Dincilik ve dualarla iyileşme senaryosu

Sevgili okurlar;
Yaşamda yadsınmayan bir gerçek vardır; İnsanlar, kuldan ve kul adaletinden umudunu kestiklerinde; her zaman ilahi adaletten çare arar duruma gelirler.
Bu arayış, çoğu zaman hurafeye kayışın da artmasına yol açar…
Bu her zaman böyle olmuştur…


Ne yapsalar, yoksulluktan, çaresizlikten ve tükenişten kurtulamayacaklarını anlayan ve önlerinde hiçbir umut ışığı görmeyen dar ve sabit gelirli açlık sınırında yaşamakta olan kitleleri; hurafelerle kandırmak ve sömürmek bütün zamanlarda “fenomen” ölçeğinde, karşımıza çıkan bir toplum gerçeği olmuştur.


Yerel bir radyoda program yapan bir kişinin, radyoda ki canlı yayını sırasında, okuduğu dualarla, istek sahiplerinin hastalıklarını tedavi ettiği şeklinde ki somut bir olaya duyum olarak biz de tanık olduk.


Hastalığının radyoda okunan dua sayesinde sözde iyileştiğini iddia edenlerin röportajlarını izledik. Hepsinin türbanlı ya da başörtülü, giyimlerinden yoksul oldukları anlaşılan kadınlar olduğunu gözlemledik.


Değerli okurlar şu işe bakın:
Çaresiz ama saflığından ötürü her zaman istismara müsait bir vatandaş kendisinin şeker hastası ya da kanser olduğunu söyleyecek, radyoda her derde    deva(!) şifa kaynağı programcıdan (!) (radyo sahibinden) canlı yayında hastalığı için bir dua isteyecek, işini bilen bu uyanık programcı da yine canlı yayında çatır çatır bir dua okuyacak, izleyicinin hastalığından eser kalmayacak… 
Ah benim güzel ülkem ve sevgili halkım!..


AB’ye girmek isteyen Türkiye bu görüntüsüyle mi çağdaş ülkelere topluluğu içerisinde yer alma iddiasında olacak.
Peki vatandaşı bu karanlığa, daha doğrusu gericiliğin girdabına sürükleyenler kim? Evet kim ya da kimler?..


Kocaeli’de yayın yapmakta olan Özgür Kocaeli Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni meslektaşımız İsmet Çiğit’in, 13 Mart 2007 tarihli köşe yazısından “En Atatürkçü ve en laik devlet Suudi Arabistan!” bölümü sizinle paylaşarak yazımızı noktalıyoruz.


Fazla söze gerek yok.
İşte yazı. Birçok şeyi anlatıyor…
Tabi anlamak istemeyenler için bu aşamada yapacak bir şey yok.


Birlikte okuyalım:


“En Atatürkçü Ve En Laik Devlet Suudi Arabistan!
Dün ilimizdeki bir yerel gazetede bir haber dikkatimi çekti. Körfez’e bağlı Alihocalar köyünde bir yatıra iki yumurta konulunca, çocuğu olmayan kadınların çocuğunun olacağına inanılıyormuş.
Kısırlık tedavisi, tüp bebek falan hikaye yani…
Yatırlardan, türbelerden; ölülerden medet ummak… Bu durum, hala cahiliye  döneminden kurtulamadığımızın da bir göstergesi. Vaktiyle “Bahri Sultan” imzalı bir ileti gelmişti, bir ara yer veririm diye saklamıştım. İşte o gün bugündür. Bakın ne diyor okurumuz:
•••
1-) Suudi Arabistan’da türbe, yatır yoktur, yasaktır. Bunlar olmayınca doğal olarak ziyaretleri de yoktur. Ramazan aylarında sözde yatırlara kısmeti açılsın diye genç kızlar, sağlığı için dua edenler, dallara ağaçlara bez bağlayanlar gibi ilkel görüntüler de yoktur. Böyle davranışlar gericilik, “Cahiliye” devrinden kalma putperestlik addedilir.
2-) Suudi Arabistan’da Peygamberimize ait olduğu söylenen Sakal-ı Şerif, Hırka-i Şerif, Dendan-ı Şerif gibi ziyaretler yoktur.
Böyle davranışlar gericilik ve şirk (Allah’a ortaklık) addedilir.
3-) Suudi Arabistan’da imam, müezzin gibi din görevlileri ülkemizdeki gibi devlet memuru statüsünde değillerdir, devlet bütçesinden bu kişilere maaş ödenmez. Allah için yapılan görevin karşılığında para almak ayıp sayılır ve yasaktır.
4-) Suudi Arabistan’da biri çıkıp da “Medyum” olduğunu iddia ederse, o kişinin kellesi hemen gider. Medyumlar Türkiye’de açık oturumlarda konuşuyor, sözde şifa (!) dağıtıyorlar. Gazetelerde sütunları var…
5-) Suudi Arabistan’da Nakşilik, Nurculuk, Fethullahçılık vs. gibi Atatürk’ün ölümünden sonra zuhur eden tarikatlar da yoktur, onların şeyhleri de, müritleri de… Cemaatleri de… Neden bu tarikatların şeyhlerinin biri bile o şeriat ülkesine gidip de yerleşmez ?… Yerleşmez değil, hatta oraya hiç uğramamışlardır?
Yoksa kelle korkusu mu?…
6-) Suudi Arabistan’da Kız İmam Hatip Lisesi yoktur. Bu, komik bulunur, çünkü İslamiyet’te kadından imam olmaz.
7-) Suudi Arabistan’da nazar boncuğu, okunmuş su, nazara karşı geyik boynuzu, üzerlik vs. gibi şeyler de gericilik ve şirk addedilir, yasaktır.
8-) Suudi Arabistan’da Cami gibi ibadet yeri kompleksleri altında, bünyesinde market, dükkan vs. bulunamaz. Dinin ticarete alet edilmesi sayılır.
•••
Elbette size bir şeriat ülkesinin övgüsünü yapmadım. Sadece bir şeriat ülkesinde bile yasaklanan bazı şeylerin ülkemizde serbestçe nasıl uygulandığını hatırlatmak, güzel dinimizin nasıl sömürüldüğünü vurgulamak istedim
Yukarda yazdıklarımın doğru olup olmadığını Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan sormanız mümkündür.
Netice olarak: Atamızın sağlığında yasakladığı kimi şeyler onun vefatından sonra Türkiye’de serbest, şeriat ülkesi Suudi Arabistan’da yasaktır.
İşte çarpıcı olan da budur.”


Biz mi en çok dini istismar ediyoruz, yoksa Araplar mı?
Yazıyı okuduktan sonra ne dersiniz?



[email protected]

698120cookie-checkDincilik ve dualarla iyileşme senaryosu

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.