Demokrasiye Gezi’den bakınca?

Alevilik Araştırma Grubu İAKM-Cemevi’nde Yard. Doç. Dr. Tuncay Bilecen’in konuşmacı olduğu “Demokrasiye Geziden Bakmak” başlıklı bir söyleşi düzenledi.

Alevilik Araştırma Grubu’ndan Semih Savaşal, Londra’ya yolu düşen akademisyenlerden yararlanmak ve onların araştırma ve birikimlerini paylaşmak amacıyla düzenledikleri söyleşileri sürdüreceklerini söyledi.

Yard. Doç. Dr. Bilecen Londra’da araştırma yaptığı son 3 ay süresince toplumun ilgi ve desteğini gördüğünü belirterek teşekkür etti. Kocaeli Üniversitesi Öğretim Üyesi olan aynı zamanda gazetecilik de yapan Yard. Doç. Dr. Tuncay Bilecen konuşmasında AKP’nin demokrasi anlayışı, mekanlar üzerindeki tasarrufu, yasal boyutu ve 6306 Sayılı Afet yasası ile Gezi Parkı’nda olup bitenleri anlattı.

Siyaset Bilimi dersleri veren Yard. Doç. Dr. Tuncay Bilecen AKP iktidarında talimat demokrasisi yaşandığını belirterek, “Bu da şirin bir ambalaj içinde sunuluyor. ‘En çok oyu alan her istediğini de yapabilir’ anlayışı hakim. Ne yazık ki yönetimde çoğulculuktan söz etmek mümkün değil” dedi.

AKP’nin 2005’ten sonra mekanlar üzerinde denetim kurmaya başladığını vurgulayan Yard. Doç. Dr. Bilecen, “Kent mekanları metalaştırılıyor ve muhafazakarlaştırılıyor. Böylece muhafazakar düşüne ortam da hazırlanmış oluyor. Bütün bunlar yapılırken de demokraside çoğulculuk dikkate alınmıyor…” diye konuştu.

Yard. Doç. Dr. Bilecen inşaat sektörünün büyümenin lokomatifi konumuna geldiğini belirterek, toplu konut kamu şirketi TOKİ’nin yasal düzenlemelerle devlet içinde devlet konumuna getirildiğini öne sürdü. TOKİ’nin riskli bölgede olmasa bile istediği konutu kamulaştırıp yıkma yetkisine sahip olduğu ve mağdurların itiraz haklarının bulunmadığını anlatan Yard. Doç. Dr. Bilecen, “Üstelik yasaya muhalefet edene ceza geliyor ve TOKİ faaliyeti kamu spotu olarak tv reklamlarında da yayınlanıyor.” dedi.

Gezi Parkı Direnişi’nin muhalif kanadı birleştirdiğini belirten Siyaset Bilimci Yard. Doç. Dr. Bilecen, “Gezi’yi bir gençlik hareketi olarak okumak mümkün” diye konuştu. Yard. Doç. Dr. Gezi Direnişi’nin Türkiye’deki siyaset sosyologlarını çuvallattığını öne sürerek şunları söyledi:

“Benim Paris Komünü’ne benzettiğim bu direnişin ilk 10 gününde askersiz, polissiz ve devletsiz bir sistem deneyimi yaşandı. Direnişçiler başka bir dünyanın mümkün olabileceklerini gördüler… Yeni bir yaşam filizlendi. Parlamenter demokrasi yerine katılımcı demokrasi öne çıkarıldı. Tartışmalar yapılarak ‘Parmak demokrasisi’ aşılmaya çalışıldı. Parlamenter demokrasinin ikiyüzlülüğü ortaya çıkarıldı… Direniş boyunca liderin olmaması, özerk ve otonom olması da önemlidir. Gezi’de korku duvarı aşıldı. Gezi Direnişi’nde demokrasi adına pek çok ders çıkarmak mümkün…”

Söyleşi sonrasında Savaşal da Gezi Parkı Direnişi’nde Aleviler’in yer almasına karşın kurumsal olarak katılımda ikircilik yaşandığı ve pratik davranılamadığını öne sürdü. İAKM-Cemevi Başkanı İsrafil Erbil de üyesi bulundukları Demokratik Alevi Hareketi Bileşenleri’nin Ekim ayında Gezi Direnişi’ni desteklemek amacıyla sokağa çıkacağını belirtti.

849040cookie-checkDemokrasiye Gezi’den bakınca?

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.