Yayınladığı, analiz ve yorumlarda Türkiye’nin AB üyeliğinin, 1 Mayıs’taki genişlemeden daha masraflı olacağını iddia eden gazete, uzmanların hesaplarına göre, Türkiye’nin üyelik müzakerelerine başlamasının AB’ye maliyetinin yıllık 15 milyar Euro olduğunu yazıyor.
Hatta gazete Türkiye’nin AB kasasından almayı hakedeceği miktarı da alt baslığında veriyor: 45 milyar Euro.
Bu maliyetin büyük bir kısmının Almanya tarafından karşılanacağını hatırlatan die Welt, yine uzmanların hesaplarına başvuruyor ve Türkiye’nin üyeliği durumunda 30 yıl içerisinde Almanya’ya 3 milyar Türk göçmen geleceğini iddia ediyor.
Gazete yayınladığı analizlerde, Türkiye’nin AB üyeliğinin getireceği faydaları da sıralıyor ve AB’ye üyelik yerine bu ülkede yeni pazarlar açmasını öneriyor.
Erdoğan hükümetinin aldığı reform kararlarını hayata geçirmekte zorlandığını ifade eden die Welt gazetesi, “Türkiye’de AB üyeliğine karşı olanlar artıyor” başlıklı bir yazıda da Türk halkının AB üyeliğinin maliyetini farketmeye başladığı değerlendirmesini yapıyor.
Bir başka yorumda ise Alman Sosyal Demokrat hükümetinin Türkiye politikası ağır bir dille eleştiriliyor.
Başbakan Gerhard Schröder’in de Dışişleri Bakanı Joschka Fischer’in de bu konuda kararlı olduğunu ve konuyu tartışmaya açmak isteyen herkesi, yabancı ve İslam düşmanı ilan ettiğini belirten gazete, iki politikacının da Türkiye’nin stratejik önemine güvendiğini vurguluyor.
İlginç yorum su sözlerle sona eriyor:
“Fischer ve Schröder’in stratejik argümanları doğru olabilir, belki AB’nin üyeleri içinde en kalabalık olacak bir ülkeyi sınırlarına katması faydalıdır. Ya da AB’nin sınırlarının Suriye, Iran ve Irak’a kadar genişlemesinde de çekinecek bir durum yoktur. Ya varsa? Bu durumda aslında konuyu tartışmak elzem. Aksi halde AB kendini tehlikeli bir maceranın içine bulup, kendine kötü bir son hazırlayabilir.”
