Ekonomi resesyondan çıkmaya başlamış

AA muhabirinin, Türkiye ekonomisindeki toparlanma sürecine ilişkin sorularını yanıtlayan Şimşek, son aylarda ekonomide, toparlanma yönünde olumlu gelişmelerin gerçekleştiğini belirterek, şunları söyledi:

”Bir aylık rakam trend oluşturmaz, ancak son dönemdeki verilere baktığımızda sanayi üretimi toparlanmaya başladığımızın en güçlü göstergesi olarak ortaya çıkıyor.

Kapasite kullanımı ve ihracatta bir artış yaşanmıştı, son olarak sanayi üretimindeki önemli bir artış ve kredi hacminde bir genişleme var. Bütün bu gelişmeler, ekonomide bir toparlanmanın başladığı ve pozitif büyümeye geçişin de başladığını gösteriyor.”

TOPARLANMA KALICI VE SÜRDÜRÜLEBİLİR OLACAK

Türkiye’nin diğer yükselen piyasalara göre daha güçlü ekonomik temellere sahip olduğunun altını çizen Şimşek, bankacılık sektörünün güçlü olmasının, dolayısıyla toparlanma sürecine kredi sağlama kapasitesinin, faizlerin düşmesinin, önümüzdeki dönemde ekonomideki bu çıkışın, toparlanmanın kalıcı ve sürdürülebilir olacağının en önemli kanıtı olduğunu vurguladı.

”Toparlanma üç aşamalı olacak” diyen Şimşek, toparlanmanın aşamalarına ilişkin olarak şunları söyledi:

”Birinci aşamada stoklardaki erime duracak ve stoklar yeniden inşa edilecek. Özel tüketimde bir genişleme yaşanacak. Son verilere göre, hane halkının güveni yeniden tesis edildi, faizler çok düşük, ekonomide, önümüzdeki yılın birinci çeyreğinden itibaren özel tüketim kaynaklı toparlanma hızlanacak.

Son aşamada yatırımlar artacak, çünkü özel tüketim yatırımları destekleyecek. Özel sektör yatırımlarının artmasında en önemli etken uygulamaya koyduğumuz teşvik sistemi olacak.”

2008 Ağustos ayından bu yana gerileyen sanayi üretimi Ekim 2009’da, bir önceki yılın aynı ayına kıyasla yüzde 6,5, bir önceki aya göre de yüzde 13,7 yükseldi.

TEDAVİDE ALINAN KATILIM PAYI

CHP Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’in soru önergesini yanıtlayan Şimşek, katılım payının, Türkiye dışında birçok ülkede de uygulandığını hatırlattı.

Şimşek, bu uygulamanın, basamaklı sevk sisteminin yerleşmesini teşvik ederek, kişilerin sağlık hizmetlerine erişimini kolaylaştırmayı hedeflediğini vurguladı.

Söz konusu uygulamanın sağlık harcamalarının kısıtlanması veya sağlığa erişimin engellenmesi gibi bir hedefinin bulunmadığını ifade eden Şimşek, ”Nitekim hükümetlerimiz döneminde uygulanan sağlık ve sosyal güvenlik politikaları sonucunda 2002 yılında 199 milyon adet olan yıllık muayene sayısı, 2003 yılında 460 milyona ulaşmıştır. Aynı şekilde 2O00’li yılların başında 2,1 düzeyinde olan yıllık kişi başı hekime müracaat sayısı, bugün için 6,4 düzeylerine gelmiştir” dedi.

Tedavi Katılım Payının Uygulanması Hakkında Tebliğ hükümleri çerçevesinde yeşil kart sahibi hak sahiplerinden de katılım payı alındığını anımsatan Şimşek, şunları kaydetti:

”Ancak, söz konusu Tebliğde de açıkça hükme bağlandığı üzere, yeşil kart sahiplerinin sağlık hizmetleri nedeniyle ödemek zorunda oldukları katılım paylarının, talep etmeleri durumunda Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu hükümleri uyarınca kendilerine iade edilmesi mümkün bulunmaktadır. Resmi sağlık kurumlarında alınmakta olan katılım payı, Devlet hastanelerinde 3 TL, Sağlık Bakanlığına bağlı eğitim ve araştırma hastanelerinde 4 TL ve üniversite hastanelerinde 6 TL olarak uygulanmakta iken; 1 Ekim 2009’dan itibaren resmi sağlık kurumları arasında bir ayrım gözetmeksizin 8 TL olarak tespit edilmiştir. Dolayısıyla tamamının 3 TL’den 8 TL’ye yükseltilmesi şeklinde bir uygulama söz konusu değildir.

Ayrıca, katılım payına ilişkin düzenlemelerin sağlık hizmetlerinin özleştirilmesine yönelik herhangi bir amacı bulunmamaktadır. Diğer yandan, katılım paylarının tahsil usulü hakkında gerek Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından, gerekse Bakanlığımız tarafından pratik ve uygulanabilir olmasına özen gösterilerek, farklı usuller uygulanmaktadır.”

1226300cookie-checkEkonomi resesyondan çıkmaya başlamış

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.