Dünyanın en güvenli ülkesinde tatil

Hürriyet Gazetesi yazarı Cengiz Semercioğlu geçtiğimiz günkü yazısında Napoli’ye tatile gittiğini ve laptopunu çaldırdığını söylemiş. “Bir kaç günlüğüne Napoli’ye kaçayım dedim, şehre iner inmez laptop, bavul ne varsa çaldırdım, o nedenle hafta başından beri yazamıyorum. Hayatımda ilk kez başıma geliyor ne sinir bozucu durummuş” diyen Semercioğlu, polis merkezine gidip ifade verdiğini ancak polisin gülerek, “Burası Napoli! Bavulu bulmamız imkansız!” dediğini anlatmış yazısında.

Semercioğlu’nun yazdıkları şaşırtmadı beni. Zira İtalya’nın, özellikle de Napoli’nin sicili hayli kabarık. Kuzey’den Güney’e indikçe fiyatlar düşüyor, suç oranı yükseliyor yazık ki…
İtalya gezilerimizde rehberimizin bize her seferinde bıkmadan usanmadan yaptığı uyarı şudur: “Çantalarınıza sahip çıkın, gruptan ayrılmayın. Hırsızlar sizin çantanıza ve gözlüğüne bakarak anında resminizi çeker ona göre…” Nitekim bu korku yüzünden paranoyak gibi çantaya yapışmanın dayanılmaz huzursuzluğu bir yana, çok istediğim halde Napoli’nin arka sokaklarını gezme cesaretini bulamamışımdır.

(Çantayı otelde bırakın diyenler çıkabilir, bazı otelleri tenzih ederek cevaplayalım; İtalya’da otel odaları da pek o kadar güvenli olmadığından çantanızı yanınızdan ayırmanız pek akılcı olmaz.)

Neyse gelelim esas konumuza; AB üyesi olan İtalya’nın sirkat sicilinin bu denli kabarık olması “adam sende” deyip geçiştirilecek bir olay olmadığı gibi, ülkenin o haliyle kabullenilmesi hatta o hale sevimlilik yaftası yapıştırılması manidar.

Manidar olan bir başka konu ise hiç çekinmeden “dünyanın en güvenli ülkesi” olduğunu söyleyebileceğim Kuzey Kıbrıs’ın Avrupa’da “suç oranı yüksek, güvensiz ülke” olarak lanse edilmesi. Evet, inanmayacaksınız ama KKTC Avrupa’da “güvensiz bir ülke” olarak biliniyor ki geçenlerde Fransa’da yaşayan bir bey, “Yurdagül Hanım, ben Kuzey Kıbrıs’a gelmedim ama çok suç işlendiğini duydum, çok tekin değilmiş, o yüzden gelmeye çekiniyorum” diyerek tüylerimi diken diken etmişti.

Allah biliyor ya Rum lobisinin öyle propaganda yaptığını düşündüm öyle deyince. Kapılar açıldığında turistlere “Kuzey sefalet içinde. Hırsızlar kol geziyor, sakın gitmeyin” demişlerdi de Allahtan onların söylediğini dinlemeyen ya da söylediklerini yerinde görmek isteyen bir bürokrat Kuzey’i gördükten sonra, “hani sefalet içindelerdi” diye hesap sormuştu.

“Kuzey Kıbrıs’ta suç oranı yüksek” diyenler, ezelden beri başımıza çorap örenler taifesinden değil, Türklermiş! Kuzey Kıbrıs’ı bilmeyen Türkler gelmeye korkuyormuş yazık ki… Ben dilim döndüğünce anlatmaya çalıştım. Ne kadar başarılı oldum bilmem ama burada vurgulamam gereken bir konu, KKTC’yi suç ve suçlular cenneti olarak göstermekte bizimde etkimizin olduğu. Biz derken basının.

Küçük bir ülkede yaşamamızdan dolayı haber konumuz az. Nüfusumuz belli, ülkede yapılan etkinlik belli, fikir önderlerimiz belli, haber konularımız belli. Dolayısıyla mahkeme haberleri bizim için can simidi oluyor. “3 gram uyuşturucuyla Ercan havalimanında yakalandı, filanca nişanlısının burnunu kırdı, filanca okulda iki öğrenci kavga etti” gibi “kriminal” olup olmadığı dahi göreceli olaylar gazete sayfalarımızda olduğu gibi, internet sitelerimizde yer buluyor ve teknolojinin laneti olarak dönüp bizi vuruyor.

Bütün samimiyetimle diyeceğim şudur ki; KKTC dünyanın en güvenli ülkesidir. Arabaların kapısı hala açıktır, şehir merkezleri hariç her köyde ve mahallede kişiler kapıları açık oturabilirler. Okullarda terör yoktur. Basına yansıyan bir iki olay da münferit olarak başlamış, arkadaşlarının kavga eden gençlere desteğe gelmesiyle büyümüştür. Burası geceleri sokakta rahat yürüyebileceğiniz, çantanızı, tedirgin olmaksızın omzunuzda, isterseniz de otel odanızda bırakabileceğiniz bir ülkedir.

Yasaları da hatırlatalım; Burada birisi yerden bir şey bulsa dahi onu sahiplenemez. Şayet yerde bulduğu herhangi bir şeyi, “cüzdan, gözlük, para, altın vs…” alıp cebine atarsa “bularak sirkat” suçundan mahkemeye çıkarılır. Ada ülkesi olduğundan, bir şeyi bulup sahiplendiği veya çaldığı anlaşılan kişi havaalanında/limanda kıskıvrak yakalanır.

Şimdide “o kadar mahkemeye çıkarılan var, demek ki suç var” diyenleri yanıtlayalım. Evet, mahkemeye çıkarılan var ama daha öncede söylediğim gibi burada polisler, tasarrufunda üç-beş gram uyuşturucu bulundurulanı da yakalayıp mahkemeye çıkarır, (birçok ülkede kişilerin şikayetçi dahi olmadığı) arkadaşının laptopunu alıp satanı da… Güney Kıbrıs’tan kanunsuz geçiş yapanı da yakalar, komşunu rahatsız edeni de … Hırsızlara gelince, Kıbrıs Türkü ve yerleşikler içinde hırsızlık yapan yoktur. Adada hırsızlık olaylarına karışan kişiler sırf bu iş için KKTC’ye gelmiş kişilerdir. Onlarda çekirge misali birkaç sıçrar, sonrası malum.

Otellerimize gelince, şunu da üstüne basa basa söyleyebilirim ki bizim iki yıldızlı otellerimiz temizlik ve hizmet kalitesi bakımından İtalya ve Avrupa’nın birçok ülkesindeki dört yıldızlı otellerle yarışır.

Tekrarlıyorum; Kuzey Kıbrıs dünyanın en güvenli, en huzurlu, en sakin ve en özel ülkelerinden biridir. Sözlerimin arkasındayım, geldiğinizde az bile söylediğimi göreceksiniz.

1621040cookie-checkDünyanın en güvenli ülkesinde tatil

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.