Geçtiğimiz yirmi yıl öncesine baktığımızda; ne çok şey öğrendiğimizi, AIDS’e karşı savaşın dünyamızı ne çok değiştirdiğin, başkalarını ve kendimizi anlama konusunda ne çok yol aldığımızı görmek olağanüstü bir şey.
Dünyamızda salgın hastalıkların inanılmaz ölçülerde yayıldığını görüyoruz. Eskiden AIDS’i kişisel bir sorun olarak düşünüyorduk. Oysa şimdi Dünya Sağlık Örgütü’nün tüm dünya ülkelerinde AIDS’e karşı bir savaş başlattığını görüyoruz.
Halkı bilgilendirmek, tavsiyede bulunarak ve danışmanlık gibi bazı hizmetler sunularak AIDS’in pençesinden kurtulma programları yapılyorlar.
AIDS’in yeni hedefi kadınlar… Kadınlar arasındaki yayılım sadece cinsel ilişkiye değil, anne sütüne de bağlanıyor. Afrika ve dünya ülkelerinde AIDS`li kadın sayısı gün geçtikçe hızla artıyor.
Afrika kıtasında yaşamak güzel bir duygu olsa da birçok tehlike içerisindesiniz. En önemli bulaşıcı hastalıklardan birisi de HIV/ AİDS… AIDS, dünyada ilk kez yirmi yıl önce görüldü.
Dünyanın en fakir ülkelerini kapsayan Afrika kıtası AIDS’ten can çekişiyor. Olumsuz yaşam koşulları da eklenince üzücü tablolar ortaya çıkıyor. AIDS`li nüfusun yüzde 70`ini Afrika`lı kadınlar oluşturuyor.
Etiyop’ya da AIDS’in pençesinde…
Etiyopya dünyanın en fakir beş ülkesinden biri… Etiyopya’da kişi başı yıllık gelir 92 dolar. Fakirlikle pençeleşen Etiyopya AIDS, verem ve sıtma gibi hastalıklarla mücadele ediyor. Afrika kıtasında yetmiş milyonluk nüfusuyla en kalabalık ikinci ülke durumunda olan Etiyopya’da ortalama yaşam süresi 42 yıl.
Nüfusun yüzde 10’a yakını AIDS hastası.Yüzde 30’un üzerinde bir oranı da HIV pozitif. Yılda ise 120.000 AIDS’li ölmekte. Etiyopya’lıların HIV testi yaptırma ve danışmalarda bulunma bakımından önemli yol kat etmesi olumlu bir gelişme. Etiyopya’da özellikle gençler arasında alınan önlemler yoğunlaştı. Yalnız, Etiyopya’da AIDS hızla yoksulların hastalığı haline geldi. Etiyopya’nın AIDS’le mücadelede önemli adımlar atmasına rağmen, acilen dış yardıma ihtiyacı var.
AİDS / HIV çok değişik tarzlarda bulaşabilir. Cinsel ilişki, kan ve kan ürünleri, organ ve doku nakilleri, hasta anneden çocuğa geçiş, enjektör ve diğer aletler ile geçiş AIDS’in bulaşma sebeblerinden bazıları.
Anneden doğum ve emzirme sırasında çocuğa AİDS / HIV bulaşabilir . Vücutta yara veya kesik olmadıkça normal deriden virüs geçemez.
HIV bulaşmasından sonra AIDS’in gelişmesi 6-12 yıl ortalama 5-6 yıl sürer.
Bu salgın hastalık gerçekte nedir ve dolayısıyla ne yapabiliriz? Başta korunma yöntemlerini uygulamak gerekiyor.
HIV enfeksiyonu, alan bir kişide ilk belirtiler şunlardır. İlk 2-6 hafta içinde gelişen, dört hafta süren ateş, yaygın lenf bezlerinde şişlik, farenjit, vücutta döküntü, eklem ve kas ağrısı, ishal, bulantı-kusma, karaciğer ve dalak büyüklüğü vb. bulgular ile seyrediyor. Virüs vücuda girdikten 6-12 hafta sonra HIV testi pozitifleşiyor.
Belirtisiz dönem ortalama yedi on yıl sürer. Virüs bağışıklık sistemini tahrip etmeye devam eder. Belirtili dönemde ateş, açıklanamayan kilo kaybı, halsizlik, geçmeyen veya tekrar eden yaygın deri enfeksiyonları, uzun süren ishal, öksürük, pnömoni, sinüzit, bronşit,
yaygın uçuk, kansızlık, pamukçuk, verem, kanserler görülür. Zamanla vücut direncini kaybetmeye başlar. ve son gelir.
Şimdi biliyoruz ki AIDS bir virüsten çok toplumla ilgili. İleriye doğru yürümek için AIDS’le çarpışmak zorundayız.
Şimdi düşünün şu dünyada, kim hasta olacak, kim sağlıklı kalacak; kim yaşayacak, kim ölecek; hangi yaşta, hangi koşullarda ve ne durumda?
Eğer bunlara cevap bulamıyorsak, fakir ülkelere yardım desteğini vermeliyiz.
Sağlıklı günler diliyorum.
