Milyonlarca insan her geçen yıl açlık yüzünden ölmekte ve açlıkla yüz yüze kalmaya devam ediyor. Peki içimizden birileri, açlıktan ölen insanlar için ne yaptı? Gelin hep beraber açık yüreklilikle itiraf edelim. Açlıktan ölen insanlar için bir şey yapmadık ve yapamayız da.
Du Santre laire ! Açık yüreklilikle itiraf edelim. Dünyada her alanda ve her düzeyde adaletsizlik içinde yaşıyoruz.
İş yerinde, evde, sokakta, lokantada, kentlerde, ülkelerde adalet diye bir pratikten söz etmek olanaksız. Hiç bir yerde eşitlik ve adalet yok. Kim bu duruma karşı bir şey yaptı? Hiç kimse.
Du Santre laire! Doğduğumuz an eşitsizlik ve adaletsizlik ile yüz yüze geliyoruz. Dünya ile hiç bir bağı olmayan bir bebek, doğduğu an adaletsiz ve eşitsiz bir dünyaya adım atıyor.
Babamız kodaman bir iş adamı ise şanslıyız mı sanıyorsunuz? Şımarık bir çocuk olup her şeyi emek harcamadan kazanan sevimsiz bir soytarıya dönüşüyoruz. Hele de bir işçinin çocuğu isek yandık. İlkokul paralı, ortaokul pahalı, lisede okumak zor, üniversite olanak dışı, iş bulmak bir rüya. Şanslı olup da iş bulursanız yandınız. Yaşam boyu çalışıp emekli olurken bir ev bile alamayacak ikramiye ile emekli maaşıyla karın tokluğu bile olmadan yaşayacağız.
Du Santre laire ! Dünyada eşitlik yok, adalet yok, insan hakları yok, güven yok, demokrasi yok, aşk yok, inanç Yok.
Du Santre laire ! Eşit miyiz söyleyiniz Sir’ler, Beyler, Bayanlar? Çalışan aç, çalışmayan tok. Adil miyiz söyleyin? Ülkeleri mafyalar ve elitler yönetmiyor mu? İnsan hakları var mı? Fransa isimli bir ülkede insan haklarını savunanlar, kendi ülkesinde yaşayan “ötekileri” neden çöplüklerde yaşatıyor. Bu çöplük lafını da ben etmiş değilim, Sarkozy diye ırkçı bir soytarıdan duydum. Amerikan rüyasında nüfusun yaklaşık % 10’u neden işsiz ve evsiz sizce? Düşünün !
Şu kibirli Fransızlar, en ağır koşullarda ve en kötü işlerde çalıştırdıkları insanların yaşam alanlarını çöplük olarak görüp onları aşağıladıklarında, neden bu aşağılık söylemde bulunan ırkçı politikacının oy oranı artmakta sizce.
Du Santre laire ! Kendi ülkelerindeki yaşam koşullarını iyileştiren, dedelerinin alçakça katledilmelerine sessiz kalıp başkalarının (Sarkozy ailesi) ülkesinde ucuz emek gücü olarak en ağır işlerde çalıştırılan Cezayirli çocuk(lar), “Yeter Artık” diye haykırdığında, ondan özür dilemesi gereken ırkçı politikacılar (Sarkozy ailesi), bu kutsal yaratıkları aşağılık bir hayvan gibi görebiliyor ve işin daha da traji-komik yönü, bu aşağılık söylem nedeniyle de Sarkozy ailesinin oy oranı ve halk desteği artıyor. Bilin bakalım bu ülke neresi?
Du Santre laire! İnsan hakları mı var dünyamızda? Açlıktan ölenler, ikinci sınıf olarak gömülenler, işsizler, evsizler varken insanların haklarından söz edilebilir mi?
Du Santre laire ! Bu şiddetli adaletsizlik ortamında güven duygusu olabilir mi? Kime güvenelim sizce? BM mi, ABD mi, IMF mi, AB mi? Dünyadaki en ağır adaletsiz uygulamaları yapan, suçsuz bir halkın (Irak) topyekün imhasına kalkışan, Ortadoğu’yu kana bulayan, teröristlere hamilik yapan, silah sanayi ile dünyayı kana bulayan, emperyalist paylaşım planları uğruna ülkeleri ve kıtaları bölüp parçalayan, kardeşi kardeşe düşman yapan uygar (!) uluslara/ülkelere mi güvenelim? Bunlara seyirci kalıp “sözde” Kıbrıs sorunu ile uğraşan BM’ye mi güvenelim? Dünyadaki adaletsizlikleri derinleştirmeye çalışan IMF’ye mi güvenelim? Irkçılığın en uygar (!) biçimlerini uygulayıp ezip sömürdüğü halklara ve insanlara uygarlık dersi vermeye çalışan AB’ye mi güvenelim?
Du Santre laire ! Demokrasi mi? Güldürmeyin insanlığı. Demokrasi, halkın, kendisini, kendi iyiliğine yönettiği rejimdir. Halk, nerede kendisini yönetiyor? Nerede halkın yararına bir rejim var? Açlık, eşitsizlik, adaletsizlik, güvensizlik içinde demokrasi yaşabilir mi?
Du Santre laire! Bırakın traşı Bey’ler (bayanlar, bu traşlarda pek rol almıyor nedense). Dünyada eşitlik yok, adalet yok, güven yok, insan hakları yok, demokrasi yok. Ne mi var? Korku var. Eşitsizlik var. İnsan hakları ihlalleri var. Güvensizlik var. Adaletsizlik var. Savaşlar var.
Du Santre laire! Açın gözlerinizi Bey’ler. Önünüzde duran insanlığın sefaletidir. Sefaletinizden başka kaybedeceğiniz bir şeyiniz de yok. Durun bir dakika. Kaybedeceğiniz bir şey varmış : Korkunuz. Aç gözlerini ve kaybet korkunu. Cesur bir insan ol. En azından doğruları sesizce oku ve oradan kaybol. Haydi kimse görmeden sıvış ortalıktan.
Du Santre Laine!
* Du Santre laire, hiç bir anlama gelmemektedir.
_______
Dr. Birol Ertan Siyaset Bilimci
