Eski dostlar

Kisa süren Subat ayinda, uzun yillar hatirlanacak sandigim bir Türk Musikisi Konseri verdik. Koromuzun adi ”ESKI DOSTLAR”. Eski ve güzel olan herseye ragbet oldugu gibi, Türk Musikisinin güzelliginden, insana verdigi huzurdan dolayi, günümüzde yüzlerce koro kuruluyor. Herkes amatör ruhla Müzige hizmet vermek ve mutlu olmak için çalisiyor. Koristler, islerinin ardindan hem yorgunluk atiyor, repertuarlarini zenginlestiriyor, müzikseverlerle tanisiyor, Bestekarlarla tanisma ve sohbet etme firsatini buluyor, verilen konserlerle de, dinleyici ile bulusuluyor ve karsilikli mutlu olunuyor. Her koronun bir de Koro sefi var, bazen bir Bestekar, bazen bir müzisyen, bazen bir yorumcu, bazen bir müziksever çalistiriyor koroyu. Amac ve hedef hep ayni, amatör ruhla ve profesyonelce Müzige hizmet etmek ve mutlu olmak…
Bizim koromuzun sefi, ”okullu degil,alayliyim” diyen, otuz senedir süregelen musiki hayatina Besiktas Musiki Cemiyeti’nde baslayan, rahmetli esi gazeteci Orhan Vedat SEVINÇLI ile birlikte, Beyoglu Musiki Dernegi’ni kuran, çesitli korolarda korist ve solist olarak hizmet verdikten sonra, 2010 yilinda ”ESKI DOSTLAR KOROSU”nu kuran saygideger Hanimefendi Seyda SEVINÇLI dir. Siir yazan, ud çalan, zengin ve zevkli repertuari olan Seyda SEVINÇLI’ nin bence en kiymetli özelligi, müzigin ve herkesin özgürlügüne yürekten inanmasi ve bundan sevinç duymasidir. Ben de, bir çok koroda sarkilar söyledigim için, herkese dalga dalga yayilan bu huzurun farkindayim ve mutluyum. Öyle ki, konserlerimizde saz sanatçilarinin, koristlerin, konuk ve davetli sanatçilarin, seyircilerin bu içtenligi hissetmeleri mümkündür. Koristlerden birisi kendi bestesini yorumlar, saz sanatçilarindan birisi kendi bestesini yorumlar ve sefimiz Seyda SEVINÇLI bunu müzikseverlerle paylasmaktan çok mutlu olur…Müzik özgürdür ve sonsuzdur…
Gerçeklestirdigimiz 2.Konserimizde, Hüzzam ve Rast makaminda eserler yorumladik.
”Ses Krali” olan Yasar ÖZEL Beyefendi Konuk Sanatçi idi, kendisiyle adeta özdeslesen sarkilardan sadece 4 tanesi bile, dinleyicileri mest etmeye yetti. Diyarbakir’da dogup, önce Ankara Radyosu, ardindan Istanbul Radyosu Sanatçisi, ve koro sefi olan Yasar ÖZEL, adeta Türk Musikisi yorumcusu olmak için dünyaya geldigini hatirlatiyor, sarkilari söyledikçe…
Bestekar, Udi, Yorumcu Hüsnü ÜSTÜN Hocamiz ve Konservatuar mezunu olan sevgili esi konserimizi taçlandirdilar. Ayni zamanda Koro sefi olan Hüsnü ÜSTÜN Hocamizin iki sarkisi yorumlanmis ve bir sarkisini kendisi yöneterek yorumlamisti. Bu esnada Koro sefimiz Seyda SEVINÇLI’nin korodaki yerini alarak sefligi Ud HocasiHüsnü ÜSTÜN Beyefendi’ye birakmasi, görülmesi gereken müzikte bir saygi ve sevgi örnegiydi. Konser sonunda, Seyda SEVINÇLI, YÜREKLI, diyerek yürekten alkislamasi da bambaska bir güzellikti. Zaten hep söylerim, Hüsnü ÜSTÜN Hocamizin gözlerindeki içtenlik, bakisindaki dürüst sicaklik, çok az insana nasip edilmistir. Allah nazardan korusun. Ben de bazen melodisi yüregime akan melodileri kendisine telefonda söylerim, insan bir sarkinin sevincini, kendisini dinleyecek kadar zamani ve destekleyicisi olduguna inandigi insanlarla paylasmak ister…siirler ve sarkilar hep özgürdür…
Kahraman EROGLU baglamasiyla ve kendisine eslik eden Hasan AKBABA ile birlikte iki güzel türkü söyledi, ilk türküyü Dr.Gürbüz ÇAPAN beyefendi’ye ithaf etti. Konsere dis agrisi sebebiyle gelemeyen konuklarimizdan olan Gürbüz Bey, gerçek bir sanat ve sanatçi dostudur, hiç süphesiz…
Konserin sunucusu, koristlerinden ve solistlerinden birisi oldugum için, Aziz NESIN’in ”SARKILAR” ile Melih Cevdet ANDAY’in ”Yasadim” baslikli siirlerini okudum.
