Esad düğümü çözülecek mi?

Washington’dan gelen haberlerde, Biden’ın ziyaretinin Amerikan tarafının Türkiye’yi uluslararası koalisyona dahil etme çabalarının son halkasını oluşturacağı anlaşılıyor.

Türkiye’nin ise, Suriye’deki ılımlı muhalifler için eğit-donat programının yanısıra ‘uçuşa yasak ya da güvenli bölge’ talepleri var. Türkiye’nin en çok ısrarcı olduğu konu ise, Esad’ın yönetimden uzaklaştırılması hedefinin ABD tarafından da kabul edilmesi.

Peki bu hedefler konusunda Ankara, Washington’u ikna edebilecek mi?

Konuştuğumuz uzmanlar, Biden’ın ziyaretinin “Türkiye’yi ikna etme çabalarının bir devamı” olarak görülmesi gerektiğini söylüyor. Başbakan Ahmet Davutoğlu ile ABD Başkanı Barack Obama’nın Avustralya’da G-20 zirvesi sırasında yaptıkları görüşme sonunda yapılan açıklamalar, görüş ayrılıklarının sürdüğünü ortaya koyuyor.

Washington’dan gazeteci İlhan Tanır, Biden’ın amacının Türkiye’yi koalisyona dâhil etmek ve bu ziyaretiyle bir bakıma “yapılamayanı yapmak” olduğunu söylüyor. Tanır’a göre, bunun Biden’ın iç siyasi hesaplarıyla da ilgisi var. Biden, 2016 başkanlık yarışında aday adayı.

Biden’ın programında, Fener Rum Patriği’yle görüşme de var. Tanır, hem bu görüşmenin hem de Biden’ın Türk yetkililere “güçler ayrılığı” ve “demokrasi” konusunda mesajlar verme planının, dönüşünde ABD’deki demokratlar ve cumhuriyetçilere “Bakın ben demokrasi anlattım” mesajını verme amacının bir parçası” olduğuna dikkat çekiyor.

Peki Ankara Biden’ı nasıl bir beklentiyle karşılayacak?

‘Politikaları zamanla benzeşecek’

USAK Amerika Araştırmaları Merkezi Başkanı Mehmet Yeğin, bu soruya “Türkiye’nin bir beklentisi olmak zorunda mı? Tam tersi de olabilir. Ben daha çok ABD’nin burada belirli talepleri olduğunu düşünüyorum” diye yanıt veriyor.

Türkiye’nin talepleri konusunda daha ısrarcı olacağını savunan Yeğin, ABD’nin ise uçuşa yasak bölge ve tampon bölge konusundaki tavrının bir anda değişeceğini düşünmediğini ve ziyaretle beraber hızla uzlaşma sağlanacağı beklentisinde olmadığını belirtiyor. Bununla birlikte, “süreç içerisinde ABD ve Türkiye’nin tavır itibariyle yaklaşacağını” ifade ediyor Yeğin ve şöyle devam ediyor:

“Diplomatik olarak belirli bir noktaya getirilen bir uzlaşının politik ayağını tamamlamaya geliyor Joe Biden diyebiliriz. İleride bir bakış açısı ve kullanılacak araçlar konusunda belirli mesafeler kat edileceğini düşünüyorum, böyle kalacağını zannetmiyorum. Zamanla benzeşecek bir politika oluşacak bence.”

Stratejik Düşünce Enstitüsü Başkanı Birol Akgün’e göre de, Türkiye’nin ABD’den beklentisi, sorunlara “daha açık ve net bir perspektifle yaklaşması”. Dolayısıyla bir an önce ‘uçuşa yasak bölge’ ilan edilmesi, Özgür Suriye Ordusu’nun çok daha kararlı ve güçlü bir şekilde desteklenmesi gerekli” diyor Akgün.

Ankara ‘Esad gitmeli’ tezini yineleyecek

Ankara açısından düğümü çözecek yanıt Esad’ın geleceğiyle ilgili.

Müzakareler de muhtemelen bu konuya odaklanacak. Türkiye, ABD’nin Esad’ın geleceği konusundaki tutumunu yeterli bulmadığını sıklıkla tekrarlıyor. Hürriyet Daily News gazetesinin Ankara Temsilcisi Serkan Demirtaş’a göre,”Bu ziyaretin Türkiye’nin beklentilerini karşılaması için, ABD, ‘Esad gitmeli, hedefimiz budur’ demeli”.

