Eşleri çalıştığından evde çocuk bakmak, ev işleri yapıp akşama “karısına sofra hazırlamak” telaşından başkasını yaşamayan kocalar arada fırsat buldukça hobilerini geliştirmek alışkanlığı da kazandı. 2 milyon erkeğin, bu tatlı rehavetin sonucunda, kapitalist sistemde “kriz düzelip işler yoluna girince” tekrar iş arayıp aramayacakları şimdiden bir sorun oldu.
ABD Nüfus Sayımları İstatistik Dairesi’nin verdiği rakamlara göre 2002 yılında 105 bin erkek evde oturup eşinin geliriyle geçinerek ev işleri yapıyordu. Bu rakam 2006’da 160 bine ulaştı, ancak son kapitalist dönemsel krizin ardından rakam âdeta “tavana vurdu!” Bu kez evde oturup, İngilizcesiyle söylendiği gibi, “Stay-at-home dad” olan babaların sayısı kabaca 2 milyona ulaştı.
Bu sosyolojik gerçeğin ardından şimdi uzmanlar, 2 milyon erkeğin tekrar işbaşı yapabilmesini zor görüyor.
Teksas’daki Austin Üniversitesi’nin ünlü sosyal psikoloji hocalarından Aaron Rochlen’e bakılırsa, toplumsal yaşamda erkek ve kadın arasında belirlenen statü rolleri tamamen değişti. Kadınlar “dışarıdaki yaşamı özlerken”, benzer biçimde erkekler de “evde oturmanın keyfini” yaşıyor.
Öte yandan erkeklerin kadınlara göre ev işlerinde, özellikle mutfakta daha başarılı olması da çalışan hanımların işine geliyor. Yine Amerikan araştırmalarına bakılırsa, erkeklerin “mağara dönemi zamanlarından kalma” bir iştah ve damak zevki bulunuyor ve bu mutfakta erkeğin daha başarılı olmasını sağlıyor.
Bununla birlikte, makro-ekonomik değerler anlamında, 2 milyon civarında âtıl kapasiteye ulaşmış bir nüfusun tekrar ekonomiye kazandırılmasının güçlükleri de açıkça şu sıralarda tartışılan konuların başına geçti. Ancak, 2 milyon erkeğin ağır kol gücü ve beden etkinliği gerektiren işlerden daha çok büro işi tarzı istihdamdan ayrılmış olması ekonomistleri korkutmuyor. ABD istatistiklerine göre hâlen erkekler dışında yapılamayacak işlerde zaten kadınlar bulunmuyor.
