Denktaş’ın cenaze töreninden himmetlenenler

Gazetede okudum. Birinci Cumhurbaşkanımız Rauf Raif Denktaş’ın cenaze töreninde dudak uçuklatan rakamlar havada uçuşmuş. Böyle bir zamanda üç kuruşun hesabının yapılmayacağını bilen uyanıklar faturaları şişirdikçe şişirmişler.
(Eee, öyle bir zamanda oturup pazarlık edilecek değildi elbet. Tüm hazırlıklar büyük lidere yaraşır şekilde yapılmalıydı. Nitekim işler yetkili kişilere havale edildi.)
Denktaş’ın vefatıyla oluşturulan özel komitenin belediyeye yaptırdığı basit işlerin yanı sıra malzemelere de fahiş fiyat uygulanmış.
Belediye üzerinden gelen faturalarda bir günlüğüne mezarlık çevresinin temizliğine 70 bin lira, yapay çime 250 bin lira, Lefkoşa içinde panolara konulan ilanlara, (bir günlüğüne) 300 bin lira, kurdeleye de 18 bin lira istendiği görülüyor.
Yanlış duymadınız, mezarlık çevresini eski parayla 70 milyar liraya temizliyorlar. Yapay çim için 250 milyar lira istiyorlar, belediye tüm imkanlarını seferber ederek büyük lidere son görevini yapmak ve bu organizasyona katkıda bulunmak yerine şehir içindeki panolardan 300 milyar lira istiyor Ki, Rauf Denktaş gibi bir devlet adamının cenaze töreninin yanında, anıt mezarının masraflarını üstlenmek isteyen çok kurum, kuruluş, kişi olduğunu biliyorum Türkiye’den.
Neyse dönelim esas meseleye; Belediyenin onca elemanı varken dışarıdan aldığı hizmeti vakit darlığına yorarak birkaç temizlik firmasını aradım. Bu fiyatların makul olup olmadığını sordum. İki firmada ağız birliği etmişçesine bu fiyata o parkın iki kez yapılandırılabileceğini söylüyor. “Kaç kişi çalıştırıldı, kaç dozer, iş arabası kiralandı bilmiyorum ama bu fiyat imkansız” diyor bir firma sahibi.
Ve yapay çimin metrekaresinin de 16 lira olduğunu hatırlatıyor…
Yani 250 bin liralık çim neredeyse parkın tamamını kaplayacak. Oysa yapay çim kaplanan alan parkın dörtte biri bile değil.
Neyse ki Maliye Bakan’ı Ersin Tatar, bu 1.8 milyon liralık faturaların ödenmemesi talimatının yanı sıra ne kadar malzeme kullanıldığının araştırılmasını ve ne tür işler yapıldığının piyasa fiyatlarının çıkartılmasını istemiş. Konuyu öğrenen Başbakan İrsen Küçük de Maliye’nin soruşturmasının ardından Başbakanlık Denetleme Kurulu’nun devreye girmesi talimatı vermiş.
Merakla bundan çıkacak sonucu bekleyeceğiz. Paranın hesabının yapılmayacağı hastalık ve ölüm hallerinden -haksız kazanç mı, köşe dönme mi, kamu imkanlarından nemalandırma mı, adını ne koyarsanız koyun- birilerinin cebine fazladan para girmesi, rahmetli Denktaş’a ayıptır.
Bu olayın, deprem haberini alır almaz deprem bölgesine koşan ganimetçilerin yaptıklarından hiçbir farkı yoktur bana göre.
Özetle, kimseyi erdem kantarına çekelim demiyoruz. Öyle böyle kabulümüz ama bu fatura zilletten himmet çıkarmanın belgesi olmanın yanı sıra hal-i pür melalimizi beyan eden bir resim.
Yazık ki ne yazık…