Çehov makinesi

Çehov hayranlarını içine alan ve oyunun sonunda müthiş bir sürpriz ile karşı karşıya bırakan oyundur. İki bölümden oluşan oyun, Çehov’un karakterleri roman okur gibi karşımızdadır ve canlanırlar. Değişik oyunlarından ve yazılarından çıkan kahramanları bize Çehov’un iç dünyasına doğru yola çıkarır ve ilk bölüm izleyicileri tam kucaklamaz, çünkü bir birinden ayrı ve ilgisi olmayan kahramanlar seyirciye sürükleyici bir şey anlatmaz, fakat her biri bir şekilde bir biri ile ilişki içindedir. Her karakter yazarı olan Çehov ile direkt ilişkiye girer ve ona bir şeyler söyler. Oyunun son bölümünde bütün bakış açımızı yıkan bir şey olur. Kahramanlar için zamanın durduğu ve hep o zaman diliminde kelimeler arasında kaldığı sanılırdı, oysa yazar bu bakış açımızı yıkar ve kahramanlar; bizler gibi büyür, yaşlanır ve yaşlanırken tecrübelerini biriktirir. Kahramanlar yaratıcısı olan yazar ile o birikim ile yüzleşir.

Karamsarlık, şiirsel bir atmosfer içinde zamanın döngüsünde bir kumar makinesinin rakamları arasındadır.

Tren istasyonun ve çevresinde verilen imgeler dünyasında bize bir şeyler anlatılır, çünkü yaşam denen şey tıpkı bir tren gibidir ve arada durduğu duraklar vardır ve her insan bu zaman treninde yolcudur. O yolculuk içinde karşılaştığımız kişilere ise zaman karar verir ve o zaman içinde sadece o insanlar ile karşılaşırsınız, başka zamanlarda başka insanlar ile karşılaşmak gibidir. Yazarda yarattığı kahramanlar ile yazıyı yazarken karşılaşır ve her oyun, roman, şiir kahramanı sadece o zaman dilimi içinde yazar ile buluşur.

Absürd bir oyundur, mizah oyunun içine öyle işlenmiş ki, etkisi ağır ağır ve oyunun bitimine kadar işliyor ve bitimine yakın mizah tüm çıplaklığı ile karşımızda duruyor. O an karamsarlık yok oluyor ve tiyatronun anlamında olduğu gibi eğlenceli bir hal alıyor.

Oyun başlangıçta ve birinci bölümde karamsarlık izleyicinin üzerine çöküyor ve izleyici üzerinde ağır bir etkisi oluyor ama ikinci bölümde bu karamsarlık ve ağırlık birden yok oluyor ve izleyiciyi gülümseten ve kahramanların cüretkar bir şekilde yaratıcısı ile yüzleşmesi ile karşılaşıyoruz. Oyun hakkında fikir ancak bir bütün olduğunda sahip olunuyor, parça parça bakıldığında bir bütünü görmeme durumu ile karşılaşıyoruz.

Oyun, görsel video ve ışık şovu ile oyuncuların müthiş canlandırmaları ile karşılaşıyoruz. Oyuncu rol yaptığını abartarak izleyiciye gösteriyor ve abartılı bir absürd duruşları var. Oyunun kahramanları yaşadıkları çevreden koparılmış, doğal bağlantılarının dışında bir tren yolu kenarında veya istasyonunda yapay bir ortamda, zaman döngüsü ve kumar makinesinin döngüsü içinde tek başına kalmış yalnız olan kahramanlar ile yalnız olan yazarı ile yüzleşmesi ve bu yüzleşmenin bize karamsar bir ortamda sunumu ile karşılaşıyoruz. Bu absürd tiyatronun tanımı içinde olan şey değil midir?

İkinci dünya savaşı sonrası insanlığın içine düştüğü saçmalıklar, boşuna çabalar, boşuna bekleyişler açısından kaynaklanan bir umutsuzluk havası içinde oluşmuştu. Bu umutsuz durumun gösterilmesi ile yeni umutlara kapı aralayan bir tiyatro anlayışı olan absürd tiyatronun tüm özelliklerini bu oyunda karşılaşırız. Son bölüm umudu ve yaşamın hareketliliğini yaşarız.

Absürd Tiyatro anlayışına göre her şeyi belli bir sıralama ve düzen içinde anlatmaya, canlandırmaya gerek yoktur. Tiyatro ses ve hareket düzeninden ibarettir. Olaylar arasında bağ kurmak gereksizdir. Birbirleriyle ilgisiz olayları çarpıcı olarak vermek yeterlidir. Absürd Tiyatroda ele alınan olay, olgu ya da kişi ne olursa olsun alay konusudur. “Sahne, perde düzeni, giriş-çıkışlar; serim, düğüm, çözüm bölümleri umursanmaz. Eser bilmeceler, semboller ve saçma denilecek tasarılarla doludur. Önemli olan, bir sevinç veya kaygının sebeplerini belirtmek değil, sadece o sevinç ve tasanın biçimini, oluşunu göstermektir.

Yukarıda değindiğim tüm özellikleri Çehov makinesi adlı oyunda çıplak göz ile görebilirsiniz.

Teknik hiçbir sorun ile karşılaşmadığım bu oyunu mutlaka görün derim, etkileneceksiniz ama biraz sabırlı olduğunuzda…

Her bir oyuncu bir birinden değerli yeteneklerini sahneye koymuşlar, her oyuncusu çok Başarılıdır ve bu kadar başarılı insanların yan yana gelmesi bu muhteşem eseri ortaya çıkarmış, oyunun sahnelenmesinde emeği geçenlere teker teker teşekkür ederim…

Çehov Makinesi

Yazan: Matei Visniec
Çeviren: Mete Gürman
Yönetmen: Müge Gürman
Dekor Tasarımı: Zeki Sayaroğlu
Kostüm Tasarımı: Şirin Dağtekin Yenen
Işık Tasarımı: Akın Yılmaz
Dramaturgi: Müge Gürman
Yönetmen Yardımcısı: Erkan Taşdöğen
Asistanlar: Fatih Sönmez, İsmet Vural
Oyuncular: Uğur Polat, Hakan Vanlı, Levent Öktem, Şahin Çelik, Erkan Taşdöğen, Tülin Oral, Ayça Bingöl, Toygun Ateş, Dolunay Soysert, Fatih Sönmez, Sanem Öge, Gözde Çetiner, Alper Saldıran, Mete Gürman, Pınar Tuncagil, Arda Baykal, İsmet Vural, Didem Ertan, Aslı Özsaraç

1589050cookie-checkÇehov makinesi

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.