Erdoğan ve üç bakan hakkında suç duyurusu!

YUSUF YAVUZ / AÇIK GAZETE- Türkiye’nin en büyük ikinci tatlı su kaynağı olan Isparta’daki Eğirdir Gölü’nün kuruması karşısında gerekli önlemleri almadığı öne sürülen yetkililer hakkında, “Görevi kötüye kullanmak ve milli çıkarlara karşı faaliyette bulunmak ve Anayasayı ihlal” gibi suçlamalarla suç duyurunda bulunuldu.

Halkın Kurtuluş Partisi (HKP), Eğirdir Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunduğu dilekçede, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ile ilgili bakanlıkların genel müdürleri ve bölge müdürleri hakkında suç duyurusundabulundu.

‘GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMAK’ VE ‘ANAYASAYI İHLAL’ İDDİASI

HKP avukatları tarafından savcılığa verilen dilekçede yetkililerin, “Temel Milli Yararlara Karşı Faaliyette Bulunmak Üzere Yarar Sağlama”, “Görevi Kötüye Kullanmak”, “Anayasayı ihlal”, “Çevre ve Milli Parklar Kanununa Muhalefet”, “Eğirdir Gölü Özel Hükümlerine Muhalefet”, “Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği’ne Muhalefet” suçlarını işlediklerini iddia ettiler.

EĞİRDİR KALESİ ÖNÜNDE GÖL İÇİN BİR ARAYA GELDİLER

Eğirdir Kalesi önünde bir araya gelen HKP üyeleri, “Eğirdir Gölü Halkındır, İnsana, Hayvana, Çevreye, Doğa ve Yeşile Düşman Olanların İnsafına Bırakılamaz” yazılı pankart ve “Gölü Guruduyolaa! Yetti Garii! Haden Gari!”, “Göl Yoksa Elma Yok! Balık Yok! Kerevit Yok!”, “Göller Bölgesinin ‘çöller bölgesi’ olmasına izin vermeyeceğiz!” yazılı dövizler açtı.

HKP Yöneticisi Prof. Dr. Özler Çakır’ın basın açıklamasının ardından Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) Bilim Danışmanı Dr. Erol Kesici ve HKP Genel Sekreter Yardımcısı Av. Tacettin Çolak da konuyla ilgili birer açıklama yaptı.

PROF. DR. ÖZLER ÇAKIR: ‘BURADA BİR CİNAYET İŞLENİYOR’

HKP Yöneticisi Prof. Dr. Özler Çakır, partisi adına yaptığı açıklamada, “Burada bir cinayet işleniyor! Bu cinayetin faili, hemen öldürmüyor kurbanını. Yıllardır ona tarifsiz acılar çektiren işkenceler yapmakta. Onun canhıraş çığlıkları, haykırışları umurunda bile olmuyor. Hatta öldürücü son darbeleri daha bir kinle, daha bir nefretle vuruyor ha vuruyor. Kurban can çekişiyor artık. Son nefesini vermek üzere! Çığlıklarını duyuyoruz ve yüreklerimiz dağlanıyor.  Çünkü kurban, bizim geçmişimiz ve geleceğimiz; çünkü kurban, bizim can suyumuz; çünkü kurban,  bizim ‘Yedi Renkli Eğirdir Gölü’müz!” ifadelerini kullandı.

‘TARİHİ DOKU, DENİZLER, GÖLLER VE DAĞLAR TAHRİP EDİLİYOR’

Eğirdir gölündeki cinayetin katilinin kim olduğu sorusuna yanıt veren Çakır, “İçinde yaşadığımız para babaları düzeni! Gözünü kâr hırsı bürümüş para babaları, yalnız insana değil tabiata ve tarihe hiç saygı duymamaktadır. Sevgi beslememektedir. Bu sebeple de şehirlerimizin tarihi dokusunu, yeşil alanlarımızı, denizlerimizi, göllerimizi, nehirlerimizi, dağlarımızı tahrip etmektedir. Sözün özü, bizi sarıp sarmalayan, yaşam kaynağımız olan coğrafyayı, doğayı katletmektedir bu kasalarını doldurmak için her yolu mubah sayan, Para ve kâr tanrısına tapınan para babaları!” diye konuştu.

