Dövülmedik yer bırakmıyorlar!

Modern zamanların yeni saplantısı, tutkusu dövmedir; İngilizcesiyle, tattoo…
Sadece ABD’de, nüfusun yüzde 33’ü bedenlerinin bir yerinde, en azından bir veya birkaç dövme bulunduruyor.
Bu ve bundan sonra yer alacak rakamları The Journal of the American Academy of Dermatology’nin [Amerikan Dermatoloji-Cilt ve Deri Bilimi Dergisi] kayıtlarından almış bulunuyoruz; biz onların yalancısıyız.
Dövmenin tarihi epeyi eskidir. Antik çağlara, Mısır’a, eski Çin’e, Uzak Doğu’ya kadar uzanıyor. İnsanoğlu bedeninin dışarıdan daha güçlü görünmesi, savaşırken düşmanını ürkütmek için bir tür çevresine zırh kaplamaya çalışır gibi, orasına burasına, türlü desenler, resimler, ıvır zıvır şekiller kazıtmadan duramamış, yapamamış; anlaşılan bu…
Demek ki 5 bin yıl önce düşmanına gösterdiği bedenindeki zayıf noktasında yer alan dövmenin ona verdiği cesarete, bugün insanlık, hâlen ihtiyaç duymaktadır.
Batı’da ve giderek dünyanın her yerinde dövme-tattoo bir salgın hâlinde yayılmakta, her yaştan ve her cinsten insan kendini ¨dövdürmektedir.¨
ABD’de salt geçtiğimiz yıl, 2012 yılında dövmeye harcanan para 2 milyar Doları aşmıştır. Amerika ve Kanada’da dövmecilerin kurduğu klüp ve dernekler, yayımlanan dergiler, sergi ve fuarlar, web sayfaları bu hesaplamaların dışındadır.
En ucuzu 45 Dolardan yapılan dövmelerin fahiş fiyatlara kadar uzandığı, Hollywood’daki gibi şöhretlerin dövmelerini birkaç bin Dolardan aşağı yaptırmadığı magazin dergilerinde yer almaktadır.

Dövme yaptıranların sadece yüzde 17’si yaptığına yapacağına sonradan pişman olmuştur, ama son pişmanlık fayda vermez.
Zira bunların deriden sökülüp atılması, yapılmasından daha beter bir âmeliyedir, masrafı da cep yakar. Çok başarılı olması beklenmiyen bir lazer uygulamasıyla dövmeler temizlenir, ama bir de temizletene sormalıdır. Dövme mürekkebinden arındırılan bölgenin cilt kanserine yakalanma oranı ise bir hayli yüksektir, ayrıca bu bölgede tahriş olmuş derinin hâli haraptır.
Bu kadar eziyetli olan bu işe kalkışmanın psikolojisi üzerine henüz akademik bir araştırmaya rast gelmiş değiliz. Tafsilatlı bir malûmat alırsak, bu satırlarda paylaşırız; ne ki tesadüf edemedik.
Bize kalırsa, insanın kendisini güçlü göstermeye yatkın zavallı bir yanını ifade eden dövmecilik, öte yandan bir tür sokak ressamlığı, grafitti, duvar yazılaması türünden alt-sanat-kültür işidir; sub-art dedikleri şey!
Amerikan liselerinden mezun veya terk olmuşların yüzde 40’dan fazlası dövme yaptırırken, PhD-doktora eğitimi alanlarda dövme yaptıranların sayısı yüzde 1.4’e inmektedir. Eğitimle bu işin biraz alakası var, görünüyor. Garip biçimde, tarifini size bırakmak üzere söylemeliyiz ki dindarlarda dövme yaptıranların oranı yüzde 56 civarındayken, ateist-tanrıtanımazların dövmeye sahip olanları sadece yüzde 11 oranına iniyor; ilginç!
Uyuşturucu kullanan ve alkol meraklısında, Amerikalı olup dövmeye kalkışanların oranı ise yüzde 38’dir. Bu rakamı da ihmal etmemeliyiz.
Yaş, evlilik ve boşanma durumu, askerlik, din bağıntısı, cinsiyet gibi ayrıntılarla dövme yaptıranlara bakıldığı zaman tablo şaşırtıcıdır.
Genel olarak düşük gelir seviyesinin, alttan üste çıkmak isteyen toplumsal tabakaların ve sınıf atlamaya çabalayan tüm kesimlerin özendiği bir şey olarak karşımıza çıkıyor, dövme…
Dövme, bir bakıma, çoktandır terk edilmiş Markçı sınıf mücadelesinin yerine bir tahakküm ve direniş sanatı olarak kendisini ikâme ediyor. Dövme sahibi işçi, yaptırdığı Dragon-Çin canavarı dövmesiyle patronuna güyâ direniş sergiliyor, kafa tutuyor; vah zavallım…
Yahudilerin dövme yaptırması durumunda mezarlığa kabul edilmeyeceğine dair Tevrat kuralı nedeniyle bir de Kosher Dövmesi, yani Yahudiliğe uygun güya özel bir mürekkeple yapılan dövme icat edilmiştir. New York’un İsraili sayılan Brooklyn’in palazlanamamış Yahudi esnafı cildine ha babam de babam, vur be vur vaziyetinde kosher dövme yaptırmaktadır.
Anlaşılan şudur ki dövme tutkusu dinsel baskıları da göğüslemekte, bir yolunu bulup insan bedenine yapışmaktadır.
Araştırmalara bakılırsa, dövmelerin insan vücudunda yüzde 28 oranında göğüs, omuz, sırt gibi alanlara yapılması da ilgi çeker. Zira sürekli ortaya konulacak yüz, yanak ve alın, el, açık alanlar gibi yerlere dövme yaptıranların oranı sadece, marjinal biçimde yüzde 4’dür. Demek ki dövmeciler, çok çekindikleri bir yer, bir zaman dilimi, bir kişi karşısında olursa dövmeyi saklıyabilecekleri beden bölgesine dövme yaptırmaktadır.
Amerika’da Oklahoma, Güney Karolayna ve Rhode Island eyaletlerinde 2006 yılına kadar dövme yaptırmak ruhsata bağlıydı ve dahi sadece elbiseyle örtülen kısımlara yaptırılabiliyordu; bugün, bu da serbest kalmıştır.
Vallahi kim neresini, nerede, niye ve nasıl dövdürürse dövdürsün, dövme denilen şeyin Tevfik Fikret’in mısrasında dediği gibi bir tür kendi kendini aldatma talebi olduğunu düşünmekteyiz:
¨Ezeli bir şifadır aldanmak!¨
Bu aktarmalarımız, locus classicus, yani bir konuya dair en yetkin metni ifade etmez, ancak Amerika kıt’asındaki sıradan, gazeteci gözlemlerimizdir.
Fakat okura da deriz ki, Discite Monti!, kıssa’dan hisse çıkar!

1593140cookie-checkDövülmedik yer bırakmıyorlar!

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.