Son zamanlardaki en kritik konulardan birisi, “Dünyayı Kimler Yönetiyor” sorusunun yanıtıdır. Bu soruya yanıt arayan sayısız araştırmacı ve bilim adamı mevcut. Bu soruya yanıt aramak için çok sayıda makale ve kitaplar yayımlanıyor. Bunlardan birisi de genç araştırmacı Michael Bradley’nin “The Secret Societies Handbook” kitabıdır. Bu kitabı okumanızı öneririm.
Brandley’nin kitabı gibi sayısız kitap, dünyayı yöneten küresel güçler ya da çetelere ilişkin kitaplar yazdılar. Küresel güçlerin dünyayı yönetme pratikleri üzerine Mont Pelerin, Thom Burnett, Alex Games, Texe Marrs, David Icke, William Cooper, Larry Burkett, William Josiah Sutton, Lindsay Porter, Arthur Lillie, Garry Allen, Aytunç Altındal, Talat Turhan, Erol Bilbilik, Yıldıray Yılmaz, Şeref Mercan, Atilla Tokatlı, Mahir Kaynak ve Ömer Lütfi Mete gibi çok sayıda araştırmacı ve yazar yazılar kaleme aldılar. Bunları okumadan, dünyadaki güç dengelerini ve küresel çeteleri anlamak olanağı yok gibi.
ABD Başkanları Richard Nixon, Benjamin Franklin, George Washington, Ronald Reagan, Bill Clinton, George W. Bush, ABD Başkan Yardımcısı Al Gore, John Kerry, Birleşik Krallık Başbakanı Margaret Thatcher ve Tony Blair, Rockfeller ve Rothschil aileleri gibi Prensler, Duller ve Allen aileleri ve Hoover gibi istihbaratçılar ile siyasetçiler arasında bu gizli cemiyetlere üye olanlar var mıdır?
Ünlü tröstler ve tekeller, bu gizli örgütler ile ilişkide mi ? Medya organları bu küresel örgütlerin denetimine mi geçti? ABD’yi bu güçler mi yönetiyor? Hitler ve Lenin de bu güçlerce mi yönlendirildi? Bu sorulara yanıt aramak, yeni yüzyılın en heyecan verici ve tehlikeli konularının başında geliyor.
Peki, bizde anti- emperyalist ve enternasyonalist olması gereken sol siyasi partiler bu konularla ilgili midir ? Ülkeyi yönetmeye talip devlet adamları ve siyasi partiler bu karmaşık ilişkileri biliyor mu? Bunlardan gerçek anlamda bilgi sahibi ve önlemlerini alarak korunuyor mu? Yoksa bir adamsendecilik ve korku ya da ilgisizlik mi mevcut?
Gerçekten de biz sıradan insanlar, bir bilinmezlik havası içinde yaşayıp dünyayı yöneten gizli güçlerin piyonları mıyız? Yukarıdaki sorular ve konular, gerçekten de yüzyılımızın yanıt bulması gereken önemli sorular ve konulardır.
Gelişmekte olan ülkelerdeki siyasetçilerin ya da akademisyenlerin ve araştırmacıların pek çoğu, bu konulara meraklı değil. Bağımsızlık, eşitlik ve özgürlük sloganlarıyla siyaset yapan çok sayıda parti ya da partili, AB fonlarından yemlenip AB’den doğrudan ya da dolaylı direktif alıyorlar. AB sevdasıyla yanıp tutuşuyorlar. Ülkelerinin ve insanlarının egemenlik ve bağımsızlığını önemsemiyorlar. Bu nedenle, ister Türkiye’de olsun, isterse de başka bir ülkede sosyalist ya da solcu olduğunu söyleyenlerin pek çoğunu asla inandırıcı bulmuyorum. Emperyalizmle hesaplaşmadan ve “dünyayı kimler yönetiyor” sorusuna yanıt bulmadan ne ülkenize, ne de halkınıza bir yararınız dokunmaz. Bunu ben çok önemsiyorum. Ya sizler ???