‘EĞİRDİR GÖLÜ SU HACMİNİN YÜZDE 70’İNİ KAYBETMEK ÜZERE’

Eğirdir Gölü yok oluşunun acı olduğunu dile getiren Çakır, açıklamasında şunları kaydetti: “Çünkü gölün ekolojik yapısı, müdahalelerle tahribata uğratılıyor. Bilim dışı, bilinçsizce yapılan balıklandırma, göldeki doğal canlı çeşitliliğini yok etti. Ne yazık ki artık gölde ne kavinne, ne sazan ne de çapak bulmak mümkün değil. Rant uğruna kıyı ihlalleri yapılmakta. Gölden içme suyu kullanımının dışında vahşi sulama ile aşırı oranda su çekilmekte. Gölün su bütçesi korunmadan kanallar, pompaj ve yüzey akışıyla aşırı oranda su alımları yapılmakta. Gölün su kaynaklarının, gölü besleyen derelerin büyük bir kısmının, yağmur–kar yağışlarının oluşturduğu yüzey sularının önüne baraj ve göletler yapılarak bu suların göle ulaşması olanaksız hale getirilmekte.

GÖLET VE BARAJLAR YÜZÜNDEN GÖLE SU ULAŞAMIYOR

Gölü besleyen dere, çay ve yüzey sularının önüne çok sayıda gölet-baraj yapımı ve HES’lere su verilmesi nedeniyle, beslenmesi için gerekli sular ne yazık ki göle ulaşamamakta. Eğirdir Gölü önceki yıllardaki su hacminin neredeyse yüzde 70’ini kaybetmek üzere. Göl yüzeyi yaklaşık 100 km2 azalmış durumda. Tarım, sanayi ve evsel atıklarının fütursuzca göle bırakılması, gölün bir atık alanı olarak kullanılması gölde ağır metallerin birikmesine, kimyasal ve biyolojik kirliliğin ve gölün dip çamurunun giderek artmasına yol açmakta. İçme suyu olarak kullanımının tehlikeli olduğu bilimsel raporlarla ortaya konmakta.”

‘EĞİRDİR GÖLÜ ÖZEL HÜKÜMLERİ HİÇE SAYILIYOR’

1983 yılından bu yana Eğirdir Gölü ile ilgili çıkarılan Yönetmelikler ile Çevre Kanunu, doğal sit alanı niteliği ve 2012’de çıkarılan Eğirdir Gölü Özel Hükümlerinin hiçe sayıldığını savunan Prof. Dr. Özler Çakır, şöyle konuştu:  “Eğirdir Gölü’ne sahip çıkmak, ekonomine, sağlığına, turizmine ve kendi yaşama hakkına sahip çıkmak demektir. Göl yaşayamazsa, sen de yaşayamazsın. Tabii bu sorunların bütüncül çözümü, nihai olarak iktidar meselesine dayanıyor. Sorunun çözümü, ülkemizin, yeraltı ve yer üstü kaynaklarımızın yerli-yabancı para babaları tarafından sömürülmesine, talan edilmesine son verecek; doğaya, çevreye, hayvana, insana dost bir iktidar için örgütlü mücadele vermekten geçiyor. Demokratik halk iktidarını kurmaktan geçiyor.”

DR. EROL KESİCİ: ‘EĞİRDİR GÖLÜ’NÜN KURUMASI BİR FELAKETTİR’

Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) Bilim Danışmanı Dr. Erol Kesici ise Giresun’da yaşanan sellere değindiği açıklamasında, “Şunu bilmeliyiz ki, bu insanların yaratmış olduğu bir felakettir, doğal felaket kesinlikle değildir. Aynı felaket Eğirdir’de yaşanıyor. Eğirdir Gölü’nün kuruması bir felakettir. Göller iyi yönetilirse, bolluk bereket getirir fakat göller kötü yönetilirse kıtlık felaket getirmektedir” diye konuştu.

AV. TACETTİN ÇOLAK: ‘ASLINDA BU ANLATILAN SİZİN HİKAYENİZ’

HKP Genel Sekreter Yardımcısı Av. Tacettin Çolak da burada yaptığı konuşmada Eğirdir halkına seslenerek şunları söyledi: “Değerli Eğirdirliler, aslında bu anlatılan sizin hikâyeniz. Eğirdir çöl olmasın, Eğirdir’de yaşam bitmesin diye bu hikâyeyi anlatmaya geldik size. Bugüne kadar gelmedik, seçim zamanlarında hiç görmediniz bizi. Diğer partilerin hepsi oylarınızı almaya geldi. Ama yanı başınızda ilçeye hayat veren gölün kurumasıyla ilgili siyasi manipülasyonlarını da Sayın Erol Kesici çok güzel şekilde anlattı. Yani artık gökten yağan yoğun yağmurlara umut bağlayacak kadar zamanı kalmamış bu gölün. Onun için Halkın Kurtuluş Partisi sizden oy istemeye gelmedi, size sizi anlatmaya geldi.”

2445150cookie-checkErdoğan ve üç bakan hakkında suç duyurusu!
Önceki haberCovid-19 yoksulları daha çok vuruyor
Sonraki haberTürkiye dünyanın yeni plastik atık çöplüğü oldu!
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.