Düşmanlığın kökeni

Avusturya’da bir seminer yapılmış. Konu Avusturya’da Türk düşmanlığının kökeniymiş. Bilimsel sunumlar yapılmış. Aslına bakarsanız bu konuda çok fazla bilimsel çalışma yapmaya gerek yoktur. Avusturya’nın sokaklarını gezmek, tarihe şöyle bir göz atmak ve çocukların ders kitaplarına bakmak yeterlidir.

Bu düşmanlığın kökeni ta 1683’lere uzanmaktadır. 1683 yılında Viyana kuşatmasından alınan motifler, olaylar Avusturya’da Türk düşmanlığının zeminini oluşturmuştur. Günümüz Avusturya’sının aşırı sağcı partilerinden birinin lideri, minareli camii yapımına karşı yapılan protetso eyleminde kürsüde elinde bir haç tutarak konuşmasını yapmıştı. Irkçı ve Türk düşmanı parti liderinin izlemiş olduğu davranışın kökeni Avusturya’nın başkenti Viyana’nın şehir merkezinde bulunan Kapuziener Kilisesi önünde durmaktadır: “Viyana ruhunun kurtuluşu 12 Eylül 1683” denilen Marco d’Aviano’nun figüründe elinde haç tutarak gösterilmekte ve her türlü tehlikeden korunulması istenilmektedir. İşte bu sembol yüzyıllar sonrasında ırkçı parti liderinin cami yapımı protestosu konuşmasında kullanılmıştır.
Aynı ırkçı parti lideri bir çizgi romanı broşürü hazırlatıp, o çizgi romanın kahramanı bir çocuğa Osmanlı’nın Viyana Kuşatmasını da konu edinerek, Mustafa’ yı bir çocuğa sapanla vurma emri vermiştir. Bu broşürü de bütün Viyana’da evlere göndertmiştir.

Sadece siyasi partilerin propogandaları değil, ayrıca park, sokak isimlerinde, heykellerde de Türk düşmanlığı ile eşleşmiş yerler Avusturya’nın başkenti Viyana’da en merkezi yerlerde bulunmaktadır.

Bunlardan birisi büyük bir park olan Türk Siperleri Parkıdır. Viyana’nın en önemli alışveriş merkezlerinden birisi olan ve Meryem Yardım Et Caddesi biçiminde Türkçe’ye aktaracağımız Maria Hilfer Strasse de başka bir örnektir. Rivayete göre tozu dumana katarak, Osmanlı ile ilgili önemli bir haber krala atlı araba ile ulaştırılmak istenirken yolun üzerinde oynayan çocuk fark edilir. Arabasını durdurmaya gerek görmez, zira haber önemlidir, haberin Avusturya kralına bir an önce yetiştirilmesi gerekir. Atlı arabadaki haberci “Kutsal Meryem yardım et” diyerek dua eder. At arabalı haberci çocuğun üstünden geçer, geri döner ve bakar. Çocuk hızla giden arabanın iki tekeri arasında kalmış, fakatsapa sağlam oyununa devam etmektedir. Meryem yardım etmiştir. Bu rivayetteten dolayı da o caddeye Maria Hilfer Strasse (Meryem Yardım Et Caddesi) adı verilmiştir.

Başka bir yer daha vardır ki, Viyana’ya gelen milyonlarca turistin mutlaka gördüğü yerdir. Viyana şehrinin sembolüdür ve şehrin en merkezinde bulunan Stephandom Katedrali’dir. Stephandom Katerdrali’nin dış cephesinde hiç yanlış anlamaya fırsat vermeden, açık seçik Türk düşmanlığını görmek mümkündür. Türk ilkel bir figür olarak gösterilirken aşağılanmaktadır.

1683 yılından bu yana Türk düşmanlığı unutturulmamış ve sürekli canlı tutulmuştur. “Doğu’dan gelecek tehlike Türk korkusu” Avusturya toplumunun beyinlerine işlenmiştir. Tarihsel süreç içerisinde bu korku çeşitli etkinliklerle hep diri tutulmuştur. 1683 Viyana Kuşatmasının anma yıl dönümlerinde asırlardır konu işlenmiş, Türk korkusu toplumun ruhuna serpilmiştir. Viyana Kuşatmasının 100. Yıldönümü olan 1783 yılında “Türkler bütün inançsızlıkların başlangıcı” olarak lanse edilir. 1883 yılında katholikler ve dönemin liberalleri “Türkleri diğer bütün olumsuzluklarla” bağdaştırırlar.

Viyana Kuşatmasının 250. yılında yani 1933’de Avusturya Faşistleri Nasyonal Sosyalistlere ve Bolşeviklere karşı 1683’ü kullanırlar. 1983 yılında da Osmanlı/Türkler Viyana Kuşatması’nın 300. Yılı etkinliklerinde unutulmadılar. Bu anma ve kutlamalar için Polonya kökenli Papa Jean Paul Viyana’ya gelmiş, kentte Osmanlı ve Türk izi olan yerleri ziyaret etmişti. Osmanlı’nın Viyana Kuşatmasında hezimete uğratılması sonrasında, bu zaferin anısına yapılan barok stili bir kilise önünde Avusturyalılara konuşmuştu. Daha sonra ise Osmanlı askerlerinin otağkurmuş olduğu dağın üzerine kurulan kiliseyi de ziyaret etmiş, bu kilise duvarına “düşman” Türk’e karşı Hıristiyan birliğine ve Papa Jean Paul’un ziyaretinin önemine vurgu yapan şildler asılmıştı.

Türk düşmanlığının kökenini araştıran sosyal antropolog Johan Heiss ve kültür bilimcisi Johann Feichtinger bütün bu tarihsel olayların ve yer isimlerinin düşmanlığı zihinlerde canlı tututuğunu onaylamaktadırlar. Bilim adamları Heiss ve Feichtinger ilk okuldan bu yana kafalara yerleştirilen “Türk düşmanlığının, tehdit ve zafer kavramları politik senaryolara hep araç olmaktadır” demekteler. Siyasilerin bir zafer elde etmek istedikleri taktirde geçmişe başvurmaları, bu da “Avusturyalının Türklerle ilgili hafızalarını diri tutmakta” diyen bilim adamları hiç de haksız değiller. Zira Viyana kuşatması 300 yıldan beri Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyelik başvurusundan en ufak köy ve kasabadaki yerel seçime kadar her türlü siyasi olayda kullanılmaktadır.

Avusturyalı 300 yıldan fazla süre önce olan olayları zihinlerinde canlı tutarken, mesela Viyana’da yapılan evlerin, metroların, caddelerin demiryolu ve otoyolu yapımında emek veren Türk emekçileri hiç hatırlamamakta. Metro ve belediyeye ait evlerin inşaatında çalışan rahmetli babam anlatmıştı. Avusturya’ya ilk geldikleri yıllarda Türk işçileri daha fazla ücret veren Avusturya’nın batısında bulunan ülkelere gitmesinler diye pasaportları alınıp, firma kasalarında saklamışlar. Babam gibi Türk işçilerin de inşaatında çalışması sonrasında kurulan bazı metrolar kullanılarak evden işe, okula, üniversiteye dakikalar sonra ulaşan Avusturyalılar günü gelir bu emeği de hatırlar.

________________________
* Bu yazı Cumhuriyet Gazetesinde de 28. 11. 2010 yayımlandı…

1598220cookie-checkDüşmanlığın kökeni

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.