Ancak daha geçen hafta Obama’nın Suriye’de rejim değişikliğine soğuk baktığını gösteren bir yaklaşım sergileyip, “Esad’ı yerinden etmek için aktif adımlar atacak mısınız?” sorusuna açıkça “hayır” yanıtını verdiği dikkate alındığında, Washington’un bu konuda Türkiye’yi tatmin etmesi yüksek bir olasılık olarak görülmüyor.

Birol Akgün, Ankara’nın yine de ısrarını sürdüreceği görüşünde.

Akgün’e göre artık yeni bir tablo var; “ABD, son zamanlarda Türkiye’nin pozisyonunu anlamaya çalışmaya ve savları dinlemeye daha yatkın.”

Akgün, Türkiye’nin taleplerinden bir noktada vazgeçeceğini ve ikna olacağını düşünmüyor ve şu görüşleri dile getiriyor:

“Bütün kartlar yeniden karılıyor, herkes çıkarlarını, pozisyonunu yeniden tanımlıyor. Kimsenin, ABD açısından özellikle, Türkiye gibi bir ülkeyi kolayca vazgeçirecek ya da ilişkileri zedeleyecek bir pozisyon alma şansı yok. Ne kadar uzlaşabilirse.”

‘İki tarafın bakış açısı aslında örtüşüyor’

Amerika’nın Esad konusunda Türkiye’nin tezlerinden uzak durmasında Irak deneyiminin de bir rol oynadığı görüşleri daha sık dile getirilmeye başlandı. Mehmet Yeğin de bu görüşte. ABD’nin de Esad’ın gitmesini istediğini, ancak rejimin kalması gerektiğine dair bir bakış açısı geliştirdiğini söylüyor. Yeğin, “ABD ile Türkiye’nin Suriye konusundaki bakış açısı bence yüzde 90 örtüşüyor. Fakat geriye kalan yüzde 10 çok önemseniyor bana kalırsa. ABD, Esad konusunda Türkiye’den çok farklı düşünmüyor, IŞİD’le savaşma konusunda da çok farklı düşünmüyor. Ama ABD, Irak’ta yaptığı hatayı tekrarlamak da istemiyor. Yani kurumları yıkmak istemiyor.”

Eski Büyükelçi: Biden Türkiye’nin taleplerinin önünü kesti

Ana muhalefet CHP’nin dış politika yetkililerinden, eski Washington Büyükelçisi Faruk Loğoğlu ise, bir uzlaşma olacaksa bunun “muhtemelen ABD’nin taleplerinin karşılanması doğrultusunda” gerçekleşeceği tahminini dile getiriyor. Uzlaşma konusunda, en şanslı konuyu ‘eğit-donat’ meselesi olarak görüyor, Loğoğlu.

Eski Washington Büyükelçisi, diplomatik mesajların satır aralarına da dikkat çekerken, “Biden’ın daha gelmeden uçuşa yasak bölge ve güvenli bölge oluşturulması konularına sıcak bakmadığını söyleyerek, Türkiye’nin taleplerinin önünü bir kez daha kestiğinin” de altını çiziyor.

Esad’ın geleceği konusu Loğoğlu’na göre de iki tarafın uzlaşmasını kilitleyebilecek bir durumda şu anda. Hükümeti ‘Esad saplantısı’ içinde olmakla suçlayan Loğoğlu, bu tavrın Türkiye’nin Işid’le tam gücüyle mücadele etmek istemediği izlenimini verebileceğini belirtiyor.

Kendi partisinin ise Esad’ın destekçisi olarak nitelendiğini hatırlattığımız Loğoğlu, “Suriye’de hem rejim hem muhalefetle görüşme şansına sahip olan tek siyasi parti CHP’dir. Bu görüşmelerimiz, sanki Esad yanlısıymışız gibi takdim etmeye çalışıldı, bunun astarı yok. Bizim baskıcı bir rejimin başında bulunan bir lidere sempati duymamız mümkün değil. Ama Esad’ın akıbetinin ne olacağına Ankara, Moskova, veya Washington karar veremez, vermemelidir” diye cevap veriyor.

İki ülke ilişkilerini yakından izleyen uzmanlara göre, her iki tarafın da oturdukları masadan sadece iyi niyet beyanlarıyla, ama pozisyonlarını değiştirmeden kalkmaları sürpriz olmayacak.

Washington’dan gazeteci İlhan Tanır, ‘tam tersine, bu ziyaretten uzlaşma çıkması mucize olur’ diyor.

1437060cookie-checkEsad düğümü çözülecek mi?

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.