Fatih’te kentsel dönüşüm yoktur!

AKP’li Belediyeler Artık Kendi Yarattıkları Kentsel Dönüşüm Canavardan Korkar Hale Geldiler?!…

Bugünlerde Fatih’e bağlı hangi mahalle ya da semte uğrarsanız ilginç bir afişin her yerde asıldığını görürsünüz; Afiş şöyle diyor: FATİH’TE KENTSEL DÖNÜŞÜM ALANI YOKTUR VE HERHANGİ BİR YIKIM SÖZ KONUSU DEĞİLDİR.

Bu afişin ne anlama geldiğini açıklamadan önce hemen altının çizilmesi gereken bir gerçeği vurgulamak gerekiyor: AKP Belediyeleri bu afişte de görüldüğü gibi bir zamanlar her yerde övünerek anlattıkları Kentsel Dönüşüm uygulamalarından artık korkuyla bahsedecek hale geldiler… Kentsel Dönüşüm adı altında yaptıkları her uygulamada öyle çok gözyaşına, acıya, mağduriyete sebep oldular öyle çok insanın canını yaktılar ki artık bırakın kentsel dönüşümden övgüyle söz etmeyi kentsel dönüşüm kelimesini ağızlarına alırken bile imtina ediyorlar; çünkü halkı bu masala inandıramıyorlar artık!… Size güzel evler yapacağız, sizi daha iyi yerlerde yaşatacağız, size ev vereceğiz, evlerinizin değerine değer katacağız, bu sözlere kimse güvenmiyor artık… Çünkü ev vermiyorlar güzel yaşatmıyorlar aksine evlerine el koyuyorlar insanların, halkı yerinden ediyorlar ; acı da olsa bu gerçeği anlamaya başladı herkes…

Bu konuda karnesi bir hayli kırık olan, gerek Sulukule Projesinden dolayı aldığı eleştiriler gerekse Fener-Balat-Ayvansaray’da ortaya çıkan bir sürü usulsüzlük, yolsuzluk, halka karşı kötü muamele ve neden olduğu hak ihlalleri ile sürekli gündemde olan Fatih Belediye başkanı Mustafa Demir son günlerde aldığı komik tedbirlerle yine halkın dilinden düşmüyor; bu komik açıklamalarla zaten olmayan güvenilirliğini iyice ayaklar altına almakla kalmıyor üstelik gülünç duruma sokuyor kendisini… Ağzı sütten yanan sayın Mustafa Demir yoğurdu üfleyerek yerken öylesine gaflara yol açıyor ki söz konusu afişteki gibi trajikomik, hiçbir inandırıcılığı olmayan ama kafa karıştırmakta oldukça başarılı ilginç manzaralara yol açıyor…

“FATİH’TE KENTSEL DÖNÜŞÜM YOKTUR; BURALAR TARİHİ SİT ALANIDIR, YIKIM YAPILAMAZ” beyanıyla ne amaçlandığına gelirsek… Bu beyan afişleri gören halkta çok büyük bir yanılgı oluşturmakta, ‘sanki yıkımlar durmuş, projeler gitmiş, halk bu beladan kurtulmuş’ izlenimi yaratmaktadır. Bu konuda gayet başarılı olduklarını da şuradan anlamış bulunuyorum; son günlerde sokakta dolaşırken, bu konudaki mücadelemden dolayı beni tanıyan halktan insanların, “Çiğdem hanım yıkımlar tamamen durdurulmuş galiba, Fatih’te hiçbir bina yıkılmayacakmış, bak afiş asmışlar” gibi sorularıyla çok sık karşılaşmam ve çoğunun yüzünden şu ifadeyi okumam: aslında bunların gerçeği söylemediğini biz de biliyoruz ama keşke gerçek olsa, Çiğdem hanım bu beyanı bir doğrulasa, yıkımlar gerçekten durdurulsa” Ama doğrulayamıyorum, aksine halkı yeni bir kandırmaca ile nasıl oyaladıklarını görerek bir kez daha kahroluyorum. Onlara gerçekleri tüm açıklığı ile yeniden ve yeniden anlatmaya çalışıyorum; sonunda biz de zaten inanmamıştık deyip üzgün bir şekilde ayrılıyorlar yanımdan…

