Doğal Hayatı Koruma Derneği’ne istifa mektubu

Doğal Hayatı Koruma Derneği (DHKD) Yönetim Kurulu’na,

Kuşların öldürülmesinden çok beni bu işin bu kadar doğal karşılanması düsündürüyor…

TV’deki katliam görüntülerini izlediniz mi? Ben izledim ve kafama bir dolu soru takıldı. Kuş gribi vakaları nedeniyle bir çok yerleşim alanında kuşları  tavukları
canlı canlı torbalara koyuyorlar, boğuyorlar, gömüyorlar. Gördügüm kadarıyla görevliler bu hayvanları eziyetsiz bir biçimde ‘itlaf’ etmeye dahi gerek duymuyorlar.

Yakında sulak alanlardakileri de zehirleyecekler. Kurban Bayramı’nda yönetimler, görevliler, görevsizler herkes seferber ölmüş, kuşları vahşice öldürüyorlar.

Bu durumda insanın aklına gelen ilk soru su: Başka bir çözüm yok mu? Bu konuda neden kamuoyu aydınlatılmıyor? Neden kimse bu katliamın gerekli olup olmadığını tartışmıyor? Bu konuyu konuşmaya, tartışmaya hiç mi gerek yok?

Yoksa hayvanları bir eşya, bir malzeme gibi mı görüyoruz? Onların canlı olması bizim için bir önem taşımıyor mu? Eğer birincisi geçerli işe, yani kuşların öldürülmesi diyelim ki ‘gerekli’ olduğu kesin olarak ileri sürülse bile, bu konunun hiç tartışılmaması ne anlama geliyor? Bu nasıl bir faydacı, ben merkezli bir yaklaşım?

Eğer bu konu tartışmaya dahi değer bulunmuyorsa, bu ne korkunç, ne zalimce, insan merkezli bir bakış! Medeniyet yalnızca insanları korumak için değil, bütün canlıları
dikkate alan, eşitlikçi bir anlayışla gelişebilir. İnsanların tedaviye, koruyucu önlemlere ihtiyacı varsa, diğer canlıların da olmalı.

Bu katliamın hiç tartışmadan yapılmasının ırkçılıktan daha beter olduğunu düsünüyorum.

Allah aşkına durumu anlayan birileri varsa, bize bu ilkelliğe neden ses çıkarılmadığını bir anlatsınlar. Acaba ben mi yanılıyorum?

En azından bu konuda bir açıklama yapılamaz mı? Kuşların katledilmesi kaçınılmaz mı? Kuşların sağlıklı olup olmadığına ilişkin bir test yöntemi yok mu? Müşahade altına alınamazlar mı? İnsanlar tavuk, av hayvanı yemeseler de, onlara dokunmasalarda ille de onları öldürmek zorundalar mı? Benim TV’de izlediğim haberlerde bir çocuk kendi eliyle güvercini havaya atıyordu, uçup kurtulsun diye. Diğer görevliler de kalanları çuvalla topluyordu. Elle dokunulmaya izin verildiğine göre, şimdi o kuşlar boşu boşuna ölmüyor mu? İstanbul’daki meydanlardaki kuşlar da mı öldürülecek? Ne olur bile birileri şu kuş katliamı konusunda kamuoyunu bir aydınlatsın. Bilenler neden hiç sesini
çıkarmıyor? Eğer bu katliam ‘kaçınılmaz’ ve ‘gerekli’ bir şey ise en azından tartışılması yasaklanan bir şey olmamalı.

DHKD ne yapıyor? Bu konuda yapılması mümkün olan başka şeyler varsa, birileri bizi aydınlatır diye düsündüm. Bir üyesi olarak danışmak için bu işin başından beri her gün telefonla aradığımda “16 Ocak’a kadar tatildeyiz” mesajını aldım. Bu ne demek? Böyle bir durumda nasıl gönül rahatlığı ile ‘Kurban Bayramı tatili’ yapılabilir? Sulak alanları ve kuşları ilgilendiren bu kadar önemli bir gündem varken en azından birilerinin tatillerini iptal etmiş olmaları gerekmiyor mu? Niye kimse gelmedi?

Bir kuş uzmanı bu kuruluş adına bir gün çalışamaz mı? Bu ne biçim profesyonellık anlayışı?

Gördügüm kadarıyla DHKD çifte Kurban Bayramı tatili yapıyor. Ben de bu dernekten istifa ediyorum.

Korhan Gümüş
İmza

1633810cookie-checkDoğal Hayatı Koruma Derneği’ne istifa mektubu

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.