Doğramacı toprağa karışırken…

Doğramacı ismi, ülke gündeminde yaptığı çalışmalar ile yer almıştır. Son yolculuğuna ise kimler yan yana durduğuna bakın, çünkü o portre içinde 12 Eylül sürecinin küçük bir tarihçesini göreceksiniz.
Doğramacı 12 Eylül’ün eğitim bölümünü düzenleme görevini başarı ile sonlandırmıştır. YÖK gibi kurum ile üniversitelere askeri düzen getirmiş, o düzen içinde ‘birilerin istediği’ eğitim sistemini ülke gündemine taşımıştır. Eğitim sistemi sosyal devlet içinde ücretiz iken, ücretli hale adım adım getirtilmiş ve eğitim bir sektör konuma dönüştürülmüştür. Liberal ekonomi 24 Ocak 1980 yılındaki hedefine eğitim alanında doğramacı ile ulaşmıştır.
Özel üniversite ile birlikte, yüksek eğitiminde bilimsel çalışmadan çok, para getiren yüzü öne çıkarılmıştır. Üniversiteler, ulaşılması gereken hedef haline getirilince, üniversiteye giden yolda ücretli hale dönüştürülmüştür. İşinden el çektirilen eğitmenlere yeni bir iş alanı çıkmış olması, bir anlamda olumlu karşılanabilinir ama ileriki süreç içinde; liseler ve orta eğitim çocukları oyalama merkezine dönüştürülürken, okullar arası eğitim kalitesi ile de uçurumların oluşmasına sebep olmuştur.
12 Eylül, soru soran gençlik yerine, şıklar arası geleceğini arayan gençlere dönüştürmüştür. Basketbol oyunu oynamaları için sahalar kuran rejim, parklarda bahçelerde el ele dolaşma ve toplu dolaşmayı bir dönem yasaklamıştır. Askeri kışlalara öğrenciyi götürülüp, askeri sevdirme dersleri ile, tek tip insan yetiştirme aracı olarak okular, silah olarak kullanılmıştır. Doğramacı bu sürecin baş aktörü olmuştur ve gönüllü olarak sistemin yerleşmesi için emek harcamıştır. Kendi kurduğu özel üniversite ile bu sistem için ne kadar gönüllü olduğunu ispatlamıştır.
Doğramacı kariyerinin taşlarının ne kadarı kendi emeği, ne kadarı kopyalama yoluyla olduğu tartışma götürmüştür ama bu işi soruşturacak kurumun başında olduğu için sadece tartışma boyutunda kalmıştır. Kariyerini ömrü boyunca korumuştur. Ülke için doğru işler yaptığını söylemek abartı olur ama hiç mi iyi şey yapmamıştır dersek, evet iyi işlere de imza atmıştır. Hacettepe Üniversitesi o işler içinde görülebilinir ama ömrünün son dönemi içinde ve 12 Eylül süreci içinde YÖK ve eğitim sistemin yeniden yapılanması sürecinde oynadığı rol küçümsenemez ve bugün yaşanan bütün sorunların temelinde onun yaratmış olduğu sistem yer almaktadır. Elbette tek başına bu işleri yapmadı, kendisine verilen görevi arkadaşları ile birlikte yapmıştır ama tek sorumlu olduğu sürecin sorumluluğunu, başkasının üzerine atamaz. O dönemin darbeci generali, onun çalışma disiplininden ve kişiliğinden çok memnun olduğunu ölümü üzerine açıklamıştır. Darbecinin güveneni kazanan elbette iyi işler yapmadığının tek kanıtı olmaz ama yarattığı sistem bugün ortadadır ve o sorunların sonuçları ile uğraşılınıyorsa, iyi yaptıkları ortadan yok olmuş anlamına gelir.
Doğramacı bugünlerde vücudu toprağa karışıyor, umarım yaptıkları da tarih sayfaları içine karışır ve kendi tarihimiz içinde kara sayfa olarak durur. Doğramacıyı nasıl bilirdiniz sorusu bana sorulmuş olsaydı, darbecilerin verdiği görevi en iyi yapan memur olarak bilirdim derdim!


—————————————
http://cemoezkan.blogcu.com

1585860cookie-checkDoğramacı toprağa karışırken…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.