıtlarında geçen iki camiin bombalanması iddiasına.
Ben buna Çorum olayları örneğini göstermeye çalışmış, 1980 darbesine çeyrek kala, bu ildeki Alaattin Camisinin kurşunlanması veya bombalanacağı ihbarlarından sonra patlak veren olayların daha da genişlemesine yol açtığını anlatmaya çalışmıştım.

Değerli meslekdaşım Ali Haydar Nergis, yazımı okuduğu belli ki yanıt vermiş:
İsveç’te yaşayan ve İsveç’ten yorum yapan sevgili yazar arkadaşım Nergis buyuruyorlar ki:

K. Maraş Katliamı da, cami bombalandı, iddiası ve 2 öğretmenin öldürülmesiyle başlamıştı. Ecevit’ in ölümünden sonra ortaya çıkan arşivinde, bu olaydaki MHP- ABD Büyükelçiliği, CİA ve Kontr-garilla bağlantısı ortaya çıktı. Yorum yapıp yapmamak sizin bileceğiniz bir şey. Ancak, değerlendirmelerinizi yaparken, yabancı istihbarat örgütlerinin dünkü ve bugünkü rolünü de dikkate alsanız iyi olur.

Kesinlikle Nergi’in yaptığı uyarının dikkate alınmasından yanayım.
Ama bu, ABD’nin gelip bu ülkede darbeyi gerçekleştirdiği anlamına gelmez.
Kendisi de işaret etmiş (ABD, CİA ve Kontr-gerilla) diye.
MHP’yi de karıştırmış olaya. Ben bu iddiaya hiç rastlamadım diyebilirim.
Bu belki de Ecevit’in takıntısı olabilir. Çünkü Kahramanmaraş duruşmalarını baştan sona izleyen ve bir aydan fazla süre Adana’da yatıp kalkan bir gazeteci olarak şunu söyleyebilirim, Maraş olaylarında kontr-gerillanın büyük rol üstlendiği bir gerçek.
Yani soğuk savaş döneminde Nato’ya üye ülkelerde kurdurulan örgüt.
Yani bizdeki Özal Harp Dairesi, Kontr-gerilla veya son tahlilde “kozmik oda”

Bu neyi değiştirir ki?
Kontr-gerilla TSK bünyesinde somut olarak işlevsel bir örgüt.
CIA ile irtibatlı olması doğal.
ABD ile ilintili ve bağlantılı olması daha da doğal.
Diyelim ki, 1980’de söylendiği gibi “Bizim çocuklar iyi iş çıkardı” diyen ABD’nin, Evren ve beraberindekilerin gerçekleştirdiği hiyerarşik darbede parmağı var.
Bu ne demek?
Akıl var, mantık var.
Bu CİA-ABD geldi Türkiye’de darbe yaptı ve çekildi gitti demek mi ?

Askerler bu kadar kör, bu kadar idrakten yoksun, bu kadar mı vatanı bir kenara bırakmışlar yani ?

Demem o ki.
Darbeye giden yolda.
Darbe koşullarını oluştururken.
Darbe hazırlığı yaparken.
Öncesi ve sonrası planlanırken.
İnsanın gözü ne cami görür, ne klise.
Havrayı ise hiç görmez.

Üstelik bütün bunlar, canlı örnekler ve tanıklı-sanıklı ifadelerle geçmişte yaşanmış ise…

1627210cookie-checkDarbe-camii …

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.