Enflasyon üstünde zam (!)

Çalışma yaşamımıza, vatan görevini yeni bitirmiş genç bir üniversite mezunu olarak 1970’li yıllarda bürokrat konumuyla ilk adımımızı atarken, ayni açıklamaları zamanın ülkeyi yönetenlerinden duyarak başlamıştık. Aradan çeyrek asır geçti, hala “enflasyonun üstünde zam” masalını, ne yazık ki yıllar yılı isyan ederek dinlemeye devam ediyoruz.


İster vatandaş olarak, ister yazar konumuyla, kime ne söylerseniz söyleyin, hangi basın organında ne yazarsanız yazın, hangi parti iktidara gelirse gelsin, kim başbakan olursa olsun, sihirli bu üç-dört kelimenin siyasal yaşamda ağızlardan düşmesi, vatan toprakları üzerinde hiçbir zaman görülmedi ve görülmeyecektir de.


Altını çizerek ısrarla söylüyoruz: “ÇALIŞANLARIMIZA ENFLASYONUN ÜZERİNDE ZAM VERDİK” cümlesini Türkiye Cumhuriyeti’nin hiçbir başbakanı ve maliye bakanı, bütçenin TBMM’de kabulünden sonra ve değişik zamanlarda ki televizyon söyleşilerinde ve basın toplantılarında sık sık söylemekten rahatsızlık duymayacak ve bu söylemden asla vazgeçmeyecektir.


En düşük memur maaşı yeni bütçe ile 2006 yılında ne kadar oldu?  600 YTL.


Peki, asgari ücret kaç YTL yükseldi?  30 YTL.


2006 yılının ilk yarısında asgari ücret ülkede hangi tutara ulaştı? Net 380 YTL.


Rakamlar ve tablo ayan beyan ortada değil mi?


Şimdi gelelim asıl meselemize…


Ülkede 4 kişilik aile için yoksulluk sınırı son verilere göre ne kadar? 1.600 bin YTL(  bir milyar 600 milyon lira)
Açlık sınırı ne kadar? 600 YTL ( altı yüz milyon lira)
Yani:
Dört kişilik bir ailenin Türkiye’de bir ay boyunca ÖLMEDEN YAŞAYABİLMESİ için gerekli olan asgari gıda tutarı 600 YTL.
En düşük memur aylığı ise 600 YTL 
Asgari ücret 380 YTL…


Tablo bu denli açık ve seçik, aynı zamanda da traji-komik iken;
Sayın Başbakan ve Maliye Bakanı çıkıyor televizyonlara; “çalışanlarımızı enflasyona ezdirmedik. 2006 yılında da, enflasyonun bir iki puan üstünde aylıklara zam yaptık” açıklamalarında bulunuyorlar.


Sevgili okurlar, her şeye karşın itidalimizi bozmadan, görüş ve düşüncelerimizi uygar anlatım biçimiyle açıklamayı sürdürüyoruz…


Dört kişilik bir ailenin, SÜRÜNMEDEN VE ELE GÜNE MUHTAÇ OLMADAN yaşayabilmeleri için, her türlü masraf kaleminin (sağlık, eğitim, ısınma vs..) asgari ölçülerde olmak üzere, bir aylık toplam bedelinin 1.600 YTL. Olması gerekiyor.


Bu rakamın altına düştükçe YOKSULLUK BELASI dayanılamaz boyutlara geliyor.
Dört kişilik bir aile (Karı koca iki çocuk) eğer bir ay boyunca asgari gıdaları için toplam 600 YTL harcama yapacak gelirden yoksunsalar, ölüme doğru gidiyorlar demektir…


Gelelim şimdi, “enflasyonun üstünde zam” komedisine ya da masalına..
Ülke yönetimine hangi parti ve hükümet gelirse gelsin, önce çalışanların gelir durumunu, “ACİLEN” ve “ZORUNLU OLARAK” en az açlık ve yoksulluk sınırlarına eşitlemesi, sonra da, enflasyon hesabıyla gereken aylık zammını, ne ölçüde yapacaksa yapması gerekmez mi?


Hal böyleyken;  ne Başbakan’ın, ne Maliye Bakanı’nın ya da yetkili siyasi erkin; memurların aylıklarına 2006 yılında yapmış oldukları zam konusunda; “ENFLASYONUN ÜZERİNDE ZAM YAPTIK”  diye bir açıklamada BULUNMAMALARI gerçekçi olmaz mıydı?


Millet açlıktan, Yoksulluktan, işsizlikten, sefaletten kırılıyor, hükümet hala “ENFLASYONUN  ÜSTÜNDE  ZAM” ‘dan söz edebiliyor. Anlamak mümkün değil!
Gidin esnafı dinleyin, varın bakın çiftçi ne durumda, emeklinin halinin içler acısı olduğunu görün bakalım ne haldeler?


İktisadi büyümeden, enflasyon düşmesinden, faizlerin inmesinden, döviz ve ihracat artışından… Millet perişan durumda iken ve yaşamında hiçbir iyileşme hissetmezken başarı diye söz etmek, sanırız ancak siyasetçilere özgü bir davranış olmalı…
Her şey mükemmel gidiyor da, halk bunu yaşamında neden hissetmiyor ve anlayamıyor, ey ülkeyi yönetenler?


Emeklilere 2006 yılı için AKP hükümetince, yüzde 3+3 zam uygun görülüyor, çalışanlara ortalama yüzde 7-8 dolayında maaş artışı sağlanıyor, açlık ve yoksulluk sınırına ait rakamlar ortada, hükümet hala başarılı icraat söylem ve iddialarıyla halkı avutmaya devam ediyor… Ne diyelim?



Sayın Başbakan,


Önümüzde ki seçim öncesi, meydanlara çıktığınızda, acaba yine partinizin “ACİL EYLEM PLANINDAN” söz edecek misiniz?


İlk bir ayda, üç ayda ve altı ayda “ACİLEN” dar gelirlilere neler yapacağınızı halka açıklayacak mısınız?


Asgari ücretten vergi almayacağınızın vaadinde yine bulunacak mısınız? 


“YOKSULLUKLA VE YOLSUZLUKLA” parti olarak sonuna kadar titizlikle mücadele edeceğinizi,Türk halkına yine söyleyecek misiniz?


Özellikle yolsuzlukların “DAMARINA GİRME” yi yeni dönem için de topluma vaat edecek misiniz?


Milletvekillerinin DOKUNULMAZLIKLARINI KALDIRMA sözünü yeniden verecek misiniz?


Bu soruları sayın Başbakan’a neden yönelttik?


Hiç… Merak ettik de…


[email protected]

685610cookie-checkEnflasyon üstünde zam (!)

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.