Erdoğan dört kilo verdi

Başbakan Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe’deki Başbakanlık Çalışma Ofisi’nde Libya Ulusal Geçiş Konseyi Başkanı Mustafa Abdulcelil ile birlikle görüştü. Görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında Başbakan Erdoğan, açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan, bir gazetecinin hastalığı dolayısıyla kaç kilo verdiğini sorması üzerine, “4 kilo” yanıtını verdi.

-“LİBYA’DAKİ GEÇİŞ SÜRECİNİ TÜRKİYE OLARAK DESTEKLEYECEĞİZ”-

Erdoğan, 16 Eylül’de Libya’ya yaptığı ziyareti sırasında, kardeş Libya halkını özgürlük, adalet ve demokrasi mücadelesi için kutladığını belirterek, bugün de Abdülcelil’in şahsında Libya halkını tebrik ettiğini ve Türk milletinin sevgi ve selamını ilettiğini söyledi. Libya’da devrimin şehitlerini bir kez daha rahmetle andığını belirten Başbakan Erdoğan, ülkede şu anda bir geçiş hükümeti kurulduğunu, yeni hükümetin iç barış, huzur, istikrar ve parlamenter sistemin temini için samimi gayret içinde olduğuna ve olacağına inandığını dile getiren Erdoğan, “Libya’daki bu geçiş sürecini Türkiye olarak tüm imanlarımızla destekleyeceğiz” dedi.

Libya’da geçiş sürecinin başarıyla tamamlanabilmesi için güvenlik birimlerinin yeniden yapılanması, milis güçlerinin dağıtılmasının önem arz ettiğini söyleyen Başbakan Erdoğan, Libya’da iç güvenliğin tesisi için Türkiye olarak gerek eğitimi, gerek malzeme noktasında bir dizi adım atılacağını, bu kapsamda Emniyet Genel Müdürlüğü’nden bir heyetin Ocak ayında Libya’ya giderek temaslarda bulunacağını açıkladı.

-HİBE VE KREDİ TAAHHÜTLERİMİZ 300 MİLYON DOLARA ULAŞTI-

Libya’daki güvenlik güçlerinin ihtiyaç duyduğu polis teçhizatının da Türkiye’nin temin ettiğini dile getiren Erdoğan, bu teçhizatların sevkiyatına yarın başlanacağını bildirdi. Trablus Büyükelçiliği nezdinde askeri ateşeliğinin de en kısa sürede faaliyete geçirileceğini söyleyen Erdoğan, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Ulusal Geçiş Konseyi’ne yönelik hibe ve kredi taahhütlerimiz şu ana kadar 300 milyon dolara ulaştı. Libya’nın ihtiyaç duyduğu ilaç, gıda ve motorin gibi acil ihtiyaçların tedarikini aynı şekilde sürdürüyoruz. Bugüne kadar binin üzerinde Libyalı kardeşimizin tedavisini Türkiye’deki hastanelerde gerçekleştirdik. Şu an itibariyle de yine bin 600 civarında Libyalı kardeşimiz Türkiye’deki hastanelerde tedavi oluyor. Libya’yı ziyaretim esnasında Mısrata’da bir hastane kurulması, Libya’nın çeşitli şehirlerinde hasar gören okul, karakol, mahkeme binalarının tamiri noktasında verilmiş bir sözüm vardı. Şu anda 21 Türk şirketinin üstlendiği bu tamir – bakım ve planlama çalışmalarımız Libya nezdinde hızla devam ediyor ve bunları süratle tamamlayacağız.”

-ABDÜLCELİL İLE TÜRK İŞADAMLARININ ZARARI DA GÖRÜŞÜLDÜ-

Libya’nın dış dünya ile bağlantısını yeniden kurmak için THY’nin haftada Trablus’a dokuz, Bingazi’ye 10, Mısrata’ya bir seferi olduğunu söyleyen Erdoğan, Mısrata seferlerinin ise önceki gün başlatıldığını, seferlerin artırılması için müzakerelerin de devam ettiğini bildirdi. Abdülcelil ile görüşülen konular arasında, Libya’da faaliyet gösteren Türk işadamlarının Libya’ya geri dönmeleri ve zararlarının tespiti çalışmalarının da yer aldığını söyleyen Erdoğan, Libya Başbakanı’nı da Türkiye’ye davet ettiğini açıklayarak, “İnşallah kendisiyle de bu meseleleri ayrıntılı bir şekilde ele alacak ve geleceğe yönelik atacağımız adımları da birlikte kararlaştıracağız” dedi.

