Emekçinin dramı…

Sanki bir hikâye gibi gelecek, hayır bu kadar da olmaz diyeceksiniz, fakat ne yazık ki, ülkemizde olmaz olmaz, olur!


yirmi beş yıl bir vakıfta geçici işçi olarak çalışabilir mi insan? Çalışmaz demeyin, öyle biri ile tanıştım. Zayıf parmaklarının içi nasırlaşmış, elini tuttuğunda nasırlaşan deriler eline batacak hissi veriyor, eğer tokalaşırsan. Bu aralar çok kızgın, çünkü emekli olmak için tüm çalıştığı yılları saydırmış ve tam on yılı yok gözüküyor. “Nasıl oluyor?” demekte, on yıl nasıl yok olur!  O yılların hesabını soracak ama o kadar bilgi birikimi yok.


Onu, bir arkadaşın bürosunda kızgın hali ile gördüm. Sattılar demekte, valla billa sattılar, benim on yılımı başkasına!


Önceleri anlayamadan baktım yüzüne, ülkemizde o kadar çok şey satılmıştı ki, satılanların arasında acaba neydi, bildiğim bir şey mi?


İlk defa duyuyordum, SSK içindeki bazı memurlar para karşılığında birilerini emekli ediyormuş. Bu konuda yapılmış bir soruşturma ve alınan sonuç var mı bilmiyorum, fakat söylem olarak dilden dile dolaşmakta. “sadece benimkini değil, filanınkini de satmış, duymadın mı, bundan bir kaç sene önce açıktan satıyorlardı, ver şu kadar para seni emekli edelim diyenleri?”


Hayır, duymamıştım, fakat olur, para ile olmayacak şey yok diye düşündüm.


SSK sitesinden indirilen kâğıtlara bakıyorum, benim için anlamsız. Hiç görmemiştim, o yüzden anlamakta zorlanıyordum. Bak görüyor musun beş yıl öncesine dair belgelerde eksik var, Allah kuran çarpsın ki, ben o yıllarda orada çalışıyordum. Devletin vakfında. Hiç ara vermedim, demekte. Doğru söylüyordur, neden yalan söylesin ki, elleri nasırlı, gülen yüzü hiddete dönmüş, kalbi iyi olan biri, kısaca emekçi.


Elbette inanıyorum, fakat anlamakta zorlanıyorum, çünkü Türkiye’de bu işlerin nasıl olduğunu bilmiyorum, en azından SSK gibi bir devlet kurumu doğru ve dürüst çalıştığına inanmak istiyorum. Fakat çıkan gazete haberlerinde emekliliği satan memurlardan bahsedildiğini duymadım da, daha çok ölenlerin yerini alan mirasyediler olduğunu biliyorum. Annesinin kılığına girip maaş alanlar. 150 yaşına gelmiş olmalarına rağmen yaşayanlar!


Çalışan birinin çalıştığı sürenin başkasının adına kayıt edilmesi, oraya ödenen ödeneklerin başkası adına yatırılması olayını ilk defa duyuyordum.


Emeklisini beklerken emekli olamayacağını duyan biri nasıl olur?


Gözünüzde canlandırabiliyor musunuz?


Ben gözümde canlandırmadım, gördüm.


Hırs ve kızgın biri, ne yapacağını bilemeyen, çaresiz!


Çalışmıştı, fakat kâğıt üzeride çalışmamıştı. Para karşılığında yatırılan ödenekler başkasının adına yatırılmıştı, büyük olasılıkla!


SSK ödenekleri içinde doğal olarak ne açık ne de fazlalık gözüküyor. Sadece isimler değiştirilmişti. Üstelik tam beş yıl öncesine kadar yapılmıştı. İş yerinde olması gereken belgeler tam beş yıl saklanıyor ve daha sonra imha ediliyormuş. Yani maaş bordroları iş yerinde yok! Her türlü kayıt ve belge SSK bünyesi içinde oluyor. Sadece SSK demeyelim, Bağ kur, Emekli Sandığı gibi güvenilir sosyal sigortalar içinde de geçerlidir aynı durum. Her biri birer devlet kurumu ve denetimin ne kadar güvenli yapıldığı soru olarak kafamda durmaktadır. Orada çalışan memurların bazıları ise çıkarları yönünde kalem oynatabilmektedir. Halk denetiminden uzak, devlet güvencesi altında olan devlet memuru ise, her türlü kâğıt üzerinde oyun oynaması doğal değil mi, bir başbakan dememiş miydi, “memurum işini bilir!”


Bu sorun nasıl çözülür bilemiyorum, avukat bir arkadaş bu olayı izleyecek bakalım ne sonuç elde edebilecek.


Elleri nasırlı, geçici işçi olarak çalıştırılan bir işçinin emeklilik hayallerinin çöktüğünü görmekten büyük üzüntü duydum, peki elden ne gelir?


—————————-
www.cemoezkan.de
http://cemoezkan.sitemynet.com

690580cookie-checkEmekçinin dramı…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.