Düşlerimi geri ver kapitalizm!

Yattığım karyola – çok eskidi artık-. tophane kabadayısı misali yampiri yampiri sağa kaykılmakta …of vede of .
Yoksa, bu ayrıntılar benim yaşantımda hep var mıydı?

Yarın Salı; Avrupa sayısalı(Euro Mıllıons) var, son iki çekilişte yediyi bulan olmadı, büyük para birikti; oynamayı onutmamalı. Çarşamba günü ‘Health Lottery’ sayısalı var, avrupa sayısalı kadar büyük para vermese de geçen hafta oynamayı onutmuşum bu sefer kaçırmayalım.Perşembe günü Postcode Lottery oynanacak, anımsamak için not alınmalı. ‘Sunny’ beşinci ayakta yaktın beni . Sunny; köpek yarışlarında (greyhound) hiç ikircim yaşamadan banko oynadığım köpeğin ismi. Beni dün hayal kırıklığına uğrattı. Ya ‘Uçan yel’ le ne demeli? Dünkü yarışlarda ‘Uçan Yel’ ‘Duran Yel’e döndü. Adından da anlaşılabileciği gibi Uçan Yel’de favori atım. Bingo(tonbolaya) ya gitmek isterdim ama oraya genelde yaşlılar gidiyor. Henüz o kadar yaşlanmadım. ‘galiba’

Mahallede ki kuş ve horazların mesaiye başlama saatleri ne zamandır bu denli erkene alınmış? Yok yok bizim mahallenin imamı, sabah ezanını yanlış makamda okuyor… Niye mi bütün bunlar gecenin bu saatinde beni ilgilendiriyor? …… Başlarım ben bu işin içine; sabahın bilmem kaçı olmuş, içinde sayısal olmayan bir düş kuramadım. İçinde talih oyunu olmayan hayal kuramayacak mıyız biz be !
Bize, insan olduğumuzu hissettiren değerler yaşamımızdan nasıl da uçup gitmiş. Maddi olarak yoksulluğun cenderesinde boğulmamız yetmezmiş gibi manevi olarak da günden güne eriyip yitmiş bir hiç olmuşuz…
Bugüne değin kapitalizmin insanlığa ait birçok şeyi öldürdügü söylenir; yok efendim, kapitalizm romanı öldürmüş, yok efendim kapitalizm şiiri öldürmüş. Öldürmüşse öldürmüş, inanın,bütün bunlar , hiç ama hiç ilgilendirmiyor beni . Şimdilerde kapitalizmin öldürdüğü bir tek şey var beni sinirlendiren; kapitalizm, düşlerimizi öldürdü. Bütün gece, içinde sayısal olmayan bir hayal kuramadım. Yolların sonu gibi düşlerin sonu da geliyor talih oyunlarına takılıyor. Gerçekten başlarım ben bu işin içine. Bana bak, kapitalizm canımı fena sıkıyorsun. Önünden sıkça geçtiğim British Library’in yıllar öncesinden, kıdemlisi, sakallı amcanın kitaplarını raflardan indirir, senin yıkılmana ait hayallerime geri dönerim. Seni son kez ciddi olarak uyarıyorum; Kapitalizm haddini bil.

Hadi hadi itiraf edin, bu sadece bana özgü bir olay değil. Siz de sabahlara kadar sayısalın katmerli hayellerini kuranlardansınız. Öyle değil mi?

Dünyamızı daraltılar, tek tip uygulamasını yaşantımızın en ücra köşesine taşıdılar. Bütün bunlara birşey demedik, diyemedik. Bunların üstüne bir de hayallerimizi şekillendirmeye başladılar. Yok işte buna dayanamam. Bırakın da, ne tür hayal kuracağımıza kendimiz karar verelim artık.

Bana kurduğun hayali söyle, sana ne tür bir insan olduğunu söyleyeyim. Bu da atasözleri dağarcığımıza benim nacizhane bir katkım.

