Üç etkinlik, üç yorum

Sağlıklı beslenme uzmanı Prof. Dr. Ahmet Maranki’nin geçen pazar günkü toplantısındaydım… Maranki kendi deyişiyle 700’ü yurtdışında bine yakın konferans vermiş. Konferansta çok deneyimli olduğu herhalinden belli… Ses tonlaması ve verdiği örneklerle seyircilerin dikkatini çekmeyi iyi biliyor…

Maranki sağlıklı beslenme, detoks, masaj ve terapi konularında bir dolu kitap yazmış, sağlıklı sebze ve meyve yetiştiren çiftliği, vitaminler üreten şirketi ve detoks kampları var…

Kuzey Londra’daki konferansa 250’ye yakın Türkçe konuşan toplum üyesi katıldı. Bu azımsanmayacak bir sayı…

Maranki konuşmasını yaptığı işleri anlatmakla başladı, öyle de bitirdi… Bana bir sağlıklı beslenme uzmanından daha çok işini büyütmeye, malını satmaya çalışan bir işadamı izlenimi verdi… Kalabalığı yakalamışken Osmanlı hayranlığını da yansıttı. Hanedan üyelerinin sürgün edilmesini (konu dışı da olsa) eleştirdi. Sonra sıra İngilizlere geldi. “Dünyada nerede bir problem varsa, altında İngilizlerin parmağı var” diye konuştu… Biraz daha gaza bastı tarihi köprü Tower Bridge’i hiç de beğenmediğini söyledi.

Maranki dogmatik politik görüşleriyle izleyenleri etkilemeye çalışırken bir misyoner gibi de her cümlesinin sonunda metafiziki ve tanrı inancının da önemini anlattı. Buraya kadar herşeyi muhafazakar bir uzman diye geçiştirebilirsiniz belki ama domuzların eşlerini kıskanmadığı için yenmemesi gerektiğini söylemesi bir “bilimadamı”na hiç yakışmadı doğrusu… Bana göre bu bilimsellikten uzak hamaset, yaptığı “hayırlı” işlere de kocaman gölge düşürdü…

***

Geçen hafta THY’nin 80’nci doğum günü Londra’da dinazorların arasında kutlandı… THY, 37 ülkede yayın yapan spor kanalı ESPN’in hazırlayacağı ‘Basketbolun Başkentleri’ adlı belgesele sponsor oldu. THY, sponsorluk onuruna geçen perşembe akşamı Londra’da National History Museum’da verdiği kokteyl ve yemeğe çoğu yabancı 300’e yakın konuk katıldı.

Konuklar arasında ‘haberci’ olarak ben de vardım… ESPN’ye sponsorluk harcamasının bir getirisi olduğu savıyla es geçiyorum ama THY’nin bu gece için en az 100 bin sterlin harcamış olduğunu düşünüyorum. THY kendi çalışanlarına karşı pintilik yaparken böyle hovardaca para harcaması bir garip AKP klasiği…

THY’de Hava-İş’in 15 Mayıs’ta grev kararı aldı… Hava-İş Başkanı Atilay Ayçin, 15 Mayıs’taki grev kararının kesin olduğunu belirterek, Bakanlar Kurulu’nun erteleme yönünde bir karar alması halinde bunun THY’de ciddi huzursuzluğa neden olacağını söyledi. Ayçin’e göre; “Ancak genel sağlığa ve kamu güvenliğine ilişkin durumlarda grev ertelenebilir. Ama bunlar yok. Bu durumda erteleme kararı alınması keyfi olacaktır…”

Öte yandan THY’deki kabin çalışanı kadınların kırmızı ruju bir yönetmelikle yasaklaması ve sonrasındaki tepkilerle geri adım atılması da THY’yi türbulansa sokmuşa benziyor… Ne yazık ki AKP hamaseti yaşamın pratiği ile hep böyle çelişmesi kendilerini zorda, halkı korkuda bırakacak…

***

Klasik Türk Müziği korosu Nihavend, geçen cumartesi akşamı St Ethelburga Kilisesi’nde 16-20’nci yüzyıl bestecilerin eserlerini yorumladı. Önümüzdeki yıl 25 yaşında bir genç olacak olan Nihavend’in kurucusu Cahit Baylav ve grup arkadaşlarının kiliseye hoş bir seda bırakması beni keyiflendirdi…

St Ethelburga Kilisesi, kapitalizmin dev binaları arasına sıkışmış küçük bir ortaçağ kilisesi… Dünya kapitalizminin kalbinin attığı Bishopgate caddesi üzerindeki kilise, kapitalizmin günahları çıkarmak için çok küçük kalsa da kapısını nitelikli müziklere açması erdemlilik…

