İNGİLTERE… “Evden çalışma” üzerine iki kelam

Dostlar salgın başladığında bazı işletmeler “salgın önlemi” ve işlerin durmaması için çalışanlarının işi evden yürütmelerini istedi. Bu geçici durum salgın uzadıkca da kalıcı olmaya başladı. Haliyle bu konuda bazı düzenlemeler de devreye girdi.

İngiliz emlak şirketinde çalışan bir arkadaşım, “Patronum çalışanlarını tatile çıkmış ve ara sıra da işlere şöyle bir internetten göz attığını sanıyor” dedi. Üstelik o patron işe gidiş geliş ulaşım masrafı da olmayınca çalışanların bu yöntemden kazançlı çıktığını öne sürüp haftasonu tatili ve yıllık izin hakkını rafa kaldırmış, ayrıca evde yapılan harcamalara katkıyı da “daha neler” deyip geçiştirmiş. Tabii işveren bu cesaretini salgındaki işsizler ordusundan alıyor.

Dostlar bu yeni durum ne yazık ki bütün dünyada olduğu gibi Türkiye ve İngiltere’de de emek sömürüsünü katmerleştirdi. Önce Türkiye’den söz edersek, iktidarın reform paketinde yer alan “Yeni nesil çalışma yöntemleri yaygınlaştırılacaktır” maddesine esnek çalışmayla ilgili iki şık koyması işçi sendikalarında ciddi endişeye yol açtı. Pakette, bu iki esnek çalışma yöntemiyle ilgili “Uzaktan çalışma mevzuatı, yeni iş modellerine uyum sağlayacak şekilde revize edilecektir. Kısmi süreli çalışanların hafta tatili, yıllık ücretli izni hak etme süresi ve kıdem tazminatına hak kazanma sürelerinin kanunda açıkça belirtilmesine yönelik düzenleme yapılacaktır” ifadeleri yer almıştı.

Paketteki bu maddeler, işçi sendikaları cephesinde haklı olarak “yeni tehdit riski” olarak algılandı. Sendikacılar, “Paketteki ifadeler şimdilik ‘korkulacak’ bir durumu işaret etmiyor. Ancak bugüne kadar çalışma hayatıyla ilgili hazırlanan tüm taslak düzenlemelerde işçi haklarına yönelik ciddi tehditlerle karşı karşıya kaldık. Yeni nesil çalışma yöntemiyle yeni nesil köle işçiliğin hedeflenip hedeflenmediğini ancak taslak ortaya çıkınca görebiliriz” diyor.

Evrensel’de yayınlanan evden çalışmakla ilgili bir haberdeki çağrı merkezi işçisi de, “Home-office dedikleri, krizi fırsata çevirmek!” diyor ve devam ediyor: “Salgından önce imzaladığımız sözleşmede verilen haklarımız geri alındı ve bize dijital ortamda yeni sözleşme gönderildi. Çünkü sözleşmeyi imzalamama lüksümüz olmadığını farkındalar…”

“Evden çalışanların internet, ısınma ve elektrik gibi giderlerin nasıl karşılanacak” diye sorarsanız, Türkiye’de çıkarılan bir yönetmeliğe göre bu durum işveren ve işçi arasında kararlaştırılacak. Salgın evden çalışmak zorunda kalanların da pazarlık gücünü azalttığı için bu yönetmelik “işverenin dediği olur” anlamına geliyor.

Ya “İngiltere’deki durum nasıl?” derseniz bu konuyu ADPL LLP ortaklarından Malli Müşavir ve İş Danışmarı Enver Kannur’a sordum. Kannur’dan edindiğim bilgilere göre; İngiltere de bu durumu işçi ve işverenin karşılıklı anlaşmasına bırakıyor. Eğer işveren evden çalışanın masrafları ödemek istemezse, çalışan ayda sadece 6 sterlin ev çalışma ödeneğini talep etme hakkına sahip. 6 sterlin bir bira parası. Ayrıca işinizi internetten yapıyorsanız ve evde önceden alınmış geniş bant internet kullanıyorsanız, bunun giderini bile işverenden isteyemiyorsunuz. Oh ne âlâ Mualla… İşveren kira desteği alıp vergiden muaf olurken, elektrik, su ve telefon harcamasını da sıfırlıyor. Öte yandan evden çalışan da işyeri için yaptığı harcamayı cebinden ödüyor.

