Devlet Adamlığı budur

Uzun zamandır kendisiyle röportaj yapmak istiyordum ki, oldu.
İngiltere’de yayımlanan bir gazetede köşedaşım olan değerli Amiral Türker Bey ayarladı röportajımızı.
İstanbul’a gidecektim, Türker Bey’i aradım, orada olup olmadığını sordum, yazlıktaymış.
Yazlık Ayvalık’ta… Maviyle yeşilin buluştuğu noktada mütevazi bir ev, tıpkı kendisi gibi.
İstanbul’a gelecekti elbet. Röportajı İstanbul’da da yapabilirdim. Benim için daha kolay olurdu ama bugünün işini yarına bırakmak istemediğimden 5 günlük tatilimin içine Ayvalık’ı da sıkıştırdım. Sabah 10.10’da bindiğim Edremit uçağından iner inmez yardımcı Binali Bey’in aracıyla vardım Hüsamettin Cindoruk’un evine…
Tarihe tanıklık etmiş bir isimle buluşmaktan ötesinde, babaannemin dilinden düşürmediği bir politikacı olmasının duygusallığıyla vardım eve…
Bahçedeki bambu sandalyeye oturmamdan beş dakika sonra geldi Cindoruk.
Ne yalan söyleyeyim, daha yaşlı bekliyordum. Dinç, güleryüzlü, sevecen, mütevazi bir politikacı karşımdaki…
Türkçesi mükemmel, konulara hakimiyeti şahane…
Yakın tarihe tanıklık etmiş bir siyasetçi vardı karşımda… Yarım asırdan fazla hem de…
Hiç duymadıklarımı duydum, bilmediklerimi öğrendim, gizli saklı ne varsa vakıf oldum…
Kıbrıs davasının neferlerinden, 27 Mayıs İhtilalinin avukatı, 28 Şubat’ta adı geçen isim…
Kıbrıs’ı konuştuk uzun uzun. Müftü Danâ Efendiyle, Faiz Kaymak’ın kendisiyle görüşmelerini, o görüşmenin ardından yaşanan gelişmeleri, 6-7 Eylül olaylarını, 27 Mayıs’ı, Denktaş’ı…
Kıbrıs’ın haricinde merak ettiğim sorular vardı: Niçin 1993 yılında DYP genel başkanlığına aday olmadı da Tansu Çiller başkan oldu?
Tansu Çiller’le araları neden bozuldu, Süleyman Demirel Çiller’e neden cephe aldı?
Kıbrıs’la ilgili açık açık konuşan Cindoruk, iç siyasete gelince kayıt cihazını kapatmam kaydıyla anlattı o dönemi. Niçin aday olmadı, sonrasında neler yaşandı, hepsini…
Vefasına hayran kaldım…
“Cindoruk DYP’nin başına geçmiş olsaydı sağın en büyük partisi eriyip gitmezdi” diye düşünenlerden olan ben, merkez sağın yok olup gitmemesi adına Cindoruk’un “Siyasette gençlere ihtiyaç var, bu gençlerden biri de benim” diyerek DP genel başkanlığına adayı olmasını yürekten desteklediğimi söyleyeyim.
O dönem yaşıyla ilgili tedirginliklerim hiç olmamıştı ki, haklıymışım.
Ülkenin Hüsamettin Cindoruk gibi akil adamlara, gerçek devlet adamlarına ihtiyacı var.
Ayvalık’ın meşhur Sakızlı Girit kurabiyelerinin eşlik ettiği sohbette bundan iyice emin olurken, yardımcısı Binali Bey’in dönüş yolunda söylediklerinden sonra iyice hayıflandım değerlerimize sahip çıkamamamıza;
Tüm siyasetçileri aynı kefeye koymamıza…
Ne yapıp etmeli, tecrübelerinden, öngörülerinden yararlanmalıydık, yapamadık…
Binali Bey ne mi söyledi? Meclis Başkanlığı yapan Hüsamettin Cindoruk ne devletin kendisine tahsis ettiği aracı almış, ne şoförü, ne de benzini.
Kabul etmemiş hiçbirini.
Bütün değerlerin pazara sürüldüğü, her şeyin paraya endekslendiği, peşkeşlerin, rüşvetlerin siyasetin temel eleştirel konuları haline geldiği politik arenada kendisine verilen imkanlardan dahi faydalanmayan, “vefalı” siyasetçilere ihtiyacımız var bizim.
Cindoruk gibilerine…

1621290cookie-checkDevlet Adamlığı budur

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.