Dünyanın dikişlerin atma sebepleri…

Ortak paydası kabaca, “ bastırılmış bilenmelerin patlaması “ olarak tarif edilebilir. Açılımı da şöyle yapılabilir bu tezin…


Ders çıkarması gerekenler, Atina’daki olayların psiko-sosyal boyutunu ıskalıyorlar. Monarşiden demokrasiye geçme süreci en az bizimki kadar sancılı olan komşumuzun yöneticileri, şunun şurası 30 yıl önceki cunta dönemini unutup, kraldan çok kralcı bir demokrasi ve AB havarisi kesiliverdiler…  AB’ye yük oldukları halde, uyum mükafatı anlamındaki fon ödeneklerini cukkalayıp kalkınırlarken, bunu, halkın üretime dayalı kalıcı reel refahına ve fırsat eşitliğine yayamadılar… Bu sadece görünen sebep…


Aslında isyanın altında, hem AB’nin, hem de Yunanlı yöneticilerin göz ardı ettiği, eşyanın tabiatına aykırı çok önemli başka bir gerçek vardı… O gerçek, genlere kazınmış kadim Akdeniz kanının, bir tutam antik Yunan, biraz latin aroması ve bir ölçek fevri Anadolu poleni ile harmanlanmış kodları idi… Bu dokuyu mekanik Avrupa’ya kolay monte edemezsiniz… 


Bu karmaşık genin karmik ruh hali, her an, en patlayıcı kimyasal kadar reaktif olabilme potansiyeline sahip… İçinde kontrolsüz duygusallık var, içinde katı kurallarla dizginlenmekten usanmak var, hiperaktifliğe gem vurulması var, çoşkun bir ruhun çoşamaması, taşkın bir suyun taşamaması var… ABiler tarafından devamlı gözlenmekten bıkkınlık var, sisteme aykırı bir hata halinde hoşgörüsüz biçimde cezalandırılma olasılığından doğan baskı var bu bastırılmaya isyan eden, kitlesel ruh halinin içinde… Yere tükürme özgürlüğüne!, kırmızıda geçme hürriyetine! set çekilmesi var, kameralarla her hareketinin kaydedilmesine, robotik zaptı raptlara tepki var, sigara içmeme kuralının uygulanıyor olmasının başa vurması var… Uzo masalarındaki otantik mezelerin hormonlanması bile var, birikmiş etnik isyanın içinde… Aslında AB’nin köhne yorgunluğu var… Eh serde de Makedon kralı İskender’i büyük yapan, Eros’u erkek yapan, Zeus’u tanrı yapan, Narsis’i narsist yapan yaratıcı Helen dinamizmi var… Kim tutar bu karışımı? Kim bastırabilir?


Yunan’ın uzun paçalı streç iç donunun, AB formatındaki kalın ve kaba bedene kısa ve dar gelmesidir dikişlerin atma sebebi… Suç, aynı bedende hem hırçın, hem de naif olabilen Akdeniz’linin değildir… Suç, buzuki yerine digital gitarla çalınan sirtaki havasının da değildir… Suç, doku uyumuna bakmaksızın organ nakli yapan mekanik ve duygudan muaf soğuk AB neşterlerinin Ege’nin sıcak sularında yüzdürülmesidir… Don eprimiştir…


Hayatla mücadele ede ede pratik zeka ivmesi edinmiş kaşar bir beyinle genetik anlamda oynarsanız ve bunun içine rahatlıktan ve zengin devletine sırtını dayamaktan ötürü hayat mücadelesi verme gereği duymadığı için hiç zihin jimnastiği yapmamış, dolayısıyla pratik zeka molekülleri dumura uğramış ve beyin kasları nasırlaşmış Avrupalı aşısı uygulamaya çalışırsanız, hilkat garibesi de doğurabilirsiniz, buradaki gibi Epikür’ün saygın ruhunu da hortlatabilirsiniz…


Özgürlüğü bireysellikle algılayan kadim bir toplumun, kurumsal özgürlüksüzlük kavramına başkaldırısıdır bu… Güdülmüşlüğe isyandır… Küresel manupulasyonun tekerine çomak sokma terapisidir… Bir gıdım hazırlop petekli balın ağza çalınıp, üretkenliğin köreltilmesine içgüdüsel ve doğaçlama tokattır… 


Buradaki temel hata, kozasından kendi bilek gücüyle çıkmaya zorlanarak kanatlarını güçlendirecek olan ipekböceğinin, dışardan birisinin kozayı delmesi sonucu asla uçamayan bir kelebek olarak doğurtulmasıdır… Bizi haklı olarak içlerine almama sebeplerini, halkımızın hak ederek, haklı çıkarması da bu sebebe dayanır… “Bu halk kömür de versen yer “ diye düşünüp, komik imajını yontma fikirlerle ayakta tutmaya çalışan şımartılmış bir komedyenin, foyası ortaya çıkınca tüketicisine agresifleşmesi kadar tirajı komik ve herkesi kendine güldüren bir durumdur bu…  Taşan güdüye, iyi ve kötü polislerin gösterdiği çiğ tepkidir burdaki kömür karası…


Iraklı gazetecinin postal atmak için hayli antreman yaptığı belli… Ama Bush da boş değilmiş ki, her zamanki kıvraklığı ile bir yakartop tecrübesi sergiledi… İkinci postalı elle tutabilse, Amerikan futbolundan da örnek sergileyebilirdi ama Amerikan oyunlarından gına getirmiş olan Irak halkı yakartopu bilir… İşte Amerika’lılar, genetik kodlarına batı tohumu zerkettikleri Arapları birkaç yıl içinde terk edip, başıboş bıraktıklarında bakalım tepkisizliğimize hangi topların kokulu postalları sirayet edecek güneydoğu komşumuzdan… Oysa bizim, batı komşumuzdaki ironik evrimin sirayetine ihtiyacımız var…


Bu yazının hamişi aslında “ Alafranga özentilerin alaturkalıkları ” başlıklı önceki yazıma yanlış tepkiler gösteren, reiki üstadı, spritüalist hanımlara da, bu defa, anlayabilecekleri bir metafor gibi oldu…


Şudur ki, evrimin tabiatı zorlanmamalıdır… Evriminiz, tabiatına uygun seyir etmez ise kaldıramazsınız… Yunanlının streç iç donu misali, plastik tokyoların üstüne tuvalet giymeye benzer… Oysa uçaklara alaturka tuvalet yapamazsınız, hava boşluklarında kubura düşülüverir… Çorap üstüne terlik giyerek de hava yollarını yönetemezsiniz… Yakışmayan, “ sığıntı “ gibi bir görüntü verirsiniz… Bazı yerde bir inanca, felsefeye sığınarak, bazı yerde seni sığıntı yapanlara sığınarak…


Ve AB’ye girmiş antik Yunanlı kadar sırıtırsınız… Bush kadar bile refleksiniz olamaz olası postallara karşı…

713290cookie-checkDünyanın dikişlerin atma sebepleri…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.