Derin devlet dertli devlet

Açıklamaları basında okuyoruz.


Başbakan Tayip Erdoğan, yurt dışı gezisi sırasında uçakta gazetecilere derin devletten sözünü etmiş. Bu konuda ancak bir yere kadar gidebildiklerinden yakınarak, derin devletin kökünün kazınması gerektiğinin altını çizmiş.


Ne zaman ülkede karanlık bir şeyler olur, cinayetler işlenir hemen derin devlet gündeme gelir. Kimilerine göre fail derin devlet olur…


Sözü fazla uzatmadan, sözü bu konuda önemli bir kitap yazmış bulunan yazar Belma Akçura’ya bırakalım. İşte kitabında yazılanlardan çarpıcı ve düşündürücü bir bölüm. Yorum ve takdir sizlerin.


“Türkiye’de ‘işler’ hiç değişmedi…
Aynı tas, aynı hamam.
Olup biteni anlamanın, artık ne neticesi ne de faydası var!
Kabak tadı verdiği bile söylenebilir…
Nedeni basit; Türkiye ne zaman ‘derin devlet’ olayları ile karşı karşıya kalsa sorular farklı olsa da, yanıtlar hep aynı oldu.
Türkiye’yi yönetenler; vatan millet söylemleriyle başlayan, çete ilişkileriyle süren, menfaat, kayırma, hesaplaşma, rüşvet, yolsuzluk gibi iddialarla büyüyen meselelere, her zaman, her koşulda, devletin koruması, valisi, adaleti, yasası, vekili ve polisi olarak açıklık getirdiler.
Kanun hükmündeki duruşlarıyla ‘derin devlet’ ilişkilerini ya inkâr ettiler ya da yok saydılar.
Ortaya dökülen belgelerin, atılan imzaların sahte olduğunu söyleyip, fotoğrafları görmezden geldiler.
Derin devlet oluşumlarını ‘devlet sırrı’, faili meçhul cinayetleri ‘terörle mücadele’ olarak tanıttılar.
Herkesin çete dediğine, ‘arkadaşlarımız’ diye hitap ettiler.
İşler yargıya intikal edince; ‘Devlet meselenin şuurundadır, takipsiz bırakılmaz…’ ‘Araştırıyoruz, gereken neyse yapılacaktır…’, ‘Arkadaşımızın bir suçu varsa, cezası neyse çekilecektir’ şeklinde benzer adamlar, birbirine benzer beyanatlar verdiler.
Olaylara adı karışanlar ‘zamanı gelince konuşacağım’ diyerek ya birbirlerini tehdit ettiler ya da ‘konuşmam doğru olmaz, her şey devletin bilgisi dahilinde’ diyerek dokunulmaz oldular…
Bu yüzden hayatımıza her dönem ‘verdimse ben verdim’ diyen ülkenin sahibiymiş gibi davranan siyasetçiler girdi.
Çetelerin önünü açıp, pasaportlar dağıtıp ‘kırmızı da veririz yeşil de’ diyen güvenlik görevlileri terfi ettirildi.
Hukuku, insanlık onurunu yok sayan, ‘her şeyi devlet için yaptım’ diyerek ülkeyi faili meçhul cinayetler mezarlığına çevirenler korundu.
Beş kuruşu olmadan banka açan, karapara aklayan, uyuşturucu paralarıyla varlık gösterenler kendilerini ‘işadamı’ diye tanıttı.
Belli ki bu gücün milleten falan aldıkları yok. Bu güç, iktidar olanın, parası olanın gücü.
Şimdi bu gücün son 30 yıllık faturasına bakın!
1970’li yıllardan 2006’lara yayılan bir arşiv bu. Bize sadece ipuçlarını veren bu arşivde işlenen suçlara, derin devletin gölgesi düşmüş!..
Bildiğim tek şey; son otuz yıldır karanlık yığınla iddiayı biriktiren bir arşivde büyüdüğümüzdür. Hiç sonuç vermeyen, hiç çözülemeyen, hesabı sorulmamış gittikçe kirlenen, kirletilen bir arşiv bu…” (*)


[email protected]


(*) “Derin Devlet Oldu Devlet” Güncel Yay. Syf: (12-14)  2. Basım – Mayıs 2006

697050cookie-checkDerin devlet dertli devlet

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.