Gerçek şudur ki ortada değişen bir şey yoktur; Mevcut projeler Kentsel dönüşüm adı altında değil belki ama ‘yenileme Projesi’ adı altında aynen devam etmektedir. Fatih Belediyesi bu konudaki gerçek niyetini, ortada çok sağlam gerekçeli bir mahkeme kararı olmasına rağmen Fener-Balat-Ayvansaray Yenileme süreciyle ilgili tavrını hiç değiştirmeden yaptığı açıklamalarla ve daha da önemlisi en son ilan ettiği ‘Acele Kamulaştırma Kararı’ ile apaçık ortaya koymuştur. Zaten kendilerine gidip sorulduğunda da verecekleri cevap aynıdır; yani Fener-Balat-Ayvansaray ve daha önce Yenileme Alanı ilan edilen yerlerde hiçbir değişiklik olmadığı, sürecin kaldığı yerden aynen devam edeceğidir; Böylece kendileri astıkları afişle çelişmektedirler; yani bütün FATİH’in tarihi sit alanı olduğu ve asla yıkım yapılamayacağı açıklamalarının tamamen safsata olduğu, asılan o afişlerin Fatih’in bütününe ilişkin ortaya çıkan paniği yatıştırmak amaçlı bir tedbir olduğu gerçeğini ortaya çıkarmaktadır.

Bu konuda tanık olduğum bir olay da beni doğrulamaktadır. Fener-Balat-Ayvansaray yenileme alanına ilişkin 1/1000’lik imar planlarının askıdaki son günü, mahalleden bir üyemizle Fatih belediyesine gitmiştik. Amacımız hem planları incelemek hem de son durum hakkında bilgi edinmekti. Projenin askıya alındığı salonda müthiş bir izdiham, uğultu, aşırı bir yoğunluk, oraya buraya koşuşturup çaresizce bilgi almak için yetkili birilerini arayan insanların olduğunu fark ettik. Çoğu yaşlı, emekli insanlardı. Önce bizim gibi sadece imar planlarına bakmaya geldiklerini düşündük; daha sonra benim televizyondaki bazı konuşmalarımı izleyip beni tanıyan ve kaygıyla “işin gerçeği nedir Çiğdem hanım, bu dilekçeleri neden topluyorlar, bizi de mi gönderecekler buralardan” diye yanıma yaklaşan bazı kişilerle konuşmaya başlayınca işin iç yüzünü anladım. Meğersem Fatihlilerden bir süredir belediyeye müracaat edip bir dilekçe doldurmalarını ve deprem için evlerine müdahale isteyip istemediklerine dair iradelerini beyan etmeleri gerektiğini söyleyen telefon mesajları geliyormuş. Afet yasasının gerek kamuoyunda eleştirisini okuyan gerekse bu konudaki kulaktan kulağa yayılan ‘insanların borçlandırılacağı, aradaki farkı ödeyemeyenlerin yerinden edileceği, evlerine kamulaştırma yoluyla el konulabileceği bilgisine sahip olan halk bu mesajları okuyunca büyük bir paniğe kapılmış ve belediyeye akın etmeye başlamış. Hepsi aynı soruları soruyormuş: “bizi de mi yerimizden edeceksiniz, buraları da mı kamulaştıracaksınız”

İşte bu panik sonucu Fatih Belediye başkanı hem televizyonlarda hem de mahallelere astığı afişlerde yukarıda sözünü ettiğimiz açıklamaları yapma zorunluluğu duymuş. Bu arada ben oradayken bir de şöyle bir açıklama yapılıyordu: “ Siz istemezseniz hiçbir müdahale olmayacaktır; ancak bu dilekçelerden çoğunluğun istediği anlaşılırsa deprem nedeniyle müdahale edilecektir, bu dilekçeleri o yüzden topluyoruz”. Orada herkesin gözü önünde yetkililere şu soruları sordum ben: “siz diyorsunuz ki Fatih tarihi sit alanıdır, burada tek bir yıkım bile yapılamaz, peki soruyorum size Sulukule neden yıkıldı, Fener-Balat-Ayvansaray’da da bir sürü yıkım var ve hala süreç devam ediyor; buralar tarihi sit alanı değil midir? Buralarda yapılanlar nasıl açıklanmalıdır? Bunun üzerine söyledikleri ise şu “Efendim oralar yenileme alanı ve daha önce ilan edilmiş eski uygulamalar olduğu gibi devam edecek ama Fatih’in diğer yerlerinde yıkım olmayacak”… Şimdi sorarım size bir çocuk bile inanır mı bu yalanlara?!… Bunlar halkla dalga mı geçiyorlar gerçekten…

