Çetin Emeç’e mektuplar (XI)

Sevgili Emeç,

Artık veda zamanı geldi.

Zor ama gerçek.

Şimdilik.

Yani bu yıl için.

Gelecek yıl yeni arkadaşlarımız eklenir seninle ilgili anılarını yazmak için.

Seninle yaşanılanları paylaşmak için.

Yeni fotoğraflar çıkarılır gizli, küçük çekmecelerden.

Yeni videolar  hazırlanır…


Senden ayrılalı 19 yıl olmuş.

19 yıl önce 9 Mart günü.

Hain ve eli kanlı teröristlerin hedefi oldun sen ve koruman Ali Sinan Ercan.


7 Mart sabah seni kabrinin başında anacaklar arasında bir çok meslekdaşın olacaktı.

Basın meslek kuruluşlarında emekcileri yani çalışanları “sözde” temsil edenler buluncaktı.

Halen senin çalıştığın gazetede görev yapanlar da…

Ya da seni tanımamış genç meslekdaşların…

Bazı emekli arkadaşların bulunacaktı kabrinin başında.


Beşuş çehreli bazı meslekdaşların, yüzlerini yere çevirerek seni anlatmaya çalışacaklardı.

Senden anılar nakledeceklerdi.


Hepsi olmasa bile bir kısmı sadece geleneksel bakacaktı bu olaya.

Her yıl tekrarlanan ritüel gibi.

Kimi bir an önce bitmesini isteyecekti bu klasik seramoninin.

Hatta Hocaefendinin senin için okuyacağı duanın uzamamasını dileyenler de olabilecekti.

Bir an önce işlerinin başına gitmek isteyeceklerdi.

Oysa 7 mart günü bütün bunlar yerine getirilemedi..

Ölüm yıldönümün ertelendi.

Çalıştığın son gazetenin, son genel yayın müdürü yurt dışında imiş.

Salı gününe, yani bugün attılar seni anma gününü.

Olsun.

Eşin ar, çocukların var.

Birinci derecede akrabaların var.

Çok ama çok yakınların var.

Etin var, kemiğin var, onlar 7 Mart’ta senin yanında oldular.

Onlar senin ruhuna dua okuttular.

Ailen, kızın ve oğlun, bugün yine gelecek kabrine merak etme.

Olsun bu yılın ayıbı yanında, daha anlamlısı var ki, bu en büyük teselli kaynağın olacak inan.


Çünkü biz varız.

Sanki bunları biliyormuşuz gibi.

Biz senin için gazeteden ayrı bir anma günü planlamıştık.

Bütün hazırlıklarımızı haftalar önce yapmıştık.

Seni bizler daha anlamlı şekilde anmak için bir araya geldik.


Bu yıl müthiş bir değişiklik gerçekleşti.

Belki ikiye bölünme oldu ama olumlu bölünme.


Seni kabrinin başında değil, yanyana gelen binden fazla gazeteci arkadaşın ellerinde beyaz güllerle seni karşılıyoruz bugün.

Öldürüldüğün gün. Yani 9 Mart 2009 Cumartesi günü.

Kabir başında değil.

Yüreklerinde.


Bu arkadaşların bir bölümü birlikte çalıştıkların, seni sevenler, seni hayatlarında hiç görmemiş olanlar, senin sadece adını duyanlar, gazeteciler veya gazeteci adayları herkes bir araya geldi bu yıl senin için.


Sevgili meslekdaşın gazeteci-yazar Tulay Bilginer Kopkiman ve arkadaşları gerçekleştirdi bu eylem planını.


Tüm insanları seferber ettiler…

Senin için fotoğraflar toplandı.

Videolar yapıldı.

Yazılar yazıldı, anılar tazelendi…


Bugün, senin için yürekler yanyana geldi.

Senin için ve senin koruman, bile bile ölüme giden Ali Sinan Ercan için.

Bu yürekler binleri aştı.

Sevgi dalgaları sana kadar ulaşmıştır umarım.

Sevgiler bu yıl çoğaldı.

Sevgiler gelecek yıl daha da artacak.

Her yere, herkese bulaşacak bu sevgi.


Ellerde beyaz güller.

Seni hissederek…

Sanki seni görüyor ve sana doğru yürüyoruz…

Senin de bize doğru gülerek yürüdüğünü görüyor gibiyiz….

Elinde kalemin.

Sadece kalemin…

(devam edecek) 

1626100cookie-checkÇetin Emeç’e mektuplar (XI)

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.