Londra’nın kuzeyindeki Finsbury Park camiinde imamlık yapmış olan Ebu Hamza, bir eli olmadığından dolayı İngiltere basınınca ‘Kancalı İmam’ olarak tanımlanıyor.
İngiltere’deki televizyonlar imamın görmeyen tek gözü ve kancalı eline odaklanan ve bir korsanı andıran fotoğraflarını sürekli yayınlayarak Müslümanlar’ın korkunç ve korsan kılıklı insanlar olduğu imajını bilinç altına yerleştirmeye çalışıyor.
Eski Türk filmlerinde de kambur, kolsuz ya da aksayan tipler kötü adam olarak gösterilirdi ya şimdi İngiltere’nin kötü adamı engelli imam… Medyanın foto editörleri imamın öyle fotoğraflarını seçiyorlar ki imam tek gözünü tam açmış ve kancalı kolunu uzatmış… Neredeyse ekrandan fırlayıp saldıracak gibi…
Müslümanlar’a karşı sürdürülen psikolojik savaş, ne yazık ki karşılık öfke ve kin tohumları ekmekten başka bir işe yaramadığını süreç öğretti.
Yapılan araştırmalara göre; Müslümanlar’ın haksızlığa uğradığına inanan ve radikal gruplara katılarak Irak, Afganistan ve Afrika’da savaşan Müslüman gençlerin sayısı her geçen gün artıyor…
Emperyalizm ezmek ya da sömürmek istediği ülkelere karşı kendi halkını kışkırtmak ya da yaptığı haksızlıklara kılıf uydurmak için dini oldu bitti kullandı. ABD’nin gelmiş geçmiş en kötü başkanlarından George Bush Ortadoğu’daki petrol bölgelerini işgal projesini “Haçlı savaşı” diye nitelendirmedi miydi?
Emperyalizmin ve işbirlikçilerinin dinle imanla gerçekten ilgisi olsaydı ABD ile Suudi Arabistan kanka olmazdı. Suriye, İran, Libya ve Irak’taki demokrasi Suudi Arabistan Krallığı’nın on katıydı.
***
Bizim yerel gündemimizde de geçen hafta gösteri haberleri baskındı.
Alevi Bektaşi Federasyonu ve Alevi Dernekler Federasyonu’nun öncülüğünde yurtiçinden ve yurt dışından Alevi Derneklerinin büyük katılımıyla Ankara Sıhhıye’de “Laik ve Demokratik Türkiye İçin Eşit Yurttaşlık” mitingi yapıldı.
Mitinge Londra’dan da İngiltere Alevi Kültür Merkezi ve Cemevi’nden (İAKM) bir heyet katıldı. Sıhhıye Meydanı’nda on binlerin katıldığı mitinge Londra’dan da İAKM-Cemevi’ni temsilen Başkan İsrafil Erbil, Genel Sekreter Suna Hürman, Savaş Hürman ve Sema Gül yer aldı.
Aleviler iktidar partisinin 10 yılı aşkın bir süre kendileri ve Kürtleri oyalama taktiği uyguladığını ve uyguladığı politikayla da ötekileştirmeye çalıştığını meydandan haykırdı. Göstericilerin istediği “Eşit yurttaşlık”tı… Sokaktaki vatandaşın karşı çıkmayacağı bir istek… Sıhhıye’de okunan “Aydınlar Bildirisi”nde de Suriye’ye karşı olası bir savaşa karşı çıkıldı…
Savaşa karşı Türkiye’nin Londra Büyükelçiliği önünde de bir gösteri vardı. Geçen Pazar günü saat 14’de toplanan yaklaşık 100 gösterici “Suriye’ye karşı savaşa hayır” dedi…
Çocukların adını “Savaş” koyan bir ülkede savaşa karşı çıkmak zor olsa gerek…
Savaş denilince tarihteki Truva ve eski Yunanlılar arasında yıllarca süren ve iki halkın neredeyse tamamını katleden Truva Savaşı aklıma geliyor. Şimdi o iki halktan günümüzdeki eser yalnızca müzelerde…
Öyle çok uzağa gitmeye gerek yok… İkinci Dünya Savaşı’nda İngiltere-Almanya savaşını bir düşünün… Ölenler öldü… Kalanlar ticarette ve birbirlerinin ülkesinde turistik gezide…
Savaş politikacıların beceriksizliğidir… Bunun faturasını halklar çekmemeli… Türkiye’nin içeride ve dışarıda barışı sağlamanın tek yolu yürütme erginin barış istemesinden geçer…
Eğer samimiyseniz çekim alanı yaratır ve iç ve dış dinamiklerle karşı tarafı el uzatmaya zorlarsınız… Sanırım Türkiye’de zurnanın zırt dediği nokta bu olsa gerek. AKP’nin samimiyetine, destekcileri dışında inanan yok.