Konservatuardan hocam olan ve Türk Müzigi Konsey Baskani olan Göktan AY Hocamin karsisinda, bir konserde ilk kez kendi bestemi söyledim, konserimizi sereflendirdigi için tesekkür ederken bir seyi hatirlatmayi ihmal etmedim, eger siyasete hizmet verirse, telif haklarini, sanatçilari hiç unutmamasini söyledim, insani yalniz hocasi dinler gibi geliyor bana, üstelik ayni okulun merdivenlerini basamak basamak çikmissak, basamaklarin farkindaysak, her basamakta var olan eksikligin tamamlanmasi da Göktan AYgibi öngörü sahibi, bilgili, projeler mimari bir Hocama yakisir diye düsünüyorum…
Benim yorumladigim sarkimin siiri , önce yigit insan,doktor, aktör, yönetmen, yazar-sair, ressam, baba, dede, gerçek bir sevgili es olan Cüneyt ARKIN’a ait. ”Ne aski ne günahi biliyorum, ömrüm çirilçiplak ellerimde durur” siirini yazmasa, ”Adini Unutan Adam” adli kitabini yayinladiginda, bu kitabi Cem KARACA’ya imzalayip hediye etmese, ( yazlik-evinde kendisini ziyeret ettigimizde), ben o aksam kitabi bir solukta okumasam, bu siirin ezgisini yüregimde duyamazdim, sarkimi sizlerle paylasamazdim.
Betül ARKIN, en aci günümde beni ziyaret etmisti, güzel gecemizi,konserimizi de taçlandirdi, bir hanim arkadasiyla birlikte gelerek… Betül ARKIN’ in varligiyla oluyor hersey, tüm güzellikler… gerçek, yigit bir Türk kadini, iki erkek annesi, deniz gözlü ve hep genç kalan babaanne…
Sefimiz Seyda SEVINÇLI de iki erkek annesi, çok hassas, zarif, süper babaanne…
Sarkima, Nihavend giris taksimini yapan Çello sanatçisi Dilek YÜZLÜER ile sevgili ve degerli esi Tanbur Sanatçisi Gökalp YÜZLÜER dinleyenleri mest ettiler.
Saz sanatçilari sefimiz Kemani Önder GÜLFIDAN ( ki Bestekar Amir ATES Hocamiz kendisine, ”Kemani aglatan adam” diye hitab eder…), Udi Gürcan YAMAN ( ki annesi çok degerli sanatçi ve koro sefi Inci YAMAN’in, yetenekli ve basarili ogludur), Kanuni Birol KABACI ( ki koro çalismalarimizda bizi hiç yalniz birakmaz, tabii, yurt içi ve yurt disi konserlerinin çakistigi anlarda, misafirperverce gidisinden , onun adina mutlu oluruz, tercih sebebi, ”tamamen duygusal” degildir, müzik ve yurt sevgisidir, biliriz, bahar konserimizde kendi bestesini müzikseverlerle paylasmasini da bekliyoruz ), Klarnet sanatçisi Senol KARAGÖZ ( ki yüregindeki ezgileri güçlü nefesine üfleyen, alkisi hakeden ve alkisi alan, eski bir arkadasimdir), Ritm sanatçisi Ibrahim DALICI ( ki hassas ritmlerin terazisidir, kalbimizin bir ritmi oldugunun adeta ögreticisidir), Tanburi Gökalp YÜZLÜER, sakin ve kararli ezgileriyle ve sevgili esiyle olan sevgiyle dolu müzikal paslasmalari ile, çok takdir aliyor. Allah mutluluklarini daim etsin… Geçen yil verdigimiz ilk konserde, birlikte yaptiklari Rast makamindaki taksimlerinin lezzeti hala kulagimdadir. Davetli sanatçilarimizdan Vedat ÇETINKAYA, sahneden onlara seslenerek, ”rastlasiyorlar” demisti.. ben de söyle düsünmüstüm,”iki sanatçinin restlesmesi olmuyor, rastlasmasi böylesine güzel oluyor”…ve hangi konserde kendisini dinlesem, kendisiyle ayni sahnede olmaktan haz duydugum, kivanç duydugum Çello sanatçisi Dilek YÜZLÜER, bana hep ATATÜRK’ümüzün , biz kadinlara verdigi haklari hatirlatiyor… Insan sesine en yakin ses kabul edilen Çello’su ile sahnede muhtesem bir heykel gibi duruyor Dilek YÜZLÜER…
