Anadolu Kültür Festivali 23 Haziran 1 Temmuz arasında Kuzey Londra’daki Clissold Park’ta yapıldı. Bu yıl 6’ncısı yapılan festivalin destekcileri arasında THY, Goldsworth Solicitors, Lebara, Future Homes, TRT, TRT Çocuk, Aytaç, Aziziye Kasabı vb. vardı…
Festivali organize edenler Süleymaniye Camisi etrafında örgütlenen “Süleymancılar” diye bilinen cemaat üyeleri… Organizatör olarak Anadolu Toplum Birliği ve Süleymaniye Kültür Merkezi’nin adı geçiyor…
Açılış gününde Festival’de kalabalık bir protokol vardı. İşte bazı isimler:
“Türkiye’nin Londra Başkonsolosu Ahmet Demirok, Avrupa Parlamentosu Milletvekili Barones Sarah Ann Ludford, Lord Muhammed Sheikh, Hackney belediye Sözcüsü Jessica Webb, KKTC Londra Temsilcisi Oya Tuncalı, Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanı Kemal Yurtnaç, Türkiye’nin londra Din Hizmetleri Müşaviri Seyfettin Erşahin ve toplum üyesi bazı belediye meclis üyeleri…”
Etkinlikler ise 19’ncu yüzyıl Anadolu kültürü ve eğlencelerini yansıtıyordu. Bu açıdan festivalin adını “Ortaçağ Anadolu Kültürü Festivali” diye düzeltmek daha yerinde olacak…
Bu yıl ki Festival’i 7 yaşındaki ikiz kızlarımla gezdim. Onları canlı bir müzeye götürmüş gibi keyiflendim. Onlar da iyi zaman geçirdiler hani.
Festivalin ilk günü “Allah Allah” nidalarıyla mehter takımı, Bursa kılıç kalkan ekibi ve gösteri amaçlı yağlı güreşi seyrettik. Hacıvat ile Karagöz, İbiş ve Nasrettin Hoca skeçleri velhasılı hat ve ebru sanatını keyifle izledik. Kıl çadırın önündeki yayık ayranın yanıbaşında sırtında keçeyle sağa sola gülümseyen çobanın önünde fotoğraf da çektirdik… “Kapalı Çarşı” adıyla festivale eklenen alış veriş merkezinde de tur attık…
Ne yazık ki ertesi gün yapıldığı için güreşte ağa seçimini kaçırdık. Toplum üyesi Avukat İsmail Şık bu yılın ağası olmak için tam 21.000 ‘yirmibirbin’ sterlin ödemiş. Fes,
cepken ve tesbih ile poz veren İsmail Bey’i artık “İsmail Ağa” diye çağıracağız…
Festivali gezerken kızlarıma “Dedemin dedesinin dedesi zamanında memleket böyleydi” dedim…
Lord Muhammed Sheikh neyse de, Hackney belediye Sözcüsü Jessica Webb ve Barones Sarah Ann Ludford’a da buradan seslenmek istiyorum.
Dear Webb and Barones Ludford, bildiğiniz gibi kültür de durağan değildir, zamana göre değişip şekilleniyor. Valla billa gördükleriniz dedemin dedesinin dedesi zamanından kalmaydı… Hatta deve güreşi ve cirit atma da vardı ama Festival Komitesi işin kolayına kaçmış onları atlamış…
Dear Webb and Barones Ludford, bu festivali organize edenler ve çoğu katılımcılar muhafazakar ve tutucu kimselerdir. 19’ncu yüzyıl kültürünü öyle bir tutmuşlar ki hiç bırakmamışlar… Şart olsun ki bu festival Türkiye’nin modern yüzü ve çağdaş kültürünü yansıtmıyor…
Bu arada Festival Organizasyon Komitesi Başkanı Akif Çulhaoğlu, yaptığı konuşmada “İngiltere’deki en geniş ve uzun süreli etkinlik” diye nitelediği festivalde Türkiye’nin her yönüyle tanıtıldığını söyledi.
El insaf ya Sayın Başkan… “Türkiye’nin her yönü” ve “şimdiki zamanı” böyle mi Allahaşkınıza? Siz ya son iki yüzyıldır memlekete gitmiyorsunuz ya da başka festivallere katılmıyorsunuz herhalde?
8 Temmuz’da aynı yerde aynı saatte 23’ncü (yirmiüçüncü) Day Mer Kültür ve Sanat Festivali’nin “Park Şenliği” yapılacak. Buyurun gelin hem kalabalığa, hem de sahnedeki etkinliklere bir göz atın… Üstelik bu festivalin arkasında ne THY ne de TRT olacak…
Sayın Başkan, organize komitesine bildirin lütfen seneye deve güreşi görmek isteriz… Manchester United’a milyonlarca sterlin destek olan, apronunda deve kesilen, hak isteyen çalışanlarını anında işten atan THY’nin, develerin transferinde de festivale desteğini esirgemeyeceğini umuyorum…
NOT: Bu arada 3’ü 1 sterline satılan ev yapımı baklavaları çok sevdik. Yapanların eline sağlık…
