Eski mücahit ve her zaman izci…

İzcibayar’a göre izcilik bir yaşam biçimi. “İzci” denildiğinde akla kampa giden çocuklar gelmemeli. İzci demek yaratıcılık, fedakarlık, demek… Bir izci duyarlı, ölçülü, temiz, faydalı, paylaşımcı ve örnek insan olmalı… Aldığı görevi sonuna kadar en iyi şekilde yapmalı… En önemlisi de bir izci, vatan müdafasına her zaman hazır olmalı…

İzcibayar 1940’da Kıbrıs Magusa’ya bağlı Vadili Köyü’nde doğmuş. 8 yaşında Lefkoşa’da Haydar Paşa İlkokulu’na giderken tanıştığı izciliği, yaşam biçimi yapmış. 1958’de henüz bıyıkları bile çıkmadan EOKA’cı Rumlar tarafından tutuklandığında 45 derece sıcaklığındaki hücrede 28 gün dayanmayı başarmış. Rauf Denktaş’ın da çabalarıyla serbest kalınca ilk işi Türk Mukavemet Teşkilatı’na (TMT) girerek yurt savunmasına katılmak olmuş. Bütün izcilik bilgileri ve yetiştirdiği öğrencilerini Kıbrıslı Türk’ün hayatta kalma mücadelesine seferber etmiş… 1959’da müdürlük yaptığı Girne’deki İzcilik Kampı’nı silahlı eğitim kampına dönüştürmüş.

1960’da izcilik kolunu kurmak şartıyla öğretmen kolejine kabul edilmiş. Ada’da Merkez İzci Komiseri olarak görev yaparken 1963’te EOKA’cıların katliamı başlamış. Bir izci olarak vatan müdafasına koşmuş. EOKA’cılar Zeytinlik Köyü’ndeki bir avuç Türk’ü kuşattığında Celal İzcibayar’ı kendilerine teslim etmelerini istemiş. İzcibayar, içi saman dolu korkulukların ellerine siyaha boyanmış süpürge sopalarını tutuşturup cephelere yerleştirince EOKA’cılar köyü basmaya cesaret edememiş… 1963-70 arasında Beşparmak Dağları’nda mücahitlik yapmış, EOKA’cı Rumlara karşı göğüs göğüse çarpışmış… Oğlu Serhat’ın doğduğunu dağda öğrenmiş ve ancak 1 ay sonra yüzünü görebilmiş…

1974’te Kıbrıs Barış Harekatı sonrasında Lefkoşa’da Atatürk İlkokulu’nu acele hastaneye çevirmesi istenmiş. İzcibayar bütün izci çocukları yine eyleme çağırarak evlerden toplanan ilaç, yatak ve yastıklarla hastaneyi kurmuş. Bu başarı Kuzey Kıbrıs’ın yeni yöneticileri ve Türkiye Büyükelçisi’nin de dikkatini çekmiş. İzcibayar önce hastane müdürü, daha sonra da bütün misafirhane ve yuvaların bağlı olduğu sosyal hizmetlerde şube müdürü olmuş. Hastane işlevini 3 ay sonra tamamlayınca bu kez adanın güneyinden gelen göçmenlerin ilk barınma yeri “Göçmen Yurdu”na dönüştürülmüş. İzcibayar bununla da yetinmemiş ve çeşitli şehirlerde (günde bin-binbeşyüz yemeğin çıktığı ve toplamda 50 bine yakın göçmenin konakladığı) göçmen yurtları açmış. Türkiye Kızılay’ı ile işbirliği yaparak kendisine bağlı çalışanları Türkiye’ye eğitime göndermiş…

1983’te emekli olmuş ve Hollanda’da 6 ay izci kampında çalışmış. Hollanda başarılı çalışmalarından dolayı liyakat madalyası almış.

1984’de izciliğin doğduğu İngiltere’ye yerleşmiş. 1985’de de izciliğin kurucusu Baden Powell’in adıyla anılan Uluslararası İzcilik Grubu’nun (Baden Powell House) üyesi olmuş. 3 yıl sonra da 15 yıl aktif olarak görev yapacağı yönetim kuruluna seçilmiş. Kamplarda Türk geceleri düzenlemiş, özveriyle Türk kültürü ve ürünlerini tanıtmış. Kuzey Kıbrıs’lı izcilere uygulanan haksız izolasyonu anlatmış. Rum Kesimi’nin itirazlarına rağmen kamplarda KKTC bayrağını dalgalandırmış.

1991’de Baden Powell House, yaşamını izciliğe adayan bu Türk’e “İzci” soyadını ödül olarak vermiş. KKTC’de mahkeme kararıyla Bayar soyadının önüne “İzci” kelimesini de eklenmiş.

İzcibayar dünyanın dört bir yanından sayısız ödüller ve teşekkür mektupları aldığını söylüyor. Malezya İzcilik Federasyonu gönderdiği mektupta İzcibayar’ı “Bütün Müslüman ülkelerin kahramanı” olarak tanımlamış. İzcilik tarihini kaleme alan Tony Dunn’dan Kıbrıs Rum Kesimi İzcilik Federasyonu’na kadar pek çok kişi ve kurum izcilikle ilgili araştırmalarında, İzcibayar’a canlı tanık olarak başvurmuş…

2003’te Avrupa İzcilik Vakfı’nın ilk üyesi olmuş. 2007’de izciliğin 100 kuruluş yıldönümünde “yakın arkadaşlarım” diye tanımladığı Baden Powell ailesinden özel teşekkür mektubu almış. Aynı yıl BM’nin Cenevre’de yapılan İzcilik Konferansı’na çağrılan ilk Türk olmuş. İzcibayar, Türk izciliği adına pek çok ilke de imza atmış. Kuzey Kıbrıs izcileri için armaları bizzat kendisi tasarlamış ve uluslararası kataloglara sokmayı başarmış.

Uluslararası ve Avrupa izci kuruluşlarıyla Türkiye ve Kuzey Kıbrıs’ın arasında bir köprü olan İzcibayar, iki ülke izcilerinin yurtdışına açılmaları için de çaba göstermiş.

“Eski mücahit ve her zaman izci” olan İzcibayar’dan izcilik selamıyla ayrılırken bu topluma katkılarından dolayı “kendisine ne kadar teşekkür etsek az” diye düşünüyorum…

838750cookie-checkEski mücahit ve her zaman izci…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.