Lüksemburg’taki görüşmelerde Türkiye-AB ile dün fiilen başlayan müzakere süreci Avrupa basınında geniş yankı yaptı.
Basında Türkiye-AB Lüksemburg görüşmesi şöyle yer aldı:
The FinancialTimes (İngiltere): Dünkü pazarlıklarla kapıya dayanan bir kriz daha aşıldı fakat Türkiye ile AB arasındaki müzakere sürecinin önümüzdeki aylarda çökmesi olasılığı halen geçerli. Bunu aşmak için Türkiye’nin yeni tavizler vermesi gerekli olabilir. Kıbrıslı Rumların ileriki aylarda ellerinde daha güçlü bir kozla Türkiye’nin karşısına çıkabilir çünkü isterlerse bütün müzakere sürecini bozabilme yetkisinde olacaklar.
The Independent (İngiltere): Türkiye’nin üyelik başvurusu uçurumun eşiğinden kurtarıldı, ama şimdilik… Türkiye’ye dün sunulan belgede Kıbrıs’ın ısrarlarıyla konan maddede Ankara’nın üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmemesi halinde müzakere sürecinin tümden etkileneceğinin belirtildiğini yazıyor. Bunun anlamı büyük olasılıkla, sonbaharda Gümrük Birliği’nin uygulanması aşamasında, Türkiye ile müzakerelerin askıya alınması olacak. Çünkü, Türkiye, limanlarını Kıbrıs’a açmayacağında kararlı görünüyor. Önce Kuzey Kıbrıs’a uygulanan ekonomik tecridin kaldırılmasını isteyen Ankara’nın tezi destek görmedi. Avrupa Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn Türkiye’nin bu yöndeki talebini reddetti. Ayrıca AB diplomatları son bir yıl içerisinde Türkiye’de reform sürecinin yavaşladığını söylüyor…
The Daily Telegraph (İngiltere): Türkiye’nin üyeliğine şüpheyle yaklaşan ülkelerin başını, Fransa çekiyor. AB ile yaşanan sorunların Türkiye’de reformları daha da yokuşa sürebilir… Bir diplomat, zaten bir süredir militanca bir milliyetçiliğe kayan Türk kamuoyunun AB ile yaşanan pürüzler nedeniyle daha da olumsuz bir havaya bürünmesinden korktuğunu belirtiyor…
La Libre Belgique (Belçika): Türkiye ile müzakere sürecinin ”hat safhada hassas” geçeceğinin dün bütün çıplaklığıyla ortaya çıktı. Müzakereler ”en az 10 yıl alabilir. Türkiye tarafından tanınmadığı için şikâyet eden Kıbrıs’ın itirazları AB yetkililerinin Rum hükümetine verdiği güvencelerle zar zor aşıldı.
Frankfurter Allgemeine Zeitung (Almanya): Diğer Avrupa ülkeleri Kıbrıs’ı yalnız bıraktı. Türkiye karşısında dayanışma ruhundan yoksun kalındı. Kıbrıs’ı tanımayan Türkiye’nin yine de AB’ne üye olmak isteyişi ”garipten de öte, abes” AB, 25 üyeden biri olan Kıbrıs’ın Türkiye tarafından tanınması gerektiğinde ısrar etmeyerek, hem dayanışma ruhunu hem de saygınlığını yitirdi.
Türkiye’nin dünkü toplantıyı boykot edeceği tehdidi karşısında, AB dışişleri bakanlarının Kıbrıslı Rumlar üzerinde baskıyı artırdı. Bunun pek övünç duyulacak bir yanı yok.
Türkiye’nin AB’ne üyeliğinden yana tezler olduğu kadar, üyeliğine muhalif kesimin de ”iyi nedenleri” olduğu kanısındayız. Türkiye ile müzakereler yapılacaksa, ”dürüst ve açık uçlu” olmalı.
Der Tagesspiegel (Almanya): Türkiye, Kıbrıs konusundaki tutumu nedeniyle AB üyeliğini hak etmedi. ‘Kıbrıs çok küçük, Türkiye ise çok büyük. Ve kendinden küçükleri tehdit eden büyük devletlere, AB’nde yer yok.
BerlinerZeitung (Almanya): Türkiye ile müzakerelere başlanmasında yaşanan sorundan Kıbrıslı Rumlar sorumlu. İki yıl önce BM öncülüğünde adanın birleşmesi planlarını Kıbrıslı Rumlar reddetti. Geçen zaman içinde adanın kuzeyindeki Kıbrıslı Türklerin ”inanılmaz bir enerji ve kalkınma hamlesine girişti. Artık Kuzey Kıbrıs ileriye doğru somut adımlar atarken, adanın güneyi ise engeller yaratan ve kendini AB içinde soyutlayan bir politika izliyor. Peki, ekim ayı geldiğinde Gümrük Birliği’nin kendileri için de uygulanmasında ısrar eden Kıbrıs Rum yönetimini ve Türkiye’yi ne bekliyor olabilir?
DieTageszeitung (Almanya): Türkiye ile AB arasında ilişkilerin bu dönemde soğuyabilir. Fakat Kıbrıslı Rumlar da kendilerini sonuçta içinden çıkılmaz bir sorun yumağı içinde bulurlarsa, şimdi izledikleri politikayı pişmanlıkla anmaları olası.’
DiePresse (Avusturya): Kıbrıs sorununu bahane eden AB hükümetlerinin amacı, Türkiye’yi üyelik talebinden kendiliğinden vazgeçirmekti. AB ile Türkiye arasında yakınlaşan bağlar, güya Kıbrıs’ta anlaşmaya varılmasına ivme kazandıracaktı. Fakat izlenen politika yüzünden adada barış olasılığı yakınlaşacağına, giderek uzaklaşıyor.’