“Cevat Şakir, Bodrum’a iyi ki sürüldüğü” dediğimiz gibi, Baylav’ın 1982’de sürgün olarak Londra’ya gelmesi de toplum için bir şans…Bir gazeteci olarak Baylav’ın toplumun lokomatifleri arasında olduğunu rahatça söyleyebilirim. Baylav, tercümanlıktan danışmanlığa, dernek yöneticiliğinden müzisyenliğe topluma pek çok katkıda bulundu. Yaptığı bütün işlerde sosyal fayda, toplumsal yarar hep öne çıktı… Baylav’ın yarattığı Nihavend, gönüllü bir kültür elçisi olarak serüvenini uzun yıllar sürdürmesini diliyorum…

1083960cookie-checkÜç etkinlik, üç yorum
Önceki haberAtalay: İtiraf ettiler, 9 kişi gözaltında
Sonraki haberKÜBA NOTLARI (2) : Atlantik’den 12 güne bakış
FARUK ESKİOĞLU
Faruk Eskioğlu, (1958, Akşehir) gazeteci ve yazar. 1985'ten bu yana yaşadığı Londra'dan Türkiye'deki ulusal medyaya yönelik muhabirlik, temsilcilik yaptı. Londra'da yayınlanan Türkçe toplum gazetelerinde çalıştı ve bazı gazetelerin kuruluşunda yer aldı. Halen sosyolojik değeri olan haber ve araştırmalara ağırlık veren yazar, halen 2004'te kurduğu Açık Gazete'yi (acikgazete.com) yönetiyor ve köşe yazarlığını sürdürüyor.Eskioğlu, 13'üncü yüzyılın sonunda Horasan'dan Akşehir Maruf köyüne yerleşerek tekke kuran Hasan Paşa soyundan geliyor. Hasan Paşa'nın oğlu Şeyh Hacı İbrahim Veli Sultan'ın "Mülk Allahındır" felsefesiyle Anadolu'da bir ilk sayılan kendine adına kurduğu yoksullara yardım vakfı ise halen faaliyettetir.Eskioğlu, ilk ve orta öğrenimini Akşehir'de tamamladıktan sonra 1979’da AİTİA Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu’nu bitirdi. 1984’te Gazi Üniversitesi Ekonomi Fakültesi’nde "master" yaptı. THA’da gazeteciliğe başladı. Aralık 1985’te kendi deyimiyle "siyasi sürgün" olarak geldiği Londra’da ilk 2 yıl baba mesleği kasaplık yaptı. İngilizce öğrendikten sonra medya okudu. Uzun yıllar Nokta dergisi İngiltere Temsilciliği, Hürriyet Londra bürosunda habercilik yaptı. Gazeteciliğin yanısıra 1986-98 arasında grafiker tasarımcı olarak çalıştı. Ayrıca pek çok siyasi afiş ve logo tasarladı.1998’de Türkiye’ye döndü. Hürriyet Gazetesi Ekonomi Servisi’nde haberci ve star.com.tr’de ekonomi editörü olarak görev yaptı. “Basında etik ve toplam kalite yönetimi” üzerine araştırmalar yaptı, bu konudaki konferans ve panellere katıldı.Türkiye’deki 2001 ekonomi krizinde Londra’ya dönerek grafiker tasarımcılık ve gazeteciliği sürdürdü. Toplum gazetelerinden Olay’da genel yayın yönetmenliği yaptı. Londra’da ilk Türkçe internet gazetesini çıkardı ve toplum gazetelerine ilk ajans hizmeti sundu. 2004’te dünya haberleri veren acikgazete.com’u kurdu. İki ayrı toplum gazetesini yayına hazırladı. Türkiye’deki bazı tv kanallarına haber geçti, uzun süre Akşam Londra Temsilciliği’ni üstlendi.Londra'da 2004’te "İçimizden Birisi: Vanunu" başlıklı bir kısa film çekti. Londra'daki toplumu anlatması açısından bir ilk sayılan "Aşkolsun! Adı Aşkolsun" başlıklı belgesel romanı 2007’de Türkiye’de yayımlandı. Türkiye'den 150 ve Kıbrıs'tan 100 yıllık İngiltere'ye göçün anlatıldığı 3 ciltlik "Londra'da Bizim'Kiler" başlıklı araştırması 2019 sonunda çıktı. Eskioğlu’nun Su ve Defne (2004) adlı ikiz kızları bulunuyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.