Kapitalizmin kendini yeniden üretme becerisini somut olarak yitirdiğinde, ezilen sınıfların; düzeni, üretim ilişkilerini, yoksulluklar, eşitsizliler ve sömürü üzerinden sorgulamaya başladığında, becerileri ve hızı küçümsenemiyecek kapitalizim sanal çözümlemeleri devreye sokar ve hayal ürünlerini pazarlamaya başlar. Sanal ürünlerin somut alıcıları, sınıfsal tıkanıklıkları aşmada yukarıda ironik olarak resimlemeye çalıştığımız uykusuz geçen geceleri yaşamaya başlarlar. Ben kendi adıma sistemin -kapitalizm- kendini yeniden üretme ensturmanlarına sanal alemdeki sanal metalarını da katıyorum. Derya içinde olupta deryanın farkında olmayan yığınlar kendini kandırma oyununda binbir çıkmaz sokaktan oluşan labirentin içinde köşe kapmaca oynar. Talih oyunun biri biterken bir diğeri başlar ve bu kısır döngü sistemin kendini sanal da olsa yeniden ürettiği bir araca. Sen ve ben belkide abartmasız hepimiz bazen bir kıyısından bazen bir kösesinden sistemi sırtlayan bu sanal oyunda somut zavallılara döneriz. Sayısalın bize çıkması hayalleriyle yatar, uykusuz geceler geçirir uykusuz kalkar, bir sonraki milli piyango çekilişinde büyük ikramiyenin bize vuracağını tasarlarken, bindiğimiz belediye otobüsünün bakımsızlıktan patlayan freninin neden olduğu duvara toslamasının farkına bile varmayız. Oynanan maçların şikeli olduğunu cümle alemin bildigi futbol aldatmacanın doksanına takılırız.

İnsanlığın ortak sorumlulukları, yaşadığı topluma pozitif kattığı; bir şiirin, bir mısranın insanı sabahlara kadar sürükleyen çekiciliği, yazmayı düşündüğümüz romanın kahramanları, başkaları ile birlikte hiç bir ön yargı düşünmeden yapabileceğimiz uğraşılar,.. bunların hiç ama hiç biri geceleri düşlerinizi süsleyen unsurlar olmaz, sadece ama sadece sanal aldatmacaların kölesi oluruz. Ücretli kölelik sanal tutsaklıkla birleşir.

Kapitalizm; senin, yeraltı ve yerüstü kaynaklarının sonsuz olmasının yanında soyut ve sanal kaynaklarının da sınırsız olduğunu itiraf ediyorum. Ama yine de yenilgiyi gelecek sayısalın bana çıkacağı üzerine bahise girerek kabul etmiyorum.

Size önerim; içinde sayısal barındırmayan hayal kurgulamanız ve bunu sabahlara kadar yaşamanız. Hayalinizde sanal bir kadın/ yada erkek sevgili yaratın , onunla konuşun geceler boyu. İnanın hiçte zor değil. Yapabilirsiniz bunu, kendinize ve hayal gücünüze inanın…

Hiç durmayın hemen bu akşam başlayın bu işe…

Not: İngiltere’nin gayri safi milli hasilasinin (GDP)% 0.5’i (6 milyar pound , yaklasik olarak 21 milyar TL) talih oyunlarından geliyor. İngiltere’de oynanan talih oyunları; köpek yarışından futbola, kazı kazandan, tombalaya ; oynandığı yerler ve oyun türleri açısından çok çesitlilik göstermekte. Yukarıda ki satırların İngiltere de yaşayan yazarı olarak Birleşik Krallıkta(UK) günlük ve haftalık oynanan şans oyunlarının sayısını bu yazıdan sonra araştırmaya başladım. Araştırmam henüz bitmiş değil; sayı şimdilik 12 yi buldu. Araştırma bittiğinde size kesin sonucu bildireceğim.

Saygılar sunarım…

___________________________

* [email protected]

770350cookie-checkDüşlerimi geri ver kapitalizm!

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.