-“TÜRKİYE’NİN TARİHİNDE SÖMÜRÜ YOK”-

Libya’nın, Türkiye için müstesna bir öneme sahip olduğunu ve Bingazi, Tobruk, Sirte, Trablus, Mısrata gibi şehirlerin adeta, İstanbul, İzmir, Ankara kadar tanınan şehirler olduğunu dile getiren Başbakan Erdoğan, hatta Fizan şehrinin, Türkçe deyimlere dahi girdiğini vurguladı. Türkiye ve Libya ilişkilerinin asla çıkar ilişkisi üzerine kurulmadığını söyleyen Erdoğan, tam tersine kardeşlik üzerine bina edildiğini kaydetti. 1911’de Libya’nın işgaline karşı başta Mustafa Kemal olmak üzere, Libya ordusunun Osmanlı kardeşleri ile omuz omuza mücadele verdiğini, Libya’yı birlikte savunduğuna işaret eden Erdoğan, “Türkiye’nin tarihinde sömürü, bir ülkeyi işgal etek, ardından o ülkenin kaynaklarını çalmak yoktur. Altını çizerek ifade ediyorum. Bunun en güzel şahidi kardeş Libya halkıdır” dedi.

-“SOYKIRIM GÖRMEK İSTEYENLER KİRLİ, KANLI TARİHLERİNE BAKSIN”-

Aynı Libya halkının son yüzyılda Batılı ülkelerin tüm Afrika kıtasında, özellikle Kuzey Afrika’da nasıl soykırım işledikleri, ne tür katliamlar yaptıkları, Afrika’nın kaynaklarının nasıl sömürüldüğünün şahidi olduğunu söyleyen Başbakan Erdoğan, Fransa’nın 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarının reddedilmesini suç sayan yasa tasarısının parlamentoda 22 Aralık’ta görüşülecek olmasına atıfta bulunarak, şunları söyledi:

“Cezayir’de 8 Mayıs 1945’ten itibaren katledilen, fırınlarda yakılarak öldürülen masum sivillerin tam sayısı, bugün dahi bilinmiyor. Maalesef Batılı kaynaklar, bu tarihte öldürülen 100 Fransız askerini öne çıkartırken, sayısı 45 bin olduğu söylenen Cezayirli şehitlerden bugün hiç kimse bahsetmiyor. Aynı şekilde 1994 yılında Ruanda’da 800 bin insanın katledilmesinde Fransa’nın rolü hiç tartışılmıyor. Hiç bir tarihçi, hiç bir siyasetçi, bizim tarihimizde soykırım göremez. Soykırım görmek isteyenler, dönsünler ve kendi kirli, kanlı tarihlerine baksınlar. Kendi tarihleri ile yüzleşemeyenlerin, asılsız iddialar üzerinden Türkiye tarihine saldırmaları çok ciddi samimiyetsizlik göstergesidir. Tarih, parlamentolarda yapılan oylamalarda yazılmaz. Tarih, popülizm, oy toplamak uğruna çarpıtılmaz. Hele hele parlamentolar tarihin araştırılmasını, incelenmesini, konuşulmasını, tarihi yalanların eleştirilmesini engelleyemez. 21.yüzyılda bir Avrupa ülkesinin, tarihteki yanlışları cezalandırmaya girişmesi bilim, ifade özgürlüğü adına son derece vahim kaygı verici, hatta utanç vericidir. ”

-“UMARIM FRANSA, YANLIŞTAN BİRAN ÖNCE DÖNER”-

Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy’ye bir mektup göndererek, bu yöndeki kaygılarını da ilettiğini dile getiren Erdoğan, tasarının, Türkiye – Fransa ilişkileri üzerinde tamiri zor hasarlar açacağını Sarkozy’ye çok açık ve net bir şekilde ifade ittiğini dile getirdi. Başbakan Erdoğan, “Böyle bir girişim hiç kimseye yarar sağlamaz. Şunu da açıkça ifade ediyorum. Eğer Fransız ulusal meclisi tarihle ilgilenmek istiyorsa, gitsin bir zahmet Afrika’da yaşananları aydınlığa kavuştursun. Ruanda’da yaşananları aydınlığa kavuştursun. Cezayir’i aydınlığa kavuştursun. Fransız askerlerinin kaç kişiyi katlettiğini, nasıl katlettiğini, hangi insanlık dışı yöntemleri kullandığını araştırsın. Fransa Parlamentosu gitsin, Ruanda’daki 800 bin kişinin katledilmesindeki rolünü araştırsın. Eğer ellerinde belge yoksa, o belgeleri bizler kendilerine rahatlıkla verebiliriz. Çünkü bu belgeseleri biz kendi televizyonlarımızda da izledik. Bu meselelerin parlamentolarda yer alması son derece yanlıştır. Umuyorum ki Fransa Ulusal Meclisi, tarihi çarpıtma, tarihi yalanları inkar edenleri cezalandırma yanlışından biran önce döner. Türkiye olarak bu kasıtlı, art niyetli, haksız-hukuksuz girişimlere karşı her türlü diplomatik girişimle karşı duracağımızı burada bir kez daha vurgulamak isterim” diye konuştu.

1322620cookie-checkErdoğan dört kilo verdi

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.