Sanırım bundan sonra ticari işyerleri genellikle sanal alemde web dükkan olarak açılacak, çalışanlar da evlerinde klavye başında olacak. Patronlar, yasal düzenlemeleri de arkalarına alarak yeni duruma göre emekçilere yeni sözleşmeler dayatacak. Bunları bilmek için müneccim olmaya gerek yok.

Ondan dolayı bu salgında “herkes aynı gemide” diyemiyoruz dostlar… Biz emekçiler kazanımlarımızı yitirmemek hatta daha ileri götürebilmek için tek yol örgütlenmeden geçiyor. Bu örgütlü mücadeleye de her zamankinden daha çok ihtiyacımız var gibi görünüyor.

2501450cookie-checkİNGİLTERE… “Evden çalışma” üzerine iki kelam
Önceki haberKANADA… İngiliz Teknesi Sakal Yaptı*
Sonraki haberAKP’ye MB başkanı dayanmıyor
FARUK ESKİOĞLU
Faruk Eskioğlu, (1958, Akşehir) gazeteci ve yazar. 1985'ten bu yana yaşadığı Londra'dan Türkiye'deki ulusal medyaya yönelik muhabirlik, temsilcilik yaptı. Londra'da yayınlanan Türkçe toplum gazetelerinde çalıştı ve bazı gazetelerin kuruluşunda yer aldı. Halen sosyolojik değeri olan haber ve araştırmalara ağırlık veren yazar, halen 2004'te kurduğu Açık Gazete'yi (acikgazete.com) yönetiyor ve köşe yazarlığını sürdürüyor.Eskioğlu, 13'üncü yüzyılın sonunda Horasan'dan Akşehir Maruf köyüne yerleşerek tekke kuran Hasan Paşa soyundan geliyor. Hasan Paşa'nın oğlu Şeyh Hacı İbrahim Veli Sultan'ın "Mülk Allahındır" felsefesiyle Anadolu'da bir ilk sayılan kendine adına kurduğu yoksullara yardım vakfı ise halen faaliyettetir.Eskioğlu, ilk ve orta öğrenimini Akşehir'de tamamladıktan sonra 1979’da AİTİA Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu’nu bitirdi. 1984’te Gazi Üniversitesi Ekonomi Fakültesi’nde "master" yaptı. THA’da gazeteciliğe başladı. Aralık 1985’te kendi deyimiyle "siyasi sürgün" olarak geldiği Londra’da ilk 2 yıl baba mesleği kasaplık yaptı. İngilizce öğrendikten sonra medya okudu. Uzun yıllar Nokta dergisi İngiltere Temsilciliği, Hürriyet Londra bürosunda habercilik yaptı. Gazeteciliğin yanısıra 1986-98 arasında grafiker tasarımcı olarak çalıştı. Ayrıca pek çok siyasi afiş ve logo tasarladı.1998’de Türkiye’ye döndü. Hürriyet Gazetesi Ekonomi Servisi’nde haberci ve star.com.tr’de ekonomi editörü olarak görev yaptı. “Basında etik ve toplam kalite yönetimi” üzerine araştırmalar yaptı, bu konudaki konferans ve panellere katıldı.Türkiye’deki 2001 ekonomi krizinde Londra’ya dönerek grafiker tasarımcılık ve gazeteciliği sürdürdü. Toplum gazetelerinden Olay’da genel yayın yönetmenliği yaptı. Londra’da ilk Türkçe internet gazetesini çıkardı ve toplum gazetelerine ilk ajans hizmeti sundu. 2004’te dünya haberleri veren acikgazete.com’u kurdu. İki ayrı toplum gazetesini yayına hazırladı. Türkiye’deki bazı tv kanallarına haber geçti, uzun süre Akşam Londra Temsilciliği’ni üstlendi.Londra'da 2004’te "İçimizden Birisi: Vanunu" başlıklı bir kısa film çekti. Londra'daki toplumu anlatması açısından bir ilk sayılan "Aşkolsun! Adı Aşkolsun" başlıklı belgesel romanı 2007’de Türkiye’de yayımlandı. Türkiye'den 150 ve Kıbrıs'tan 100 yıllık İngiltere'ye göçün anlatıldığı 3 ciltlik "Londra'da Bizim'Kiler" başlıklı araştırması 2019 sonunda çıktı. Eskioğlu’nun Su ve Defne (2004) adlı ikiz kızları bulunuyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.