Sefimiz Seyda SEVINÇLI, güfte Ülkü AKER’e ait beste Avni ANIL’a ait olan ”Sanki seninle 40 yillik dost gibiyiz ikimiz” adli eseri yorumlarken, sahneye çikip yanina gelen oglu Göktug SEVINÇLI ile birlikte sarkiyi söylemeleri öylesine güzeldi ki…o ani, o içtenligi, o güveni, o yürekten bagliligi, o ana-ogul sevgisini görmek lazimdi…biz sansliydik, o ani yasadik…
Koristlerimizden Ercan AKBAY’in bir bestesini, ilk kez diger bir korist arkadasimiz olan Vecdet GÜRÇAY yorumladi, artistik yorumuyla çok alkislandi.
Güfte ve beste Yildirim GÜRSES’e ait olan ” Içime hep hüzün doluyor ” adli sarkiyi yorumlayan korist arkadasimiz Cevat KONDAKÇI çok alkislandiktan sonra, herkesin takdirini kazanan bir davranis sergiledi, ceketinin iç ceplerinde sakladigi üç kirmizi gülü, sefimiz Seyda SEVINÇLI’ye, Çello sanatçisi Dilek YÜZLÜER’e ve bendeniz Sunucu Ilkim KARACA’ya zarifce verdi, alkislar dinmek bilmedi, anladim ki, esasinda halkimiz kadina gösterilmesi gereken saygiya hasret kalmis, haberlerde duyulan ve esasinda hiç yasanmamasi gereken siddet ve türevlerinden bikmis, usanmis… müzigin güzelligi ve özelliklerinden biri de bu inceliktir iste…
Solo yapan tüm arkadaslarimizi hala teker teker anlatamadim, herkes çok güzel yorumladi, çok alkislandi, devami bahar konserimize…
Her nedense, ki kendimce sebebi de asikar, Akatlar Kültür Merkezi’nde verdigimiz konserler, bulundugum programlar, beni müthis mutlandiriyor. Tipki, Altunizade Kültür Merkezi, Baris MANÇO Kültür Merkezi, Yerebatan Sarnici, Rumelihisar Kalesi gibi mekanlar beni çok etkiliyor, halktan kopuk olmadigi için, akustigi yüzünden, eskilerin ve eski dostlarin öneminin de payi büyük elbette….

Müzik’te eski ve yeni dostlarla ve hiç eskimeyecek dostluklarla, ”ESKI DOSTLAR KOROSU” nda ve konserlerinde bulusmak dilegimle, Melih Cevdet ANDAY’in bir siiriyle merhaba demek istiyorum, yeni dostlara…”Baliklar için deniz lazim, Sevismek için issiz olmak, Ve geceleri yatakta, Duymamak için tabanlarin sizisini, Zengin olmak lazim, Halbuki islik çalmak için, Birsey lazim degil.”
Bence de ,Müzigi sevmek ve her sevdiginiz seye ayirdiginiz zaman gibi, müzige de zaman ayirmak lazim, ESKI DOSTLAR KOROSU arkadaslarim ve Koro Sefi’m Seyda SEVINÇLI Hanimefendi, iyi ki varsiniz, iyi ki müzige hizmet veriyorsunuz, provalar, konserler derken, ayaklarimiz agriyor bazen ama basimiz hep dinleniyor, müzik böyle huzurlu ediyor insani, hiç eskimiyor ve hiç eskitmiyor…

1634990cookie-checkEski dostlar

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.