Entrikaların merkezinde sağcılar

Avusturya seçimlerini göçmenler, Türkiye’nin AB üyelik başvurusu ve siyasilerin karanlık ilişkileri belirlemekte. Seçimlerde bu konuları kullanan aşırı sağcılar hep zaferle çıkmıştır. İşin garibi, aşırı sağcı parti rüşvet, görevi suiistimal, vergi kaçırma, siyasi gücünü yakın çevreleri ve kendileri için kullanmanın merkezinde olmuşlardır. İki sağcı parti Hıristiyan Demokratlar (ÖVP), ırkçı parti olarak bilinen Özgürlükçü Parti’nin (FPÖ) geçmişte oluşturdukları koalisyon hükümetinin bakanlarının isimleri skandallarla anılmaktadır. Bunlar arasında içişleri bakanlığı, Avrupa Parlamentosu milletvekilliği, maliye bakanlığı koltuğunda oturmuş olan siyasetçiler de var. Aktif siyasetten çekilen kimi isimler hakkında açılan davalar sürmekte. Bir trafik kazasında hayatını kaybeden aşırı sağcı parti lideri Jörg Haider’in yetiştirdiği ve daha sonra da sağcı Hıristiyan Demokratlara kaptırdığı eski maliye bakanı hakkında açılan davaları takip etmekten toplumun başı döndü. Hakkında vergi kaçırmaktan, İsviçre’deki banka hesaplarının hesabını sormaya kadar davalar açıldı.
Bugüne kadar olan skandalların merkezinde devletten, Avrupa Parlamentosu’ndan elde edilen haksız kazançlar ve büyük işletmelerden alınan paralar vardı. Avusturya’nın büyük işletmelerinin birisinin çalışanı basın toplantısında parlamentodaki partilerin temsilcilerine rüşvet verdiğini söylemişti de eski başbakanlardan birisi sadece “Ben adı geçen firmada hiç çalışmadım” demekle yetinmişti. Meclis üçüncü başkanının adının bir skandala karışması da gündemi uzun süre işgal etti. Skandalın merkezinde bu sefer ne devlet ne de bir devlet kurumu vardı, sadece parlamento başkan yardımcısı ile bir vatandaş bulunmaktaydı. 90 yaşlarında bir milyoner hanım bir satış merkezinde parlamento başkan yardımcısı Martin Graf’la karşılaşır. Yaşlı kadın, Graf’tan bir miktar parasının olduğunu ve nasıl değerlendirmesinin daha iyi olacağını öğrenmek ister. Graf aşırı sağcı parti FPÖ milletvekilidir ve bu parti bugüne kadar işçilerin ve dar gelirlinin temsilcisi olduğunu iddia etmiştir. O halde “güvenilir” çevredir. Pek de dar gelirli olmayan yaşlı kadının 1 milyon Avro’su vardır. Graf milyoner kadına bir vakıf kurabileceğini öğütler. Graf ile milyoner kadın arasında görüşmeler sonrasında vakfa ait sözleşme imzalanır. Kadının adına kurulan vakıfta Graf da yönetim kuruluna girer. Vakıf adına Viyana’nın en müstesna mahallesinde bir bina satın alınır. Bu binaya Graf’ın lokantacılık yapan kardeşinin işletmesi de taşınır. Vakıf çalışmaları sürer. Yaşlı milyoner, vakıftan kendisine herhangi bir para gelmediğini basına yansıtır ve olay dallanır budaklanır, basında konu ayrıntılı işlenmeye başlanır. Olayı sorgulayan basına oldukça kızgın olan aşırı sağcı parlamenter, kadına birkaç bin Avro para ödendiğini dile getirir. Graf’ın vakıf ilişkisinin ortaya çıktığı dönemde kamuoyu yoklamaları yapılır. Bugün seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz, diye sorulan anketlerde siyasi partilerin oy dağılımında değişiklikler gözlenir. Avusturya’da dört siyasi parti vardır: Sosyal Demokratlar (SPÖ), Hıristiyan Demokratlar (ÖVP), Yeşiller ve ırkçı parti olarak bilinen FPÖ. SPÖ, ÖVP ve FPÖ’nün oy oranları anketlerde başabaştır. Zaman zaman FPÖ’nün diğer iki partinin oy oranını geride bırakarak, birinciliğe yükselmiş olduğu görülmektedir. İşte FPÖ’lü Graf’ın vakıf ile olan ilişkisi, diğer partilerin imdadına yetişmiştir. Graf’ın vakıftaki rolünün, kamuoyu yoklamalarında FPÖ’nün oy oranını düşürdüğü görülürken, basında FPÖ parti başkanının “43. doğum günü hediyesi olarak Graf’ın istifası iyi olacaktır” biçiminde yazılar yayımlanır. Ayrıca FPÖ Genel Başkanı Heinz Christian Strache’nin durumdan rahatsızlık duyduğu da dile getirilir. Basın kısa süre sonra yanıldığını öğrenir. Zira Strache, Martin Graf’ın vakıftaki konumunun “çok temiz” olduğunu ve parti olarak Graf’ın arkasında durduğunu açıklar.
Siyasilerin yolsuzluk dosyaları Avusturya gündemini sarsmaya devam ediyor. Bunlardan en önemlisi hiç şüphesiz Graf’ın partisi FPÖ’nün Kaerten eyaleti yöneticisi ve eyalet belediye başkan yardımcısı aleyhinde kara para aklamaktan verilen 7 aylık hapis ve 150 bin Avro para cezası sonrasında istifa etmesi ve kardeşinin atanmasıydı. Diğer önemli olay ise ülkenin en önemli haber dergisinin Avusturya’da siyaset rüşvet ilişkisinin ÖVP’nin uzun yıllar genel başkanlığını yapan, eski başbakanlardan Wolfgang Schüssel ile başladığını kapak konusu olarak duyurmasıydı. Siyasilerin rüşvet ilişkileri gazetelerin manşetinden, haber dergilerinin birinci sayfalarından aylardır hiç inmemekte. Haber dergilerinden birisinin FPÖ ile bir dönem koalisyon ortaklığı yaparak, yolsuzluk ilişkilerinin önünün açılmasını sağlayan sağcı ÖVP’nin ölüm ilanını kapak konusu yapması oldukça ilginçti. Kapak konusunu bir ilan ile veren dergi: “Burjuvazinin anası, Hıristiyan değerlerin, köylülerin ve orta sınıfın koruyucusu partimiz ÖVP (1945 -2013) 68. yaşında uzun süre devam eden ağır yolsuzluk ilişkisi sonrasında aramızdan ayrılarak, acılarından kurtulmuştur” ifadesi yer alıyordu. 2013 yılında genel seçim var; genel seçimden sonra Graf’ın FPÖ’sü ve “ağır yolsuzluk ilişkisi”nin yolunu açan ÖVP’nin helvası yenilecek mi, göreceğiz.

* Bu yazı, Cumhuriyet Gazetesi’nin Pazar Yazıları sayfasında da yayımlandı. 
 
[email protected]

1598700cookie-checkEntrikaların merkezinde sağcılar

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.