Eşek gölgesiyle uğraşmak

Atina`da önemli bir tartışma yapılırken kürsüye Demostenes çıkar, ancak dinleyiciler sürekli kendi aralarında konuşmakta, filozofu dinlememektedir. Demostenes, `Bir hikaye anlatıp ineceğim` der ve anlatmaya başlar: `Uzun zaman önceydi, bir delikanlı Atina`dan Megara`ya gitmek için bir eşek kiralamıştı. Eşeğini kiraya veren adamın da Megara`da işi vardı, beraber yola düştüler. Konuşa konuşa giderlerken öğle sıcağı bastırdı, biraz dinlenmek ve öğle yemeği yemek için bir su başına çöktüler. Ama ortalıkta hiç gölgelik yoktu ve eşeğin sahibi yemeğini alıp eşeğinin gölgesine sığındı. Eşeği kiralayan genç buna içerledi, `Sen çekil gölgede ben oturacağım` dedi. Beriki itiraz etti: `Ben oturacağım, çünkü eşek benim.` Delikanlı Ama ben eşeği kiraladım` deyince, eşeğin sahibinden `Ben sana eşeği kiraladım gölgesini değil` cevabını aldı ve aralarında kavga çıktı.` Hikayenin tam burasında Demostenes kürsüden iner yürümeye başlar. Dinleyiciler, `Sonunda ne oldu, sonunu anlat` diye bağrışmaya başlayınca Demostenes kürsüye döner: `Sizin için çok önemli bir konuda bir şeyler anlatmaya çalıştım, dinlemediniz. Şimdi ise eşeğin gölgesini merak ediyorsunuz. Ne fikrimi söyleyeceğim ne de eşeğin gölgesine ne olduğunu…` Kürsüden iner, yürür gider…

***

Aradan geçen yüzlerce yılda bir arpa boy almadığımız ortada. Hala eşek gölgesiyle uğraşıp esaslı konuları es geçiyoruz.
Meclis’te gündem, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun parası! Eski parayla iki trilyon. Çokluğu azlığı göreceli. İki trilyon kimine göre deli parayken, kimine göre ancak adamakıllı bir ev alınır.

Çenemizi yoralım yormasına da Derviş Eroğlu’nun parası bizim ne kadar öncülümüz olmalı, ne kadar dert etmeliyiz meselesi var.

Türkiye basınına kadar düşen bu mevzu işimize yarayacaksa tamam, ya Eroğlu’nun parasının altına gizlenmek istenen başka şeyler varsa!

Kimileri bu hesabın Başbakan İrsen Küçük tarafından ortaya çıkarıldığı konusunu ortaya attı engin hayal gücüyle. Gerçi konuyu Meclise taşıyan CTP milletvekili Sonay Adem’de, Başbakan İrsen Küçük’te böyle bir şey olmadığını açıkladı ama bende iki satır yazacağım; İrsen Küçük gibi deneyimli bir politikacı, hükümeti veya ülkeyi zora sokacak bir hareket yapabilir mi, mümkün mü bu?

Kendi ayağına kurşun sıkar mı?

Yazdıkları senaryodan nemalanmak isteyenlere kötü haber; Bu film istediğiniz sonda bitmeyecek…

***

Tekrar dönelim eşek gölgesi hikayesine. Davul tozu, minare gölgesi, (hikayeye bakarsak, eşek gölgesi) türünden olaylar daha çok işgal ediyor beynimizi. Fonda çalan “neşeli günler” müziği eşliğinde, “gölgeye ne oldu” derdine düşmüş bizler, orijinal metinden uzaklaşıyoruz hızla.

Oysa bu ülkenin çok daha mühim sorunları var.

Uyuşturucu mesela…

Geçtiğimiz günlerde uyuşturucu kullanan iki gençle konuşmuştuk.

Tüyler ürperticiydi anlattıkları. “Ben uyuşturucu kullanıyorum. Bu yüzden kimse iş vermiyor. Para bulmak için satış yapmak zorundayım. Kurtulmayı çok istedim. Hastaneye yattım, tuvalete gidip geldiğimde yatağıma akıl hastası birinin yattığını gördüm. Kaçtım hastaneden… Beni yakalayıp hapse koysalar ne olacak? Çıktığımda yine aynı şeyi yapacağım. Beni bu illeten kurtarsınlar. Narkotik müdürü gelsin ona anlatayım yaşadıklarımızı. Uyuşturucu gitgide yayılıyor çünkü bulmak çok kolay. Ben size şimdi istediğiniz kadar bulayım. Köyümüzdeki gençlerin yüzde 90’ı uyuşturucu kullanıyor. Bir gramla, iki gramla yakaladığını hapse atsan ne olacak, çıkınca yine devam etmeyecek mi? Önemli olan çözüm bulunması…”

Ekonomik sorun, sağlık sorunu, eğitim sorunu elbet önemli ama en önemli sorunlardan biri bu.

Hayatının baharındaki gençlerin çığlıkları, egoistçe hengameler ve züğürt lakırtıları arasında kaybolup gitmemeli.

1620110cookie-checkEşek gölgesiyle uğraşmak

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.