Güneş balçıkla sıvanmıyor.
Dalgayı bastırdıkça, aşağıdan gelen tazyik birikiminin daha da güç kazandığı artık açık görülmeye başlandı.
Kamuoyu araştırma şirketlerinin yapmış olduğu anketlerin sonuçlarına baktığınızda; “ne denli inanılmaz olduklarını traji-komik biçim de görebiliyorsunuz”. Bugün seçim olsa hangi parti ne kadar oy alacak? Hepsinin rakamları birbirinden dağlar kadar farklı…
Anket sonuçları, vatandaşı yanıltma ve aldatmanın ötesinde hiç bir öneme haiz değil! Gerçekleri görmekten kaçarak, sanal değerlendirmelerle ortalığı toz pembe göstermek, yaklaşan tusunamiyi önlemede çare değil!
Vatansever kalemler aylardır yazıyor.
Yazmanın ötesinde feryat ediyorlar:
“Halk sıkıntıda, geçinemiyor! Ne iş bulabiliyor ne de aş! Çiftçi perişan, işçi mağdur, memur ve emekli değil ayın sonunu, ortasını bile getiremiyor. AB macerası ülkeyi uçurumun kenarına kadar getirdi. Böyle giderse bölünüp parçalanmamız kaçınılmaz!..”
Ülkeyi yönetenler ne yazık ki, gerçeklere gözlerini ve kulaklarını inanılmaz bir aymazlık içersinde kapamış durumdalar. Onlara göre ülkede her şey güllük gülüstanlık…
Bizler yazarlar olarak, iktidara karşı peşin hükümlüyüz, AKP ne yapmış olsa beğenmiyoruz. Ülkedeki büyümeyi, makro ekonomik rakamlarda ki iyileşmeleri, enflasyonun ve faizlerin düşmesini ve daha birçok başarılı icraatı önyargılı olarak görmekten kaçınıyoruz. Kötü niyetliyiz. Bir kısmımızın “hortumları kesildiği” için iktidarı kötülüyoruz…
Madem öyle, yıllardır iç içe oldukları, kendi ifadesi ile 30- 35 yıldır Başbakan Tayip Erdoğan’ın arkadaşı olduğunu söyleyen tanımış “İslamcı yazar” Ali Bulaç peki ne diyor ve AKP iktidarı hakkında ne düşünüyor, bir de onun söylediklerini dinleyelim:
“Milyonlarca insanın emeğine karşı, ‘Ben değiştim, senin ne düşündüğün beni ilgilendirmez’ diyerek işin içinden çıkılmaz… İktidar, engin bir dogmatik uyku içinde mışıl mışıl uyuyor. Birilerinin uyandırması lazım. Meydanlardaki bağrışmaları, atılan çürük yumurtaları sadece komplo ile izah etmemeli…
Sizin yaptığınız aldatmaktır. Bundan birkaç sene öncesine kadar hızlı İslamcı olan bir zümre suyun başına oturmuş, cebini dolduruyor Müslümanları küçümsüyor….
Onlar yolcu, biz hancıyız. Yarın onlar milyonlarca dolarla aldıkları villalarında orman içlerinde saklanacaklar, bizim mahallemizden, bindikleri dabbatülarz (kıyamet zamanında ortaya çıkacağına inanılan korkunç yaratık) jipleriyle hızla geçecekler, her hangi bir mekanda çay içemeyecekler.
İktidar için takiyye yapmak ahlaksızlıktır…”
Peki, buna ne demeli?
İslamcı yazar Ali Bulaç, bu satırlar yazılmadan birkaç saat önce, Habertürk kanalının 14 Şubat akşam haberlerinde, haber spiker ile yapmış olduğu karşılıklı telefon söyleşinde, yukarıdaki ifadelerini altını çize çize tekrar etti. Ortada ne bir sürçi lisan var ne de “hayır ben öyle dememiştim” türü yan çizme…
Başbakan, partisinin Salı günkü grup toplantısında, adeta seçim meydanında seçmene seçim konuşması yapıyordu. Ülkenin gidişatının her yönden mükemmel olduğuna dair, AKP’nin icraatlarına dayalı, çeşitli yatırım konularında rakamlar verdi.
Madem ülkede her şey çok güzel gidiyor da, vatandaş olarak bizler neden bir türlü şu “mükemmel gidişi” anlayamıyoruz?
İslamcı yazar Ali Bulaç’ı dahi ağır suçlamalar getirecek denli isyan noktasına getirmiş olan AKP iktidarının, bundan sonra yapabileceği bir şey yok. Basının “suskunluğu ve destekçiliği”nde bile iktidara yönelik olumsuzluklar, bir biri ardı ortaya dökülmeye başladıysa, yolun sonu göründü demektir.
Bulaç’ın “Bundan birkaç sene öncesine HIZLI İSLAMCI olan…” diye tanımladığı ve “suyun başına oturup ceplerini dolduruyorlar…” diye suçladığı AKP’nin üst yönetiminin, bu denli ağır eleştiri ve suçlamalar karşısında, nasıl davranacağını bilemiyoruz ama anlaşılan o ki, YOLUN SONU GÖRÜNÜYOR!
Yoksulluk ve yolsuzluk iddiaları; “ YOLSUZLUKLARIN DAMARINA GİRDİK…” diye verilen beyanatların, geçmişteki siyaset takımının vermiş olduğu söz ve vaatlerden hiç bir farkı olmadığını açıkça ortaya koydu.
İhalelerin birçok ilde AKP’liler tarafından paylaşıldığına dair iddia ve haberler, artık her gün genel ve yerel basında yer almakta, iddialara dair somut gelişmeler, kimi yerlerde, yerel basının gündeminde flaş haber olarak verilmekte!..
Dip dalgası kabarıyor!
Tusunami kaçınılmaz!
Bakalım azgın dalgalar seçim sandığında kimleri nerelere atacak?
Birlikte göreceğiz…