Bir de şöyle diyorlar “6306 sayılı yasaya göre ada bazında müdahale değil parsel bazında müdahale yapılacaktır; Fatih Tarihi sit alanı olduğu için askıya alınan yeni imar planına göre tüm Fatih’te kat yükseklikleri düşürülecek, ön ve arka cephe hatlarıyla imarı daraltılan parsellerde yer alan mülk sahipleri ile önce konuşulacak, eğer anlaşma sağlanamazsa devreye Çevre ve Şehircilik Bakanlığı veya TOKİ girecek, o zaman kamulaştırma söz konusu olabilecek” Peki bu ne anlama geliyor? Müdahale, el koyma, yerinden etme?!…Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu… Bir dedikleri diğerini tutmamakta kısacası… Siz hem yıkım yapılmayacağını söylüyorsunuz, “size dokunulmayacak, Fatih’te bir şey değişmeyecek” diyorsunuz, sonra da kat yüksekliklerini törpülemekten, cephe daraltmalarından, kamulaştırmadan bahsediyorsunuz… yıkım ya da müdahale olmadan bunlar nasıl olacak; kamulaştırma yapılıp hala halka dokunulmaması nasıl mümkün olacak?!… Fatih Belediyesi yalancı çobanı da geçti artık, halkın güvenirliliğini kaybetmeyi bir yana bırakın artık gülünç oluyor yaptığı açıklamalarla… Bir belediye temsil ettiği iradeyi bu kadar hafife almamalı; küçük görmemeli…

Orada halkın yanında sorduğum soruları bir kez daha buradan sayın Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir’e sormak istiyorum? “ Hem kat yüksekliklerini düşürecek hem de halka dokunmayacaksınız, bu nasıl olacak sayın Mustafa Demir bunu bize açıklar mısınız? Bu evlere müdahale değil midir? Kamulaştırma yapmak halkın evine devlet gücünü kullanarak el koymak değil midir? Adına kentsel dönüşüm değil yenileme deyin, ne derseniz deyin bütün bunlar yine halkın evinden yerinden edilmesi demek değil midir? Tarihi sit alanında yıkım yapılamaz diyorsunuz; peki Fener-Balat-Ayvansaray tarihi sit alanı değil midir? Tokludede? Sulukule öyleyse buralarda yapılan yıkımlar nasıl açıklanmalıdır ve devam eden süreç, projeler ne anlama gelmektedir? Bir belediye başkanının halkı kelime oyunlarıyla böyle aldatması, yanıltması hangi etiğe ve yönetim anlayışına sığmaktadır? Evet bu yalanlara artık kimse inanmamaktadır ama halkın kafasındaki karışıklıklar devam etmektedir; ortada büyük bir belirsizlik vardır; halkın güvenilir açıklamalar yapacak doğru bilgi verecek bir otoriteye ihtiyacı vardır; ama niyet de zaten budur öyle değil mi?! Süreci belirsiz kılmak, bu belirsizlik içinde halkın kafasını karıştırarak, bir sürü hile ve katakulliyle insanları yıldırmak, bıktırmak ve evlerini vermeye, gitmeye zorla ikna etmek… Bu yaklaşımın ahlaksız ve onursuz olduğunu bile bile rant için, çıkar için bunu yapmayı inatla sürdürüyorsunuz…

Çünkü halkın hiçbir değeri yok gözünüzde; ne bir parça merhamet, ne azıcık bir vicdan ne de küçücük bir acıma duygusu bulunuyor yüreklerinizde…

Sonuç?! Türkiye’de Kentsel dönüşüm adı altında yapıla ‘yenilmeme, dönüştürme, her türlü müdahale öyle kötü uygulamalarla karşı karşıya getirmiştir ki insanları; artık kendi yarattığınız ‘Kentsel dönüşüm’ canavarından kendiniz de korkar hale geldiniz… Aynen astığınız afişlerdeki gibi “Burada kentsel Dönüşüm yoktur, yıkım yapılmayacaktır” yalanına sığınarak hala halkı kandırmaya devam etme zorunluluğunu hissediyorsunuz kendinizde… Bir zamanlar övünerek bahsettiğiniz kentsel dönüşümü artık ağzınıza bile almaktan imtina ediyorsunuz?!… Bu yüzdendir ki bu kelimenin etrafından dolaşarak, başka kavramlar arkasına gizlenerek halka durumu anlatmaya çalışıyorsunuz…

Bütün bu gelişmeler aslında Türkiye’de kentsel dönüşüm uygulamalarının ne kadar acımasız gerçekleştirildiği, sürecin insanların yaşamlarında ne büyük yaralar açtığı, yaşamlarında ne büyük mağduriyetler yarattığı gerçeğini ortaya koymak açısından da ayrı bir öneme sahiptir…

Bu arada sadece mağdurların değil uygulayıcıların da bu gerçeği görmesi ama bunu kabullenmek ve durumu düzeltmeye çalışmak yerine kelime oyunlarıyla halkı kandırmaya devam edip hiçbir şey olmamış gibi yollarına devam edebilmesi ne büyük bir trajedidir?!…

1080800cookie-checkFatih’te kentsel dönüşüm yoktur!

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.