Eğitim, Sağlık, Üretim ve İstihdamı Engelleme

Bu cana saldırıların değerlendirmesini siyasiler yapacaklardır. Ülke olarak, insanlık olarak, acıları paylaşıyoruz. Bu eylemlerin saldırıların, bir başka yönünü de aktarak, bu günkü değerlendirmelere dikkat çekmek istiyoruz. “Salıdan Salıya” yaptığımız paylaşımlar çerçevesinde.

Terör saldırıları, okullara yapıldı. Okul binaları yakıldı. Öğretmenler kaçırıldı. Canlara kıyıldı. Çocukların okuması engellenmeğe çalışıldı. Ne için. Eğitimsiz, aydınlanmadan yetiştirilecek bir nesil amaçlanıyor.

Terör saldırıları, sağlık kuruluşlarına yapıldı. Sağlık elemanlarına, doktorlara yapıldı. Onların görev yapamaz hale getirilmeleri ve bölgeden uzaklaşmaları istendi. Hastasını götürenin yolu kesildi. Ambulans yaklıdı. Hastaya ulaşmak isteyen, sağlık görevlisi, doktor engellendi. Bu canlara kıyıldı. Bölge halkının sağlık hizmetlerinden yararlanmasının engellenmesi bir yana, sağlık kurumları da tahrip edildi.Toplumun sağlıklı gelişimi engellenmeğe çalışıldı.

Yol yapım şantiyelerine saldırıldı. İş makinaları yakıldı. Hastane, okul inşaatları, yol yapım çalışmaları, hizmet birimlerine ilişkin yapılan inşaatlara saldırıldı. İşçiler kaçırıldı. Canlara kıyıldı. Araç ve gereçler tahrip edildi. Karanlık sürsün diye.

İşyerlerine saldırıldı. Esnaf rahatsız edidi. İşyerleri zarar gördü. Yaşam engellendi.

Yeni işyeri açma ve fabrika yatırımları, üretimi sürdüren fabrikalara saldırıldı, tahrip edidi.

Üretimin durdurulması ve yeni yatırımlarım yapılmasını önleme girişimleri hiç durmadı.

Yeni işyerleri açılamadığı, yeni üretim alanları faaliyete geçirilemediği için, kısıtlı olan istihdam olanakları giderek, istihdamın hiç olmamasına yakın bir konuma getirildi. Her yerleşim biriminde genç işsizler çığ gibi arttı. Üniversite mezunları kendi bölgelerinde iş bulamaz konuma geldi. Yaşadıkları bölgeyi, kentleri terketmeğe başladılar. İsşizlik, istihdam olmaması, her geçen gün işsizler ordusuna katılımları arttırdı.

Terör besleniceleri, amaçlarına bu çerçevede ulaşacaklarının bilinci içindeydiler. Eğitimsiz bir nesil, sağlık hizmetlerinden yararlanamayan bir toplum, yatırım ve üretim yapılmayan bir yerleşim alanı ve yok denecek noktaya gelen istihdam olanağı ve de işsizlik.

Bu sonucu hepimiz, yıllardır görerek yaşıyoruz.

Bölge ile ilgili anılara dayalı, eski bir kaç gözlemimizi de aktararak, tekrar istihdam konusuna döneceğiz.

1973 – 1974 yılıydı. Altı ayı aşkın süre Van’da görev yaptım. Çok güzel dostluklar edindim. Hakkari ve Yüksekova’ya gittim. Oralarda kaldım. Van’dan sabah kalkan, minübüs-otobüs arası tek araç 12 saatte Hakkari’ye ulaşıyordu. İşsizlik yoğundu. 74 de Hakkari’de yapılan yatırım, hapishane inşaatıydı. Nüfus bu günkü gibi yoğun değildi. Görülen açık durum, yatırım yok, üretim yok ve de işsizlik yoğun.

79’da, dönemin Köyişleri Bakanı Ali TOPUZ, KUP projesini başlatmıştı. Köye ulaşım projesi. Köylülelr yoldaki taşları topluyorlardı. Biraz gülümseme ve küçümseme ile karşılanmıştı bu proje. Dönemin Çalışma Bakanı ışıkar içinde olsun, Bahir ERSOY’a bu projenin bölgede istihdam yaratma bakımından önemli bir girişim olduğunu belirtmiştim. İstihdam içinde olan insanın daha sıhhatli bir düşünce içinde olacağını aktardığımı hatırlıyorum. Bu KUP projesinin bir başlangıç olması, önemli diye değerlendirmiştim. Ne yazık ki bu girişimlerin arkası gelmedi.

80’li yıllarda gittiğimde yollar yapılmıştı ve Hakkari’ye. Van’dan ikibuçuk saatte ulaşılıyordu. Ve yine işsizlik yoğundu.

Sonra ki yıllarda bölgede ki kamu yatırımlarıda kapandı. Van’daki Deri Fabrikası, Bitlis’deki Tütün fabrikası gibi. Bu kurumları ürtim süreci içinde görmüş ve orada çalışan işçilerle de görüşmelerim olmuştu.

Özel sektörün bir kaç yatırım girişimi de engellendi. Üretime geçenlerde, daha sonra üretimi sürdüremez hale getirildi.

Bu anıları aktarmamda ki neden, bögede istihdamın öneminin altını çizmek içindi.

Terör başlangıcı dönemlerinde, koruculuk kurumu oluşturularak istihdam yaratma yolu da seçilmişti. KUP projesi kapsamında, bu koruculuk kurumunu değerlendirmek söz konusu bile olamaz.

Bölgede ki İŞSİZLİK ve İSTİHDAM yaratılamaması, günümüzde ki sorunların başlangıç kaynağı olmuştur.

Burada, siyasal bir yorum yapmak haddimiz değil. Askeri bir yorumda yapamayız. Bizi aşan, bilgi birikimi ve deneyimi bu konuda olmayan bir yurttaş olarak, alanımızla ilgili soruna bir başka bakış açısı getirmeğe, daha doğrusu bilinen bir gerçekliği hatırlatmaya çalıştık.

Eğitimi engelleme, sağlık hizmetlerinden yararlanmayı önleme, yatırımların yapılmasını durdurma, istihdam olanaklarını yaratamama, gelişen ve her geçen gün artan işsizlik. Bu güne gelinmesinde gözden ırak tutulmaması gereken gelişmelerdir.

Yurttaş olma bilincini bir yana bırakarak, kullaştırma, etnik ve dinsel seçimleri ön plana çıkartarak, ayrıştırma ve ötekileştirme, yavaş yavaş bu güne gelinmiştir.

Kana dayalı, masum insanlara pusu kurarak, canlara kıyılarak ölümleri, özgürlük, insanlık ya da demokrasi kavramları altında değerlendiremeyiz. Bu yanılgı içinde olanların ayılmaları da dileğimiz.

Bu vahşetten ve acılardan, ne rant çıkar, ne özgürlük, ne demokrasi, ne de yurttaşlık. İnsanı yok ederek, insanlık sağlamak, bu güne kadar başarı kazanamamıştır. Tarih bunların örnekleri ile doludur.

Yaşanılanların, yaşatılmaması için bizlere düşen sorumluluk ve görevler bellidir.

Bu sorumluluklardan kaçamıyacağımız gibi, görevlerimizi de yerine getirerek, bir ders vermek ve geleceği aydınlatmak ellerimizdedir. Ellerimizi bilinçle kullanmak üzere.

____________

* Kıyıkışlacık – MİLAS. 8 Eylül 2015. Salı. [email protected]

1575740cookie-checkEğitim, Sağlık, Üretim ve İstihdamı Engelleme

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.