Şevkini kırmak birinci maddemiz

Hizmetleriyle varolmuşları , kendini ispatlayanları göz ardı etmek, o topluluğun kendilerine bahşedilen nimetleri israf etmesidir. Faydalı kişileri idare etme becerimizi maalesef kullanamıyoruz. İnsanlarla anlaşmanın çeşitli yolları vardır.


Bazen de kendi çıkarımıza göre  kişileri değerlendiriyoruz. Eğer muhatabımız bilgili, araştıran , sorgulayan biriyse o kişiyi  saf dışı edebilmenin  yollarına başvuruyoruz.Saf dışı etmenin ne anlama geldiğini düşünelim mi? Düşünmeyelim, düşünürsek vicdanımız sızlar. Tabi ki bu tür kişilerde de vicdan bulunursa düşünebilirler. Ama belki insaf damarlarında hayat emaresi varsa bu yaptıklarının iyi olmadığını anlarlar. Belki de erken farkına varabilirler.


Hayat emaresi olan , vicdanı kararmayanlar muhataplarına yaptıklarının ağırlığının altında ezileceklerdir. Çile çektirmeyi ahit edenlere hiç insani vasfın kalmadı mı demek gelir içimizden?


Sanki anlayacaktır muhatabımız, anlayanlar kişilerin hakkına saygı gösterirler. .


Burada şu bilinen realiteyi de göz önünde tutarak anlatalım. İdealist insanların hizmetlerinin halka sunumunun kolay olduğunu zannederiz.geriden gördüğümüzde tabiiki değerlendirme bu yöndedir. Belki bu insanlar dünyanın en zor işine talip olmuşlardır. İşleri çok zordur.


Bu kanaate nereden mi vardınız der iseniz?


Geçmiş dönemlerde , bizler öğrenciyken toplum için çalışan büyüklerimin hizmetinin değerini bu toplum hakkıyla sahip çıkmadı denebilir. O,  fedakar insanları önemsemedi bu toplum.


Bizler okurken konuşmalarıyla , toplumdaki lider rolünün gereğini sürekli aktif rol oynayarak gerçek hizmeti sunan büyük insanların ardında duramadık.


Burada kimsenin yapamadığı eserleri kazandıran büyüklerimizin katkısını bir anda sildik. Bizim en başarılı olduğumuz alan bu olsa gerek.


Gönüllerimizde ürperti yaşatan , konuşmalarıyla etkili olan lider kişilikli o şahsiyetleri üzgün görmeyi bile düşünemezken, başlarına gelen sıkıntılarda, hiç hatıralarını ve de sağlıklarını sormadık.


Birde çok sevdiğimizi söyledik bu yüce insanlara iyi mi?  Onlarda hiç mi hiç dertlenmediler, çünkü büyüklük bu olsa gerektir.


Kalıcı eserleriyle ne kadar  değerli olduklarının hala farkına varamadık. Farkına varabilseydik , o abide şahsiyetleri üzer miydik?


Elbette üzmezdik, onların ayaklarının altına halı sermemiz gerekirken,o yüce kişilere ayak oyunları oynadık iyi mi?


Kahrol asıca huyumuz var işte bizim,  yetişen insanlarımızın kıymetini bilememek. Onların durumuna düşmeden onların yaşadığı ruh dünyalarını anlıyorum diyen yalan söylüyordur.


Zor zamanda hiç hatırını sormadığımız , o kişilerin üzüntü ve kederli günlerinde telefon açarak sizler bizlere çok müstesna eserler yaparak ilim yuvası, bilim laboratuarı, kütüphane, okul kazandırdın demedik.


İş konuşmaya gelince olumlu olumsuz konuştuk.


Başı dara girdiğinde, hiç mi hiç konuşmadık onlarla, kendi hallerine bıraktık. Çilesiyle baş başa kaldılar.


İyi gününde sevgimizi, hürmetimizi sunduğumuz insanları ilk bizler terk ettik. İşte onların yaşadıklarını, yaşayanlar bilir.


Düşerek , kalkarak , hayat yolunda gidenler , ancak yolda ki sıkıntıları çekenleri, aynı sıkıntıyı çekenler bilir.


Dertleri yaşamayan insanlara anlatılmaz bunlar. İnsanlık tarihinde yaşanılan bu zor işlerin erbabı kişilere takoz koymak, insanlık tarihi kadar eskidir.


Bunun altında yatan neden bellidir. İnsanların hizmetlerini küçümsemenin sebebi kıskançlıktır.


Kıskançlığın karattığı vicdanlardan uzak olmalıyız.kıskançlık en büyük afettir.kıskançlıktan uzak durursak toplumda ki hizmet sunan kişiler şevkle çalışırlar.


Çalışanların , hizmet sunanların,  şevkini kırmak hepimizin birinci görevidir(!)



 

714970cookie-checkŞevkini kırmak birinci maddemiz

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.